Din ve İnsan Hakları Perspektifinden Küresel Fakirlik


  • Oluşturulma Tarihi : 05.12.2016 08:34
  • Güncelleme Tarihi :
Din ve İnsan Hakları Perspektifinden Küresel Fakirlik yazının resmi

25-27 Kasım’da dördüncüsü düzenlenen Din ve İnsan Hakları Perspektifinden Küresel Fakirlik Çalıştayı oldukça verimli geçti. Yerli ve yabancı akademisyenler, STK temsilcileri, din görevlileri ve karar alıcıların da katıldığı çalışma gösterdi ki fakirlik bir ekonomik muhtaçlık meselesinin çok ötesinde, bir ahlak ve değerler meselesidir. Bu nedenle, dinin ve insan haklarının bu meselenin çözümünde etkisi ve katkısı fazladır.

Çalıştay sonunda hazırlanan Sonuç Bildirisi de zaten bu konuya işaret etmektedir:

Tarih boyunca insan toplumlarının karşılaştığı en çetin problemlerden biri olan fakirlik, küresel düzeyde insanlığımızı tehdit etmektedir. Fakirliğin dünya üzerindeki insanlık türünün devamını tehdit eder boyutlara ulaşması çok ciddi, kaygı verici ve korkutucu bir gelişmedir.

Küresel düzeyde insanlığımızı tehdit eden fakirlik insan onurunun, özgürlüğünün ve hukukunun zayıflamasına, tahrip edilmesine ve ortadan kaldırılmasına zemin hazırlamaktadır. İnsan onuruna, özgürlüğüne ve hukukuna yönelik saldırıların ve ihlallerin temelinde fakirlik afetinin bulunduğunu söyleyebiliriz.

İnsan onurunu, hukukunu ve özgürlüğünü tehdit eden ve tahrip eden fakirlik afetine karşı mücadele ideolojik veya kısır bir ideolojik sorun değildir. Fakirliğe karşı mücadele insan olmanın, insan onurunu korumanın, insan haklarına sahip çıkmanın getirdiği insani, ahlaki ve manevi bir sorumluluktur.

Fakirliğe karşı yürütülecek bir insani mücadelenin bütün ırklar, milletler, cinsiyetler, dinler ve coğrafyalar üstü ve ötesi evrensel bir anlayışla sürdürülmesi gerekmektedir. Bu noktada evrensel bir bilinç ile yerel düzeyde herkesin üstüne düşen sorumluluğu yerine getirme çabası içerisinde olması gerekmektedir.

Küresel çağda tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar zenginlik üretilmesine rağmen insanlığın küresel düzeyde fakirlik yüzünden acı ve ızdırap çekmesi büyük bir paradokstur. Fakirliğin aşılması için, sahip olduğumuz zenginlik ve imkanları harekete geçiren küresel bir işbirliği ve dayanışmanın oluşturulmasına insanlığın acil ihtiyacı vardır.

Fakirliğin insan hayatında var olması, onu doğanın bir kanunu ya da insana dayatılan ilahi bir kader haline getirmemektedir. Fakirliği yaratan unsur insani başarısızlıklardır. İnsanın çalışma ve çabalaması ile fakirliğin üstesinden gelmesi mümkündür.

Fakirliği öğretilmiş çaresizlik, acizlik psikoloji ile içselleştirmek yerine insanın aklını, yeteneğini ve birikimini harekete geçiren çalışma, yenilik ve üretkenlik temelinde yeni bir zihniyet inşasına ihtiyaç vardır. Fakirlik durumuna karşı ancak yeniliğe ve üretkenliğe dayalı yeni bir zihniyet ve pratikle karşılık verilebilir.

Dünyaya hakim olan uluslararası sistemin küresel fakirliğe karşı etkisiz kaldığı açık bir şekilde ortadadır. Dünya sisteminin insanı yoksullaştırıcı değil refah, barış, güvenlik ve özgürlük ihtiyacını karşılayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının küresel kurumlar nezdinde etkili ve verimli çalışmalar yapmaları gerekmektedir.

Yolsuzluk, rüşvet ve şiddet gibi zafiyetlerle bünyeleri çürüyen ve silahlara kaynaklarını ayırmaları gibi nedenlerden dolayı devletler bugün küresel fakirliğe karşı etkin bir şekilde karşı koyamamaktadırlar. Demokratik, hukuk ve sosyal nitelikte devlet dediğimiz mekanizmanın yolsuzluk ve yoksulluk üreten değil zenginlik, refah, hukuk ve barış içerisinde bir arada yaşamayı sağlayacak şekilde kendisini yeniden inşa etmesi gerekmektedir.

İnsan hayatının önemli tecrübelerinden biri olan din; ahlakı, çalışmayı, insan onurunu ve hukukunu korumayı esas alan çok değerli referanslar, kaynaklar ve tecrübeler sunmaktadır. Dinin maneviyat adına fakirliği meşrulaştırıcı ve dünyayı ötekileştirici bir araca indirgenmesi sağlıklı değildir. İnsan onurunu ve çalışmayı esas alan fakirlik karşıtı dinamik bir ahlak ve zihniyet inşasında din önemli bir kaynak işlevine sahiptir.

Fakirliği insanlığın büyük çoğunluğunun makus talihi, küçük bir azınlığın ayrıcalığı olarak gören anlayışı küresel düzeyde devam ettirmek artık mümkün değildir. Bundan dolayı, “Hiç kimse için fakirlik herkes için barış, adalet ve refah” diyoruz.

Din ve İnsan Hakları Perspektifinden Küresel Fakirlik
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen