Sayfa Yükleniyor...
Teknoloji geliştikçe insanlar doğayı kontrol etmeye başladılar. Fakat teknoloji daha da geliştikçe bu defa insanlar da kontrol edilmeye başlandı. Siber teknoloji sayesinde insanın her nefesi kontrol edilebilir duruma geldi. Fakat daha büyük tehlike insan beyninin hacklenmesi ve bu sayede okunabilmesi, hatta silinebilmesi ya da yeni bilgilerle doldurulup zombileleştirilebilmesidir.
Teknolojik gelişmeler birçok şeyi mümkün kılabiliyor. Beyin okumak veya bir takım ipuçlarıyla kişinin düşüncesini tahmin etmek bugün psikologların, nörologların uyguladıkları yöntemler. Beyin dalgalarının kontrol edilebilmesi, denetlenmesi ve yönlendirilmesinin ise yakın gelecekte mümkün olabileceği tartışılıyor. Bu tartışma ve ihtimal beraberinde bir dizi ahlaki ve hukuki sorunu da doğuracaktır. Zira, bugün özel hayatın gizliliği hakkından bahsediliyorken, düşünce gizliliği, beynin korunması ve psikolojik bütünlüğün korunması gibi yeni yeni sorun alanlarıyla karşılaşacağız. Peki, beynin hacklenmesi ne demek?
Belki de cevabı en çok merak edilen sorudur. Beynin hacklenmesi beynin tamamen ele geçirilerek yeniden şekillenmesi mi? Yeniden formatlanması mı? Var olan bilgilerin bir kısmının ya da tamamının silinmesi mi? Yoksa gerektiğinde istendiği eylemlerin yaptırılması mı? Yani zombileştirilmesi mi? Yoksa bazı düşüncelere inandırılması mı?
Sigaraya, içkiye, teknolojiye ya da başka bir şeye bağımlılık beynin hacklenmesi midir? Ya da bir kişiye, gruba, yapıya, kimliğe ve ya fikre bağımlı hale gelmek beynin hacklenmesine girer mi? Radikalizm ve aşırılık bu çerçevede değerlendirilebilir mi? Bilgili ve akıllı sandığımız birinin örneğin bir profesörün bir cahilin arkasına takılması beynin bir tür hacklenmesi midir? Milyonların bir takım sebeplerle bir kişiye bağlanması, dediklerini kabul etmesi, sorgulamaması, yeri geldiğinde mantıksız ve şuursuz bir şekilde söylediklerini savunması beyin hacklenmesi midir? Bir şeye/kişiye aşık olmak da buna girer mi? Radikal bir şekilde kimlik aidiyetlerini kutsama, bu çerçevede irrasyonel davranışlar beyin hacklenmesine girer mi?Bu soruların her biri farklı bilimsel araştırmalar konusudur. Farklı disiplinlerin ilgi alanına girer. Fakat hepsinin ortak bir noktası var ki o da, akıl sahibi olan insanın aklı üzerindeki kontrolünü kaybetmesidir. Bu durumların her birini herkes kendi bilgisi, düşüncesi, ideolojisi ve çıkarına göre farklı yorumlayacaktır.
Yukarıda bahsedilen algısal ve zihinsel olan hacklenme türlerinin büyük bir kısmı okuyarak ve düşünerek ortadan kaldırılabilir. Fakat burada üzerinde durulması gereken şey, teknoloji sayesinde beynin bir bilgisayar gibi, bir web-sitesi gibi ya da bir dijital araç gibi hacklenmesi meselesidir. Yapılan araştırmalar, bunun mümkün olabileceği yönünde. Böyle bir durum, insanlar için çok büyük bir felaket olacaktır.
Black Mirror dizisinin gerçekleşmesi, teknoloji sayesinde insanların tamamen robotlaştırılması, iradesinin ortadan kaldırılması veya istendiği şekilde beynin ve kişinin yeniden formatlanmasının düşünülmesi bile korkutucu. Gerçi o durumda bile çok mutlu insanlar olacaktır. Bugün dünyada bunu zorbalıkla, baskı ve işkenceyle yapan rejimlerde insanların bir kısmı bundan nasıl faydalanıyorsa ve bunu hiçbir ahlak ve insanlık meselesi yapmıyorsa, o zaman da benzer ahlaksız kişiler olacaktır. Bu konularda çalışan bazı bilim insanları şimdiden beynin, özel düşüncenin ve psikolojik bütünlüğün özel yasalarla korunmaya alınması gerektiğini ileri sürmektedirler. Bu yapılmazsa, ileride teknoloji ile insan beyninin okunması, silinmesi ya da yeniden formatlanmasının çok büyük zararlarının olacağını, insan hak ve özgürlüklerinin ve dolaylı olarak insan onurunun korunmasının mümkün olmayacağı düşüncesindedirler. Bu durumda insan psikolojisinin tamamen alt üst olacağı ve insanın artık insan olmaktan çıkabileceği, zombileştirilerek her şeyin yaptırılabileceği tehlikesine vurgu yapmaktadırlar.