2

KASABADAKİ TEK OYUN DEMOKRASİ Mİ?


  • Oluşturulma Tarihi : 02.11.2015 06:05
  • Güncelleme Tarihi :

Demokrasi katılımdır, hoşgörü ve saygıdır, barışçıl bir araçtır, rekabettir ama en önemlisi bir oyundur. Kuralına göre oynanmalıdır aksi takdirde toplumsal barış ve refah için bir felakete dönüşebilir.

Demokrasi özünde halkın karar-alma mekanizmasına yani kamu yönetimine katılımıdır. Demokratik katılım ve hükümet değişiminin barışçıl olmasıdır. Bunu yapabilmenin temel şartı da toplum olarak bazı kurum ve kurallar üzerinde anlaşmaktır. Oyunu bu kurallara göre oynamaktır. Yani bütün kurum ve kurallarıyla hatta kültürüyle demokrasi oyununu oynamaktır.

Demokrasi toplumsal sözleşme ve biat mekanizmasının gerektirdiği gibi, insanların özgür iradesine dayanır/dayanmalıdır. Aksi takdirde onun adı demokrasi olmaz. Özgür iradeye ve barışçıl güç değişimine imkan tanıdığı için adildir ya da adil olma iddiasındadır. İnsani ve ahlaki boyutu öne çıkar. Özgür iradeyi devreden çıkardığınız anda korku, tehdit ve şantaj işin içine girdiğinde bu artık zorbalığın sembolü haline gelir.

Demokratik katılım aynı zamanda bir insan hakkıdır. Evrensel İnsan hakları Beyannamesi (EİHB)’nin 21. maddesi ‘herkesin doğrudan ya da temsilcileri aracılığıyla kamu yönetimine katılma hakkı vardır’ demektedir. Bu çerçevede, yapılan siyasal tercih de bir haktır ve saygı görmelidir. İnsanların tercihlerini sorgulayan, aşağılayan ve ötekileştirenler aslında insanın kendisine saygı göstermemektedirler. Onlara göre, tek doğru olan kendileridir ve herkes onlara benzemelidir ki bu, haddi zatında kendilerni beğenmişlik hastalığıdır, firavunca ve ahlaksızca bir bakış açısıdır. Oysa demokrasi çoğulcudur ve farklılıklara saygı gösterir.

Demokrasi aynı zamanda en iyi çatışma çözme yöntemidir. Toplumsal farklılıkları barışçıl bir şekilde bir arada tutmayı başarabilir. Zira demokraside farklı kesimlerin yararları ve menfaatleri korunur ve saygı görür. Farklılıkların olduğu ve fakat demokrasinin olmadığı yerde çatışma ve göz yaşı olur. Dünya haritasına bakın, demokrasi olmayan bölgelerde çatışmaların olduğunu göreceksiniz.Daha çok demokrasi ve daha çok özgürlük, bu ülkede yıllardır milli bir spor olarak öğretildiğinin aksine kaos ve çatışma değil, barış ve uzlaşma doğurur.

Demokrasi aynı zamanda bir yarışma ve rekabettir. Fikirlerin, çıkarların, tercihlerin yarışıdır. Bu yönüyle, yarışı abartanlar, seçimi ‘olmak ya da olmamak’ toptancılığına kaçanlar, ranta ve kişisel hırsa dönüştürenler, onun barışçıl özünden uzaklaşıp çatışmalı bir sürece çevirebilirler. Rakipleri düşman, farklılıkları tehdit ve tercihleri saldırı algılayanlar demokrasi ve demokratik değerlerin yanından bile geçmemişlerdir. Demokrasi farklılıklara karşı hoşgörülü ve saygılı olmayı gerektirir. Başkasının tercihini en az kendi tercihi kadar saygın ve değerli görmelidir.

Türkiye, seçimler sürecine girmiş olduğu son dokuz aylık süreçte maalesef demokrasinin ruhuna aykırı bir şekilde bir hoşgörüsüzlük, rekabet ve çatışma içine girdi. Bu süreç maddi ve manevi olarak topluma çok zarar verdi: Can ve mal kaybına, barış ve hukuk kaybına, iman ve ahlak kaybına yol açtı.

Bugün seçim sonuçları nasıl çıkarsa çıksın herkes onlara saygı göstermeli ve geleceği inşa için barış, hukuk ve adalete dönmelidir. Seçim sürecinde rekabetin abartılmasından ortaya çıkan zararları telafi etmenin yolları aranmalıdır. Bu ülkede herkes ortak bir geleceğe, barışçıl ve adaletli bir toplumsal düzen için çaba sarf etmelidir. Kişisel hırs ve çıkarlar, kutuplaşma ve ötekileştirmeler asgari noktaya çekilmelidir. Aksi takdirde hep birlikte kaybederiz.

Çatışmanın kazananı ve barışın kaybedeni olmaz. O halde yeniden barış ve huzur için uğraşmalı. Herkes kendi çapında bu uzlaşma, hoşgörü ve barış kültürüne katkı vermelidir. Demokrasiyi erdem ve ahlakla taçlandırmalı ve hem bölgeye hem İslam dünyasına hem de dünya halklarına yeniden umut olmaya çalışılmalıdır. 

KASABADAKİ TEK OYUN DEMOKRASİ Mİ?
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen