2

İdlib Sorunu Nereye Evrilecek?


  • Oluşturulma Tarihi : 06.08.2018 06:51
  • Güncelleme Tarihi :

18.06.2018’de bu köşede Suriye’de Büyük Savaş Kapıda mı? başlıklı yazıda Suriye’nin İdlib kentinde durumun giderek gerildiği ve Suriye rejiminin buraya yönelebileceğini yazmıştım. Detayları linkte mevcuttur. Bugün geldiğimiz nokta, o gün tartıştığımız konuların yavaş yavaş ortaya çıktığı ve daha kolay tahmin yürütülebileceğidir.
Suriye’de Esad rejimi yedi yıldır süren iç savaşta oldukça yıpranmış, yorulmuş ve zayıflamış, fakat yıkılmamıştır. Yaptığı katliamlar, terör ve şiddet, yıktığı şehirler, göç ettirdiği insanlar ve bölge çapında neden olduğu sorunları da not etmek gerekir. Rejimin ayakta kalmasında, Rusya Federasyonu ve İran’ın desteğinin payı büyüktür elbette. Ayakta kalmanın ötesinde, halihazırda dünya kamuoyu algısı, rejimin savaşın galibi, özellikle Rusya’nın da kazananı olduğu konusunda büyük bir konsensüs var. Tabi dereyi görmeden paçayı sıvamak her zaman yeni sürprizlere yol açabilir.
Rejim ve müttefikleri ülkenin güney bölgelerini muhaliflerden alınca, PYD’nin bölgelerine ABD’den dolayı giremiyor, haliyle tek hedef Kuzey’de muhaliflerin ana üssü haline gelmiş İdlib kalıyor. Rejim iki haftadır İdlib ve çevresine yığınak yapıyor. Rusya bölgede 12 gözlem noktası bulunan Türkiye’nin artık bulunmasının bir anlamının kalmadığını söylüyor ve sığınmacıların Suriye’ye dönmesinde yardımcı olacağını söylüyor. Çin gerekirse İdlib’de Suriye’ye yardımcı olacağını – asker gönderebileceğini- söylüyor. PYD de rejime İdlib’e ortak operasyon yapmayı teklif ediyor. Her aktörün çıkarları farklıdır. Çin savaş sonrası yapılanma sürecinde rol almak, çıkarını maksimize etmek ve ekonomik fırsatlardan yararlanmak istiyor. PYD Özerklik konusunda yol almak istiyor. Rusya Akdeniz’deki varlığını tahkim etmek istiyor.
Türkiye İdlib’de ciddi bir ikilem ile karşı karşıyadır. Ya oradan bir takım siyasi pazarlıklarla çekip gelecek ya da savaşacak. Savaş seçeneği çok riskli ve tehlikeli zira, Rusya, İran ve son olarak Çin ile karşı karşıya gelmesi ihtimali çok yüksek. Batı ile hele Amerika ile ilişkiler bu kadar gerginken bunu göze alma ihtimali de düşük. Bunu doğal olarak Suriye ve müttefikleri de biliyor ve bu nedenle, İdlib’de bastırıyor. Bir an önce sonuç almak istiyorlar.
İkinci seçenek ise pazarlık, daha teknik tabirle siyasi müzakereler. Bu daha rasyonel ve az riskli fakat tamamen de tehditlerden arınmış değildir. Öncelikle, Türkiye’nin baştan beri sahada desteklediği muhalif gruplar kaybetmiş olacak ve minimum kazanç sağlamış olacaklar. Hatta sıfır kazanç bile olabilir. İkincisi, böyle bir senaryonun oluşması halinde, uzun vadede tüm komşu coğrafyalarda yerel aktörlerin Türkiye ile işbirlikleri riske edilmiş olunacak. Üçüncüsü, yeniden yapılanma sürecinde Türkiye’nin yer alması rejimden dolayı ya çok düşük ihtimal ya da mümkün olmayacak. Dördüncüsü, büyük bir göç dalgası ve en önemlisi silahlı bir sürü muhalifin Türkiye’ye geçme tehlikesi olacak. Beşincisi, Ürdün ve Lübnan sığınmacıların Suriye’ye dönüşü konusunda rejimle anlaşmalar yaptılar. Rusya’nın destek sözüne rağmen, Türkiye’nin rejimle böyle bir anlaşma yapma ihtimali düşük; iki nedenden dolayı. Birincisi, Türkiye ve rejim kolay kolay bir araya gelmez. İkincisi, Suriye rejimi uzun vadeli stratejileri gereği Türkiye’deki sığınmacıların dönmesini istemez. Zira Türkiye’dekilerin önemli bir kısmı muhalif ve rejim kendince onlardan kurtulmuşken(!) bir daha geri istemeyebilir.
Kısacası, İdlib Türkiye’nin Suriye’de karşılaştığı en büyük sorun. Bundan sonra uzun bir süre İdlib sorununu tartışacağız. Tek çıkış yol bazı çıkmazlarına rağmen, rasyonel, insani ve ahlaki bir müzakereden geçiyor. Müzakere seçeneği zayıfladıkça, savaş seçeneği öne çıkacaktır.

İdlib Sorunu Nereye Evrilecek?
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen