2

Küresel Adalet Mümkün mü?


  • Oluşturulma Tarihi : 28.05.2018 07:00
  • Güncelleme Tarihi :

DOÇ.DR. NEZİR AKYEŞİLMEN

nezmen@yahoo.com

Uluslararası İlişkileri anlamaya, anlamlandırmaya ve açıklamaya çalışan çeşitli teoriler var. Bu teorilerden kimisi gücü, kimisi işbirliğini, kimisi sınıf mücadelesini ve kimisi cinsiyeti öne çıkarır. Chris Brown ve Terry Nardin’inin öncülük ettiği Normatif Teori ise, uluslararası ilişkilerin ahlaki boyutu üzerinde durmaktadır: Küresel fakirlik, küresel adalet, küresel demokrasi, insan hakları, insani müdahale ve çevrenin korunması gibi konular. Geleneksel teorilerin aksine devleti değil, insanı ya da dünya toplumunu analiz eder, merkeze alır ve onların güvenliğini, haklarını ve geleceğini düşünür.

Küresel adalet tek başına bütün bu küresel sorunların çözümünde anahtar bir kavramdır. Zira neredeyse bütün bu sorunların temelinde adaletsizlikler, ayrımcılıklar ve ahlaksızlar var. Küresel adalet sadece Normatif teorinin değil, etik teorilerinin ve dinlerin de ana meselesi durumundadır. Dünya nüfusu incelendiğinde yüzde 85’i bir dine mensup, geri kalanın önemli bir kısmı bir ahlak teorisine inanmasına rağmen, dünyada bu kadar adaletsizlik neyle açıklanabilir? Yoksa insanlar inandıklarını zannettikleri şeylere gerçekten inanmıyorlar mı? İnandıkları şeyleri işlerine geldiği gibi mi yorumlayıp uyguluyorlar? Münafıklık yoksa insanın en yaygın özelliği midir?

Öyle ilginç bir dünyada ya da insan denen varlıkla yaşıyoruz ki onu anlamak çok zor. Herkes kendinden fazla adaletsizlik yapana zalim diyor? Herkes kendisinden daha fazla zulüm yapana diktatör diyor. Herkes kendinden çok hırsızlık yapabilene hırsız diyor. Kimse dönüp kendisine bakmıyor. Durum böyle olunca, minimalist bir adalet ve hakkaniyet talebi bile fazla görülüyor. Bu azıcık insani ve ahlaki talep bile çoğu zaman krimainalize ediliyor, ötekileştiriliyor, terörize ediliyor ve nihayetinde bastırılıyor.

Küresel adalet, gerçek anlamda bir ütopya. Küresel adalet aynı zamanda fiziksel(öldürme, işkence ve cinsel saldırı), yapısal(fakirlik ve açlık), toplumsal(ayrımcılık, ırkçılık, hoşgörüsüzlük), ekolojik(çevre kirliliği, küresel ısınma ve israf) ve siber şiddet(siber saldırılar) türlerinin tümünü ortadan kaldıran pozitif barışa denk gelmektedir. Küresel çapta gerçek adaleti sağlamak ya da pozitif barışı gerçekleştirmek mümkün olsa, dünya cennet olurdu herhalde. Ki cennetin bir ismi de Darüsselamdır. Yani Gerçek ya da pozitif barıştır. Gerçekleştirmek zor olsa bile, onu taklit etmek, ona yaklaşmaya çalışmak ve o yolda ilerlemek de mi zor? İnsanlar ahlaken bu kadar zayıf varlıklar mı?

Kimisine göre, insan ahlak dahil çok zayıf bir varlık; kimisine göre ise, insan çok güçlü bir varlıktır. İnsanın küresel adaleti sağlamaya gücü var, fakat çeşitli nedenlerle kullanmak istemiyor. Tahakküm etme isteği, kibir, çıkar, güç ve ihtiraslar gibi güçlü arzuları eşitliğin, alçak gönüllülüğün, paylaşmanın, adaletin ve diğerkâmlığının önüne geçiyor. Geliştirdiği araç ve teknolojileri daha çok birinci kategoride sayılan istekleri için kullanıyor. Büyük çoğunluğu adaletin ve barışın meleği olmaktansa, savaşın şeytanı olmayı yeğliyor. Ve daha vahimi bu şeytanlığı da insanlara meleklik olarak satmayı ihmal etmiyor. Yani söylemde herkes melek, fakat eylemde şeytanlık galebe çalıyor.

Küresel adalet bir ütopya olabilir, fakat her insan kendi çapında ve kendi gücü mesabesinde bu ütopyayı gerçeğe dönüştürme yolunda mesafe alabilir. Karınca misali yolunu, metodolojisini, şeriatını seçebilir. İnsanlar her zaman hayatta tercih ettikleriyle karşılaşmayabilir, hatta çoğu zaman tersiyle de yüz yüze gelebilirler. Önemli olan yaptığı şeyi görmesi değil, o zaman yapılan her şey bir ücret karlığında olurdu ki o erdem değildir. Erdem kişinin karşılıksız iyilik yapması, kötülüğü bertaraf etmesidir. Daha önemlisi, her şeye rağmen kişinin ahlakını ve umudunu yitirmemesi. Arkadaşın yoldan saptıysa yalnızlık pahasına bile ondan ayrılabilmesidir. Kötülüğü, düzeltmek için her zaman gücümüz yetmeyebilir, fakat ondan yana olmak ya da olmamak kalben de olsa her zaman bizim tercihimizdir.

Küresel Adalet Mümkün mü?
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen