Sayfa Yükleniyor...
Makedonya, Balkanlarda küçük bir kara ülkesi. Bulgaristan, Yunanistan, Arnavutluk ve Kosova ile çevrili, 2.1 milyon nüfusa sahip Avrupanın en fakir ve istikrarsız ülkelerinden biri. Çatışmalı ilişkilerin ve zeminlerin bol olduğu, kırılgan ve zayıf bir demokrasisi var. Makedonlar toplumun yüzde 64ünü, Arnavutlar yüzde 25ini ve geri kalan yüzde 11i ise Türkler, Çingeneler, Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlardan oluşuyor.
Yakın tarihte Kosova ile sınır sorunlarını halleden Makedonya, Yunanistan ile Makedonya ismi üzerinde sorunlar yaşıyor, Arnavutluk ve Kosova ile ülkedeki Arnavut azınlık konusunda sorunlar yaşıyor. Kısacası, komşularından sadece Bulgaristan ile sorunu yokmuş gibi görünüyor. İç ve dış sorunlarla boğuşan, sorunlarının istikrarsızlığa ve şiddete evrilme potansiyeli yüksek ve ekonomisi kırılgan bir ülke. Bütün bu olumsuzluklarla birlikte Rusya ülkedeki istikrarsızlığı fırsat bilerek Balkanlara geri dönmenin hesaplarını yaparken, AB fazla etkili olamıyor, ABD dünyanın her yerinde olduğu gibi orada da güçlü bir varlık gösterme gayretinde.
Son günlerde, Arnavut Kökenli bir vekilin Meclis Başkanı seçilmesiyle birlikte Makedonya Meclisinin milliyetçi protestocular tarafından basılması ve şiddet olaylarına sahne olması ülkede yeni bir siyasi krize ve bölgesel istikrarsızlığa neden olabilecek büyük bir çatışmaya kapı araladı.
Peki, bugünkü krize nasıl gelindi?
İki yıl önce Hükümet olan muhafazakar ve milliyetçi parti lideri Gruevskinin 20 bini aşkın gazeteci, siyasetçi, aydın ve din görevlilerini illegal bir şekilde dinlediği, takip ettiği ve istihbarat topladığı iddiaları üzerine başlayan protestolar, milliyetçi hükümetin istifasına neden oldu. Son iki yılda yapılan dört seçime rağmen siyasal ve ekonomik istikrar sağlanamadı. Aralık 2016da yapılan son seçimde de herhangi bir parti parlamentoda çoğunluğu sağlayamadı ve hükümet bugüne kadar kurulamadı. 120 kişilik sandalyede 51i milliyetçi muhafazakar parti, 49u sosyal demokrat parti ve geri kalan 20 milletvekilini dört Arnavut partisi kendi aralarında paylaştı.
Milliyetçi parti lideri Arnavutlarla anlaşamayınca Hükümeti Kurma görevi Sosyal demokrat partiye verildi ve bu parti Arnavutların haklarına saygı gösterme, özgürlüklerini genişletme ve Arnavut dilini ikinci resmi dil olarak kabul etme karşılığında anlaştı. Fakat Cumhurbaşkanı Arnavutlara fazla taviz verildiği saikiyle Hükümeti görevlendirmedi. Ardından sosyal demokrat parti ve Arnavut partileri aralarında anlaşıp bir Arnavut milletvekilini meclis başkanı seçtiler. Bunun üzerine milliyetçi parti yanlıları Meclisi protesto etti ve son şiddetli gösterileri ve Meclisin işgali meydana geldi.
Bu krizin şiddetlenmesi ve çatışmanın derinleşmesi ihtimali yüksek. Böyle bir ihtimal hem Makedonyaya hem de bölgeye ciddi anlamda zarar verecektir. Zira Makedonyadaki bu krizin şiddete evrilmesi onunla sınırlı kalmayacaktır. Büyük Arnavutluk idealini taşıyan Arnavutlar (Arnavutluk, Kosova ve Makedonya Arnavutları) ile tarihsel bölünme korkusu yaşayan Makedonlar ve bölgenin diğer halkları bu çatışmaya kolayca taraf olabilecektir. Olası bir çatışma sadece etnik kimliklerle sınırlı kalmayacak aynı zamanda, Bosnada olduğu gibi İslam ve Hristiyan din mensuplarını da bölecek ve bölgeselden küresele doğru bir medeniyetler çatışması fitilini de ateşleyebilecektir. Dolayısıyla, olası bir Makedonya iç çatışması, önce ülkenin, sonra bölgenin ve nihai olarak dünya barışına ve istikrarına zarar verecektir.
Makedonyada siyasal ve ekonomik istikrarın temeli fonksiyonel bir demokrasi, etkin bir insan hakları rejimi ve geniş tanımlanmış bir azınlık hakları mekanizmasından geçer. Ayrımcılık yapan çoğunluğun öngördüğü ve talep ettiği faşizan, tekçi ve etnikçi bir siyasal düzen dünyanın her yerinde olduğu gibi, ülkede ve bölgede sadece acı ve gözyaşı üretecektir.
Ülkede barışın ve istikrarın ve doğal olarak işleyen bir demokrasinin kurulabilmesi için Türkiye dahil tüm bölge ülkeleri, AB, ABD ve Rusyanın iyi niyetle ve çatışma yönetiminin barışçıl ilkelerini rehber edinerek bu krizi çözmeye çalışması gerekiyor. Aksi takdirde, dünyada yeni bir çatışma bölgesinin ortaya çıkması, tün dünyayı ve başta bölgemizi etkileyecektir.