2

Küresel Post Demokratik Distopya!


  • Oluşturulma Tarihi : 23.01.2017 07:14
  • Güncelleme Tarihi :

İnsan hakları, insanın insanca ve insanlık onuruna yakışır bir şekilde yaşayabilmesi için Yaratıcı tarafından kendilerine bahşedilmiş bir dizi ahlaki, insani ve evrensel ilkelerdir. Bunların başında hayat, hürriyet ve insan onuru gelmektedir. Bu ilkelere göre herkes ahlaken eşittir. Bu haklar devredilemez ve ihlal edilemezler. Fakat baskıcı, zalim ve ahlaksız bazı rejimler bunu hep ihlal edegeldiler. Bu nedenle, insanlar haklarını yani insanlığını koruyabilmek için hep mücadele ettiler ve bedel ödediler.

İnsanlık tarihinde hak, hukuk, adalet ve insan hakları hep bir ölçüde olmuştur, Fakat 70 yıl önce BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi (EİHB) ile bu hakların bir kısmı uluslararası hukuka ve uluslararası ilişkilere girmiş oldular. O günden bugüne yaygınlaştı ve yeryüzündeki tüm anayasalarda yerlerini aldılar. Soğuk Savaş sonrası süreçte ise, uluslararası sistem düzeyinde meşruiyetin, medeniyetin ve güçlenmenin sembolü haline geldiler.

Fakat 11 Eylül saldırıları ile birlikte bir duraklama ve son 10 yılda da bir gerileme sürecine girdiler. Yapılan akademik araştırmalarda son 10-15 yıldır küresel demokrasi kalitesinde bir düşüş ve insan hak ve özgürlüklerinde bir gerileme gözlenmektedir. 11 Eylül saldırıları ile başlayan süreçte küresel çapta önemsenen güvenlikçi anlayış insani ve ahlaki değerlere veren önemi ve değeri geriletti. Bu gerileme sadece üçüncü dünyada değil, demokratik, gelişmiş ülkelerde de bariz görünmektedir. Başta AB ve ABD olmak üzere demokratik bölgelerde artan yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslamofobya gibi hastalıklar, dünyanın geri kalan bölgelerini de olumsuz etkiledi ve etkilemektedir.

Bu olumsuz süreç ABD’de Trump’ın başkan olmasıyla maalesef azalacak gibi görünmüyor. Aksine, Trump’ın bugüne kadar basına yansıyan demeçlerine bakılınca insan hakları ve demokrasi gibi evrensel değerlerin gerileyeceğinden, dünyada çatışmaların artacağından ciddi bir endişe duyulmaktadır. Dua edelim de yanılalım.

Trump’ın uluslararası düzeyde tek taraflı ve üstten bakan bir anlayış geliştireceğine ilk uygulamasından anlaşılabilir. Astana görüşmelerinde Rusya, Türkiye ve İran’ın dışişleri bakanları düzeyinde temsil edilmesi beklenirken, Amerika’nın toplantıya Büyükelçi düzeyinde katılması önemli ve olumsuz bir diplomatik mesajdır. Hem toplantıyı önemsemediği ve sonuç beklemediği mesajı veriyor. Hem de katılan ülkeleri diplomatik önemsemediği. Yarın ABD’ye gidecek bazı devlet başkanlarının kendisiyle değil de, yardımcısıyla görüşmesini salık verirse şaşırmayın.

Ufak bir dip not olarak düşeyim: Trump’ın gelişine sevinenler, en kısa sürede Obama’yı mumla arayabilirler.

Uluslararası düzeyde genelde ülkeler hegemon gücün, bugünkü tabirle süper gücün sistemini ve davranışını taklit ederler. Trump’ın ekonomi ve yüksek politika dışı konuları küçümsemesi, önem vermemesi bu anlamda büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Tabi ABD’de Başkanların mutlak muktedir olmadıklarını, sistemin içinde güçlü bir aktör olduklarını da unutmayalım. Sistemin kendilerine izin verdiği ölçüde özgür olduklarını da. Fakat buna rağmen, zaten küresel çapta yıllardır gerileme sürecinde olan insan hakları ve demokrasinin bu olumsuz gidişi hızlanabilir.

Bu kapsamda düşününce, küresel demokrasi ve insan hakları yeni dönemde zor bir dönemece girecektir. Soğuk Savaş döneminde bile bu kadar büyük bir çıkmaza girmemiştir. Bu insanlık için büyük bir testtir. Ya demokrasi ve insan haklarını koruyarak, daha doğrusu insanlığımızı ve onurumuzu koruyarak bu süreci atlatacağız, ya da demokrasi ve insan haklarına elveda diyeceğiz.

 

Küresel Post Demokratik Distopya!
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen