2

Küresel Barışın Anahtarı: İnsani ve Ahlaki Değerler Eğitimi


  • Oluşturulma Tarihi : 28.03.2016 08:18
  • Güncelleme Tarihi :

Uluslararası İlişkilerin Westfalya sistemi son bir asırda temel bir takım özelliklerini korumakla birlikte 3,5 defa değişime uğramıştır. İki dünya savaşı, Soğuk Savaştan sonra kurulan düzenler ve 11 Eylül sonrası düzen(sizlik) durumu. Her dönemin kendine göre bir takım olumlu ve olumsuz yönleri var fakat uluslararası toplumun sürekli gelişen, iyiye ve huzura doğru evrilen bir çizgi izlemediği bir gerçek. Dalgalanmaya maruz kalan dünya toplumu teknoloji ve ekonomik büyüme açısından ilerlerken (adil bir dağıtım yapılırsa dünyada kişi başı gelir harcama paritesi üzerinden 16 bin dolar düzeyindedir), insani ve ahlaki değerler ve küresel barış açısından bunu söylemek zor.

Soğuk Savaş sonrası ilk 10 yıllık süreçte dünyadaki siyasal çatışmaların sayısı yüzün altına düşerken bugün bu sayı (2015) 400'ü aşmıştır. Şiddet içeren çatışmalar 200'ü ve yoğun şiddet içeren ya da savaş olarak tanımlanabilen çatışmalar ise 40'ı aşmıştır. Burada en önemli iki nokta şu; bu savaşların hiçbiri doğrudan devletlerarası çatışma değil, tersine hepsi devletler içi çatışmalardır. Yani küresel çapta toplumsal düzeyde bir memnuniyetsizlik ve değerlerin aşınması var demektir. Diğer önemli bir husus, bir iki istisna dışında bu savaşların hepsinin demokrasi ve insan hakları gibi değerlerin önemsenmediği bölgelerde meydana gelmesidir. Daha da önemlisi, yapılan projeksiyonlarda bu küresel şiddet dalgasının azalma eğiliminde olmadığıdır. Zira, dünyada son 15 yılda evrensel değerler gerilemekte ve demokrasi kalitesi düşmektedir. Sadece demokratik olmayan ülkelerde ya da yeni demokrasilerde değil, yerleşmiş demokrasilerde bile bu olumsuz trend gözlenmektedir.

Avrupa, Amerika ve diğer demokratik bölgelerde bile evrensel değerlerde bir gerileme, yabancı düşmanlığı, ırkçılık, İslamofobya ve içine kapanma eğilimleri artmaktadır. Bu olumsuz gelişmeleri gözlemleyen başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, uluslararası örgütler, çare olarak son 15 yılda insan hakları eğitimi, barış eğitimi, ahlak eğitimi, değerler eğitimi gibi insani ve ahlaki ilkeleri temel alan bir eğitim seferberliği içine girmişlerdir. Bu alanda hem devletler hem de uluslararası örgütler bir çaba sarf etmektedir, fakat bunun yeterli olduğunu söylemek zor görünmektedir.

Bu yöndeki eğitim Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nin 26. maddesine göre bir insan hakkıdır. Yine bu hakkın kapsamı insanlara herhangi bir eğitim vermek değil, aksine insanı ve insanlık değerlerini merkeze alan, insan haklarını koruyan, insanların kendisini gerçekleştirmesi için ortam hazırlayan ve dünya barışına hizmet eden bir eğitim olmalıdır. Öyle bir eğitim sistemi geliştirilir ki mükemmel insanı hedefler, istisnalar dışında dinin ve ahlakın öngördüğü, tüm insanlığa faydalı bireyler yetiştirirsiniz, fakat tersine yine eğitimle işkenceci, canavar, ötekileştiren, tahakkümcü, sömürgeci, kibirli, insanlığa ve dünya barışına tehdit oluşturabilecek insanların yetiştirmesine neden olabilirsiniz. Çünkü eğitim tarih boyunca kişileri ve toplumları şekillendirme aracı olmuştur ve bu yönde kullanılabilecek en önemli ve etkili unsurların başında gelmiştir. Bu aracı iyi ya da kötü için kullanabilirsiniz. İnsanlık tarihine bakıldığında bu iki örneği de görmek mümkündür.

İnsanların ve insanlığın önceliği insanı hem maddi hem de manevi huzura kavuşturmak ve bu iki yönünü dengeli bir şekilde beslemek olmalıdır. Bunun için de insanı ekonomi, teknoloji ve fen bilimleri alanlarında geliştirirken, bu konularda eğitime yoğunlaşırken, manevi eğitimi, insani ve ahlaki eğitimi göz ardı edilirse tek taraflı, düzensiz ve dengesiz gelişen, değerlerden yoksun, çıkarını maksimize etmek için her yolu mubah gören robotlar yetiştirmiş olursunuz. Böyle bir eğitim, kimliklere hapsolmuş, ideolojik, ben-merkezci, ötekileştirici ve düşmanlaştırıcı kişilikler yetiştirir. Bu insanların temel özelliği sürü psikolojisine sahip olmaları, ilke değil çıkarı ve gücü önemsemeleri ve düşünme yetisini önemsememeleridir.

İnsanı robot olmaktan koruyan, küresel düzeyde barış ve huzura katkı yapan kişiler haline getirmek için insani ve ahlaki eğitimin yaygınlaştırılması bir zorunluluktur. Aksi takdirde insan, kendi sonunu gönüllü ve sistematik olarak kendisi hazırlamış olacaktır.

Küresel Barışın Anahtarı: İnsani ve Ahlaki Değerler Eğitimi
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen