Ortadoğu’da Neden Hep Savaş Var?


  • Oluşturulma Tarihi : 10.10.2017 07:05
  • Güncelleme Tarihi :
Ortadoğu’da Neden Hep Savaş Var? yazının resmi

NEZİR AKYESILMEN

nezmen@yahoo.com

Ortadoğu, eski dünyanın kalbi, dinlerin, dillerin ve medeniyetlerin beşiğidir. İnsanlık tarihinin en büyük devrimi olan İslam’ın doğduğu ve en büyük bilimsel buluşların (900-1300) temellerinin atıldığı bir bölge. Dünyanın 21. yüzyılın bilgi ve teknoloji çağına gelmesinde öncülük etmiş bir coğrafya. Küresel huzur ve istikrarın, uluslararası barış ve hukukunun ortaya çıktığı bir bölgedir.

Fakat bugün Ortadoğu birkaç asır önce ortaya çıkardığı tüm bu değerleri tüketen, onları çiğneyen, yok sayan bir vahşi batı alanına dönüşmüş durumda. Coğrafya, savaşların, çatışmaların, göçlerin, acıların, zulmün, baskının ve diktatörlerin meskeni haline gelmiş.

2016 Conflict Barometer istatistiklerine göre, dünyada var olan 38 yoğun şiddet içeren çatışmanın yani savaşın 10’u Ortadoğu’da. Yani dünyadaki savaşların %26’sından fazlası bu bölgede cereyan ediyor. Oysa bölge nüfusu dünyanın yaklaşık %10’u kadardır. Yani potansiyelinin iki buçuk katından fazla çatışma içeriyor. Neden?

Yapılan bilimsel araştırmalara göre, bölgedeki çatışmaların nedenleri sırasıyla, anti-demokratik sistemler; ayrıştırıcı ideolojiler; ulusal güç paylaşımı; azınlığın çoğunluğa tahakkümü; uluslararası güçler; kaynaklar; otonomi; bölünme ve toprak gelmektedir. Bunları maddelere dökersek galiba şunları sayabiliriz.

Rasyonel düşünce zafiyeti: Uluslararası İlişkilerin tüm pozitivist teorileri insanların ve uluslararası aktörlerin özellikle devletlerin rasyonel olduğunu kabul ederler. Uluslararası arenada hareket ederken, dış politikalarında stratejiler geliştirirken rasyonel davranırlar. Yani akıllarını kullanırlar. Kur’an da insanları hep düşünmeye ve akletmeye (rasyonaliteye) davet eder. Furkan 44. Ayette aklını kullanmayanların yol ve yöntemleri yönüyle hayvanlar gibi, belki de onlardan da aşağı ( zira kapasiteleri olduğu halde, Allah akıl verdiği halde kullanmıyorlar) oldukları ifade edilmektedir. Ortadoğu’yu belki daha iyi anlatan ayet ise, Yunus Süresi 100. Ayettir. Orada Allah’ın aklını kullanmayanların üzerine pislik (azap) yağdırdığı ifade edilmektedir. Ortadoğu toplumları hem teorinin hem de Kuran’ın gerektirdiği aklı az kullandığı için bu kadar çatışmaya açık oluyor olabilir mi?. Bu çok güçlü bir neden gibi görünüyor.

1- Demokrasi eksikliği: Bilimsel araştırmalar da gösteriyor ki Ortadoğu’da savaşların en önemli nedenlerinden birisi, anti-demokratik yönetimlerin varlığıdır. Bugün dünyada diktatör kelimesi neredeyse Ortadoğu ile özdeş bir hale gelmiştir. Bir iki yarı-demokratik yapı dışında hepsi safkan diktatörlerdir. Diktatörlerin olduğu yerde ayrışma ve çatışma eksik olmaz. Çatışmaya neden olan, güç paylaşımı, otonomi sorunları ve azınlığın çoğunluğa tahakkümü de bu başlık altında değerlendirilebilir. Bütün bu negatif unsurların bir araya geldiği noktada çatışma kaçınılmaz olur.

2 Adalet eksikliği; Bir toplumda barışı sağlayan unsurların başında adalet gelir. Adalet de hukukun üstünlüğü, insan hakları, temel hak ve özgürlükler gibi mekanizmalarla sağlanır. Ortadoğu rejimlerinde hukukun üstünlüğü zayıf olduğu gibi, insan hakları ihlalleri de had safhadadır. Dolayısıyla, bölgede toplumsal çatışmaları besleyen ana kaynaklardan birisi de adaletsizlik ve insan hakları ihlalleri gelmektedir.

3- Irkçılık belası: Irkçılık insanlığın başına Şeytanla musallat olmuş şeytani bir hastalıktır. İslam bunu şiddetle reddetmektedir. Ahlaki ve insani ideolojiler de bunu reddediyor. Fakat bugün Ortadoğu’da bu cahiliye âdeti capcanlı yaşamaktadır. Sorsan kimse ırkçı değil. Fakat söylemde ve uygulamada ırkçılık ve yabancı düşmanlığı maalesef çok yaygın. Bu da toplumları ayrıştırmakta ve birbirlerine düşman etmektedir. Toplumsal çatışmalar böylece beslenmekte ve gelişmektedir.

4- Dış güçler: Uluslararası ilişkilerin doğası gereği büyük güçler dünyanın her bölgesinde hegemonya kurmaya çalışırlar. Bazı yerlerde başarılı olurlar, bazı yerlerde ise o kadar başarılı olamazlar. Yukarıda sayılan nedenler, Ortadoğu’yu savaş alanı yaptığı gibi, dış müdahalelere de açık hale getirmektedir. Yani bu ortamı hazırlayan bizleriz. Bölge halkları rasyonel, demokratik, adil ve insani olsa zaten büyük güçlerin buralara bu kadar nüfuz etmesi kolay olmazdı. Yine mi suç bizde? Diyen olabilir. Evet suçun büyüğü bizde maalesef.

5- Kaynaklar: Ortadoğu bölgesi petrol, doğalgaz gibi teknoloji ve sanayi açısından değerli kaynaklar yönüyle oldukça zengindir. Bu da toplumda bir paylaşım sorunu doğuruyor, ve yabancıların iştahını kabartıyor. Kaynaklar, adil bir şekilde paylaşılmayınca iç çatışmayı besler. Dikta rejimler ve rejimi elinde bulunduran aileler maalesef halkın kaynaklarını haksız bir şekilde sömürüyorlar. Zaten diktatörlerin adil olması beklenen bir şey değil. Dolayısıyla, diktatörler, kaynakları halklarıyla paylaşmak yerine, dolaylı da olsa iktidarlarını ayakta tutacak dış güçlerle bölüşmeyi tercih ediyorlar. Bu doğal olarak, çatışmayı besleyen önemli bir unsur haline geliyor.

6- Bölünme ve toprak: Bölgede çatışmaları besleyen bir diğer neden, bölünme ve topraktır. Sömürge güçleri tarafından kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde parçalara bölünen bölge, yapay sınırlar ve bölünmüş toplumlar ortaya çıkarmıştır. Din ve tarih birliği aslında uzun bir dönem bu unsuru yatıştırmıştır. Fakat demokrasi ve adalet eksikliği, ırkçılık ve ayrıştırıcı ideolojiler, tahakküm kurmak isteyen ve fakat güç bölüşmek istemeyen rejimler, bir de bunlara kaynakların dış güçler açısından çekiciliği eklenince ortaya çatışma çıkıyor.

Bu maddeler şüphesiz arttırılabilir. Fakat bugün Ortadoğu bir küresel savaş alanına dönmüşse, bunda acaba bizim bir kabahatimiz var mı diye sormak lazım. Dış güçler hep var olmuştur ve olacaklardır. Fakat onları içimize müdahale etmekten uzak tutmak yine bizim elimizde. Bunun için bölgede, rasyonel düşünce geliştirilmeli, demokratik ve adil yönetimler kurulmalı, ırkçılık terk edilip eşitlik ve kardeşlik tesis edilmeli ve kaynaklar adil bölüşülmelidir. Bunlar olduktan sonra dış güçler bölgede barınamaz zaten. Yine geldik birinci maddeye. Akletme, tefekkür etme, RASYONEL DÜŞÜNCE…

 

Ortadoğu’da Neden Hep Savaş Var?
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen