Sayfa Yükleniyor...
Karar Gazetesinden Mustafa Öztürk 22 Nisan 2017de Ferisilik ve Ferisi Dindarlığı başlığıyla bir yazı yazdı (Okunmasında büyük yarar var). Yazı, dine inanan ve fakat dini kendi çıkarları doğrultusunda kullanan, inandıklarıyla amel etmeyen, kaba, softa ve ahlaksız bir din anlayışını temsil eden Yahudiliğin Ferisilik zihniyetini anlatmaktadır.
Yazıda Ferisilikle ilgili yer alan bilgilerden bazıları şöyledir: Ferisîler kendilerince hakikati temsil ettiklerinden, dini alanda kendi mezheplerinden farklı görüş ve anlayışları benimseyen zümreler sapkınlığın (heretiklik, mülhidlik, zındıklık) temsilcileri olarak telakki edilir. Nitekim Hz. İsa, Ferisîler nazarında tam manasıyla sapkın, yoldan çıkmış birisidir. Daha açıkçası Hz. İsa şeriata karşı çıkmak gibi çok büyük bir cürüm işleyen, bu yüzden de küfre giren birisidir. Buna mukabil Hz. İsanın nazarında Ferisîler ikiyüzlülüğün kitabını yazan bir din çetesidir. Hz. İsa görünüşte şeriatın zahirî hududunu tatbikte kılı kırk yarmasına karşın aynı şeriatın bâtınî (derûnî, ahlâkî) hukukunu umursamayan bu din çetesine kimi zaman, Sizi yılanlar, engerekler soyu! diye hitap etmiş ve bu taifenin ahlaksız dindarlıklarını şu çarpıcı ifadelerle eleştirmiştir: Ferisîlerin size söylediklerinin tümünü yapın; fakat onların yaptıklarını yapmayın. Çünkü onlar söyledikleri şeyleri kendileri yapmazlar. Onlar taşınması güç yükleri/mükellefiyetleri başkalarının sırtlarına yüklerler, kendileri ise bu yükleri taşımak için parmaklarını bile kımıldatmazlar. Onlar ne yaparlarsa gösteriş için yaparlar.
Aynı yazıdaki şu alıntı da Ferisiliğin ahlak anlayışı bakımından önemlidir: Vay halinize, ey din bilginleri ve Ferisîler! Bir yandan gösteriş için uzun uzun dua edersiniz, öte yandan dul kadınların malını mülkünü sömürüp yersiniz (Matta 23/13-14; Markos 12/40; Luka 20/47) Vay halinize, Ferisîler! Tek bir kişiyi dininize döndürmek için denizleri, kıtaları dolaşırsınız. Dininize döneni ise kendinizden iki kat cehennemlik yaparsınız (Matta 23/15). Vay halinize, ey Ferisîler, ikiyüzlüler! Siz nanenin, dereotunun ve kimyonun ondalığını verirsiniz de, Kutsal Yasanın daha önemli konularını -adaleti, merhameti, sadakati- ihmal edersiniz (Matta 23/23; Luka 11/42).
Son olarak yazar, Ferisiliği ahlaksız dindarlık olarak tanımlamakta ve şöyle demektedir: Ezcümle, Hz. İsayı tabir caizse illallah ettirip canından bezdiren ve sonunda, Ey Kudüs! Peygamberleri öldüren Kudüs (Matta 23/37) diye feryat ettiren Ferisîlik ahlaksız dindarlığın müesses şeklidir.
Öncelikle şunu vurgulamak lazım ki Mustafa Öztürk bugünkü dinin ve özellikle bizi ilgilendiren yönüyle, İslam dünyasının bir kısmının en önemli sorunlarından birisine işaret etmiştir. O da inandığı gibi yaşamamak, dini sadece bir ideoloji ya da bir kimlik düzeyine indirgemek, şekilcilik ve dini ötekileştirme aracı haline getirmek. Dindar görünüp dinin emir ve tavsiyelerini göz ardı etmek.
Din ahlaktır diyen Peygamberin (SAV) ümmeti olmak, fakat ahlaktan nasibini alamamak. Elbisesi amelinden hayırlı olana lanet olsun diyen hadise karşılık, elbisesi ve söylemi İslami ve fakat ameli İslam ve ahlak ilkeleriyle bağdaşmamak. En önemli özelliği güvenilirlik olan Peygamberin (SAV), Müslüman, diğer insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir hadisine karşılık, güvenilirliği oldukça düşük olan, bırak diğer insanların, diğer Müslümanların bir kısmının bile elinden ve dilinden emin olmadığı kişilikleri temsil etmek. Oysa Müslüman, Hz. Peygamberi örnek almalı değil mi? Kuran-ı kerim Ahzap Süresi 21. Ayet And olsun ki Rasululllah, sizin için; Allaha ve ahret gününe kavuşmayı uman, Allahı çok zihreden kimseler için güzel bir örnektir demektedir. Müslüman ona benzemeli ki Onun da ahlakı Kurandır.
Mustafa Öztürk yazısında Ferisiliği ahlaksız dindarlık olarak tanımlamaktadır. Oysa hem günlük dilde hem de literatürde daha uygun kavramın ahlaksız dincilik hatta ve hatta sadece dincilik kavramının Ferisiliğe daha uygun düştüğünü düşünüyorum. Dindarlık başlı başına doğru din anlayışını barındıran bir kavramdır. Türk Dil Kurumun Online Büyük Türkçe sözlüğünde dindarlık şöyle tanımlanmıştır: 1- a sf. din b. Din inancı güçlü, din kurallarına bağlı (kimse), mütedeyyin; 2- Allah'a inanmış ve bağlanmış kimse. Oysa dincilik ise farklı kaynaklarda farklı farklı tanımlamalar içermesine rağmen genelde inanmış gibi görünen ya da toplum yaşamının din kurallarına göre biçimlenmesini ister görünen ve fakat buna inanmayan, dini, günlük çıkarlarına alet eden, kullanan, dindar görünüp dinin kural ve ilkelerini özümsemeyen anlayış şeklindedir.
Özetle, bu tartışmanın yapılması ve fakat doğru kavramlar etrafında geliştirilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum. Zira, yanlış kavramlar, özellikle dini kötülemek isteyen birtakım insanların elinde bir koz olarak kullanılabilir. Bu nedenle, ahlaksız dindarlık kavramı yerine, ahlaksız dincilik anlayışının modern Ferisilik ya da neo-Ferisiliği daha iyi tanımlayacağını düşünüyorum.