Jordan Romero, 2006 yılında henüz 10 yaşındayken Afrika'nın en yüksek noktası olan Kilimanjaro Dağına (5892 metre yüksek) tırmanarak ilk dünya rekorunu kırıyor. Ardından 2007 yılında Avrupa'nın zirvesi olan Elbrus dağına, yine aynı yıl Güney Amerika'nın zirvesi olan Aconcagua dağına, 2008 yılında Kuzey Amerika'nın en yüksek noktası olan McKinley dağına, 2009 yılında Okyanusya'nın tepesine - Carstensz Pyramid dağına ve nihayet 2010'da henüz 13 yaşındayken dünyanın zirvesi olan Everest dağına (8848 metre yüksek) çıkarak dünyada Everest'in tepesine çıkan en genç insan unvanını kazanıyor.
Bir yıl sonra da Antartika kıtasının zirvesi olan Vinson Massif dağına tırmanarak yedi kıtanın zirvesine tırmanan en genç insan olarak dünya rekorunu kırmayı başarıyor.
Peki henüz 14 yaşındaki bir çocuğa yedi kıtanın zirvesine çıkabilmeyi ve 13 yaşında Everest'in zirvesine çıkarak dünya rekoru kırabilmeyi sağlayan şey nedir? Kendisi okul koridoru duvarında bulunan 'yedi kıtanın zirveleri'nden oluşan bir resimden ilham aldığını söylüyor. Bu resmi her gördüğünde o zirvelere tırmanmayı hayal ediyor. Sonra dağcılık kurslarına başlıyor ve bu yüksek başarıyı elde ediyor.
Jordan Romero ile yapılmış bir röportajı okuyunca aklıma şunlar geldi: Acaba bizim okullarda okuyan çocuklar neyi hayal ediyor? Okul koridorlarında her gün neyi görüyor?
Bu sorulara kısmen cevap bulabilmek için internetten kısa bir gezinti yaptım. Okul duvarlarında, bahçesinde, sınıflarda ufuk açıcı neler var diye. Tüm okul ihtiyaçlarını satan bazı internet sitelerinde satılan bazı ürünler: Atatürk büstleri, Atatürk köşe malzemeleri, Atatürk posterleri, bayrak ve flamalar, Çanakkale savaşı resimleri, milli levhalar, kolon ve koridor sözleri, Atatürk resimli sözler.
Koridor sözlerinden ufuk açıcı, insanlık, ahlak ve evrensel değerler namına bir şey var mı diye baktım. İmam Hatip okullarının duvarlarında bulunan bir kaç ayet ve hadis, bazı özel okul duvarlarında birkaç resim ve evrensel söz dışında kalanların neredeyse tümü siyasi, ötekileştirici, ayrımcı, saldırgan, aşağılayıcı, kışkırtıcı ve ırkçı sloganlardan oluşan sözler, çocukları tek şeye çağırıyor: Faşizm!
Sadece duvar sözleri, resimler ve büstler olsa neyse. Başta tarih ve inkılap tarihinin neredeyse tümü, diğer derslerin de önemli bir kısmı aynı zihniyeti sağlamlaştırıyor. Zira Milli Eğitim mevzuatı bunu zorunlu kılıyor.
Peki, böyle bir çevrede büyüyen, böyle bir okulda okuyan çocuklar ne olmayı hayal eder? Neden ilham alacaklar? En büyük hayalleri ne olur?
Uzay çalışmaları, siber uzay keşifleri, dünya rekorları, dünya çapında eserler, dünya barışı, demokrasi, ahlak, felsefe....???
Çözüm, tekçi, ötekileştirici, ayrımcı ve tevhid-i tedrisatçı Kemalist eğitimden çoğulcu, kucaklayıcı, eleştirel, bilimsel, evrensel, ahlaki ve insani bir eğitime geçiştir. Sözde değil, özde bir geçiş.