Liberalism, özgürlük anlamına gelen liberty kelimesinden türetilmiştir. Özgürlüğün temeli de ifade ve düşünce özgürlüğüne dayanır. İfade özgürlüğü hoşumuza giden ve onayladığımız düşüncelerden ziyade, hoşumuza gitmeyen, arzulamadığımız hatta karşı olduğumuz düşüncelerin özgürce dile getirilmesidir.
Liberal birisi, teoride, farklı görüşlere hoşgörülü davranmalı, dahası o görüşlerin dile getirilmesi için gerekirse mücadele etmelidir. Zira, özgürlük sadece kendimiz için değil, ahlaken eşit yaratıldığına inandığımız tüm insanlar içindir. Din, dil, renk, ırk, cinsiyet, felsefi ve inanç farklılıkları gözetmeksizin herkes bu haktan yararlanmalı. Bir düşünceye hoşgörülü davranmak onu kabul etmek değildir. Onun dile getirilmesi ilkesine sadık kalmaktır.
ABDde Notre Dame Üniversitesi mezuniyet programına siyasi bir lideri davet etmek ister. Binlerce öğrenci ve öğretim üyesi Başkan Trumpın davet edilmemesi için üniversite rektörüne hitaben bir bildiri imzalar. Bunun üzerine üniversite, Başkan Yardımcısı, Mike Pencei davet eder. Pence konuşmaya başlayınca çok sayıda öğrenci protesto amaçlı tören salonu terk eder.
Liberal Yazar ve CNN program sunucusu Fareed Zakaria, 30 Mayısta yaptığı programda buna tepki gösterir ve Liberaller hoşgörülü olduklarını düşünüyorlar ama genellikle değiller der. Amerika'da üniversiteler her türlü farklılığa saygı duyarlar fakat entelektüel farklılığa saygı duymazlar. Muhafazakar görüş ve görünüşleri tamamen sustururlar. Oysa farklı, katılmadıkları hatta saldırgan buldukları görüşlere bile saygı göstermeleri gerekir. Doğruluk, hak ve erdem hiç kimsenin tekelinde değildir. Anti-entelektüalizm olarak tanımladığı ve doğruluğu kendinden menkul bu tavrı şöyle tarif eder: Biz o kadar saf, ahlaken o kadar üstünüz ki, katılmadığımız bir fikri duymaya tahammül edemiyoruz der.
Zakaria, kendi içinde çelişkili bu tavrı oldukça net bir şekilde açıklamış. Peki bizde durum farklı mı? Yani Türkiyede liberallerin tavrı, davranışları liberal mi? Hoşgörülü mü?
Türkiyenin en liberal üniversiteleri olarak bilinen üniversitelerde muhafazakar düşünceye ne kadar yer verilir, ne kadar saygı gösterilir? Liberal olduğunu düşünen basın ve yayın kuruluşları farklı fikirlere ne kadar saygılı? Liberal olduğunu düşünen STK'lar ötekinin haklarına ne kadar sahip çıkıyor? Tabi ki her zaman istisnalar olur, fakat çoğunluk maalesef illiberal bir tavır içindedir.
Aylar önce şöyle bir tweet atmıştım: Türkiyenin en büyük talihsizliği kendisine liberal diyen bazı kişilerin oldukça illiberal olmalarıdır. Türkiye'deki bir kısım liberalin - ya da kendi kendisini liberal olarak tanımlayan bazılarının - tavrı ABDdekilerden farklı değildir. Yeri geldiğinde faşizmi bile liberalizm olarak yutturmaya çalışacak kadar kendi içinde çelişkili bir tavırdır bu. Sanırım, birçok liberal bile bu tespite katılır.
Liberalizm aslında ahlaki tutarlıklık, hoşgörü, saygı, farklılıklara tahammül olmalıdır. İdeolojik bir duruş değil, insan merkezli, herkesin hak ve özgürlüklerini savunan bir tavır. Liberal bir kişi sadece liberal fikirlere saygı göstermez, insanlık dışı ve ahlak dışı olmayan her fikre saygı gösterir ve fakat liberal fikirleri benimser. Liberal fikirler arasında doğal olarak başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere, bütün hak ve özgürlükler vardır.
Yakın geçmişte medyada tartışılan bir anket vardı. Eski Diyanet İşleri Başkanı'nın ifadesine göre, yapılan bir ankette, Türkiye'de toplumun yüzde 70'i dindarların ahlaklı olma zorunluluğu yokmuş. Oysa Hadiste Din güzel ahlaktır (İhya, 3/50) ve yine Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim. (bk. Muvatta, Husnü'l Halk, 8; Müsned, 2/381) diyor Peygamber Efendimiz. Dinin bu güzel ve temel ilkesini göz ardı eden bir toplumun liberallerinin büyük bir kısmının, liberty ilkesini göz ardı etmesi normal değil mi?
Yanılıyor muyum yoksa değerli (il)Liberal arkadaşlar?