2

İnternet ve Mahremiyet Hakkı


  • Oluşturulma Tarihi : 27.08.2018 07:07
  • Güncelleme Tarihi :

İnternet siber çağın en önemli ve en etkili aracıdır. Diğer tüm teknolojik gelişmeler ve ürünler gibi basit bir araçtır. Özünde iyi ya da kötü değildir. İyilik yolunda kullanılırsa iyi sonuçlar, kötülük için kullanılırsa kötü sonuçlar alınır. İnternet insanlık için büyük bir nimet, fakat aynı zamanda büyük bir tehdit. Her gün insanlık hafızasını zenginleştiren yaklaşık 7 milyar GB bilgi akışı olurken, yine her gün milyonlarca siber saldırı olabilmektedir. Bu nedenle, internetin nasıl ve ne için kullanıldığı önemli bir husustur.
İnsan hakları konusunda da internet mutlak iyi ya da mutlak kötü değildir. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesinde faydaları olduğu kadar zararları da vardır. Bir tarafta Amerika Güvenlik Ajansı milyonlarca insanı dinlerken, öbür tarafta onun bu hakları ihlal eden faaliyetini deşifre eden Edward Snowden gibi insanlar ortaya çıkabiliyor. Hükümetler ve küresel şirketler insan haklarını ihlal eden bir dizi faaliyet yürütürken, onları deşifre eden Wikileaks sızıntıları engel olmaya çalışıyor.
Bazı insan hakları siber teknolojiden olumlu etkilenirken bazıları ciddi bir riskle karşı karşıya kalmıştır. İfade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü, toplumsal hayata katılma hakkı, sosyal, ekonomik ve kültürel haklar önemli oranda olumlu etkilenen haklardır. Yine ifade özgürlüğü(internetin engellenmesi ve elektronik gözetim) ve özel hayatın gizliliği hakkı en çok olumsuz etkilenen hakların başında gelmektedir. Bu konuda en hassas olan ve en riskli olan hakların başında özel hayatın gizliliği hakkı yani mahremiyet hakkı gelmektedir. Zira, o olmadan insanın gerçek anlamda insanlığını koruması, onurunu muhafaza etmesi zordur.
Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi, 12. Maddesi mahremiyet hakkını şöyle tanımlamaktadır: “Hiç kimsenin özel yaşamına, ailesine, evine ya da yazışmasına keyfi olarak karışılamaz, onuruna ve adına saldırılamaz. Herkesin, bu gibi müdahale ya da saldırılara karşı yasa tarafından korunma hakkı vardır”. Bu maddelerdeki unsurları özel yaşam, aile, ev, yazışma, şeref, şöhret ve ad gibi kişisel ve ailevi mahremiyeti kapsayan her şeyi içermektedir. Bunların hepsi uluslararası hukukun ve kanunların koruması altındadır. Fakat bu hak ve onun unsurları maalesef internette en büyük risklerle karşı karşıyadır. Herkesin bilgisayar ve akıllı telefon kullandığı bu çağda sosyal medya platformlarından elektronik gözetime oradan siber istihbarata kadar bir dizi tehdide açık hale gelmektedir.
Snowden olayı olarak bilinen ve NSA’nın tüm dünyanın yanında ABD vatandaşlarını da elektronik takibe aldığı olay çok büyük bir skandal aslında. NSA Verizon Telekom şirketinin tüm abonelerini, yahoo, Google, twitter ve faceboook gibi küresel sosyal medya şirketlerinin ana sunucularını (önemli oranda bu şirketlerin rızası ve izniyle) takip edip bilgi topladığı ortaya çıktı. Snowden belgeselinde gösteriliyor ki bu olayda Almanya’da ifade veren bir ABD ajanı, açıkça dünyadaki tüm istihbarat örgütlerinin bu programları kullandığını söylemektedir. Yani dünyanın en büyük gözü olan NSA’nın yanında yerel ve ulusal gözlerle insanlık izlenmektedir. Bunlara kişiler (hackerler) ve şirketler de katılınca insan haklarının karşı karşıya kaldığı tehdidin boyutları ortaya çıkabilmektedir.
İnsanların ne kadar yoğun izlendiğini basit bir örnekle açıklamak istiyorum. Küresel siber gözetlemede şirketlerin reklam için yaptıkları gözetimin oranı sadece % 11’dir. Yani çoğumuzun başına gelmiştir, bir şey konuşuruz biraz sonra onunla ilgili telefon ya da bilgisayarımıza onun reklamı düşer. Otel, uçak bileti ya da başka bir ürün araştırırsın biraz sonra günlerce bilgisayarına hatta cep telefonuna onun reklamları gelir. Bütün bunlar yapılan elektronik takibin sadece % 11’ini oluşturuyor. İstihbarat örgütleri yani devletlerin yaptığı gözetim % 85’tir. Yani bu reklam amaçlı takibin neredeyse 8 katı kadar. Bu da, İnsan hakları ve özellikle mahremiyet hakkının ne kadar büyük bir riskle karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Suç işlemeyen neden bundan çekinsin denebilir. Mahremiyet suç amaçlı değil, insanlık onurunun korunması amaçlıdır. Evlerde sürekli suç işlenmez fakat sürekli evin pencerelerinde perde bulundurulur. Mahremiyet ve insan onuru için.
Kısacası, internet yararlı bir araç fakat ciddi riskleri de var. Bizi izleyenleri hukuk ve insan hakları sınırları içinde tutmayı başardığımız sürece kısmen güvende olabiliriz, yoksa önümüzdeki birkaç yıl içinde zaten küresel düzeyde zayıf olan insan haklarına güle güle diyeceğiz. Bu durumda, internet uzun vadede insanların köleleştirilmesine hizmet edebilir. Bu konuda bilinçlenme olmazsa, mücadele olmazsa gelecek karanlık olabilir.

İnternet ve Mahremiyet Hakkı
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen