2

Siber (Uluslararası(!) Düzen ve Siber Barış


  • Oluşturulma Tarihi : 12.02.2015 08:41
  • Güncelleme Tarihi :

Genelde siber uzay olarak tanımlanan siber alan ya da siber dümnya giderek sanal olmanın ötesinde gerçek alanları düzenleyen, kontrol eden ve belirleyen bir konuma gelmektedir. İnsanların önemli bir bölümü için günlük hayatın büyük bir kısmı siber alanda geçiyor. Online işlemler, haberleşme, sosyal medya, eğitim, videolar v.s.

Peki siber alanın sınırları neler?

Siber uzay kavramının kendisi zaten bu sınır(sızlığ)ı ifade ediyor. Sınırsız bir dünyada alışılagelmiş sınırlı bir dünya kavramları ne işimize yarar acaba? örneğin, sınırsız bir dünyada barış ve güvenlik nasıl sağlanacak? Kimin güvenliği söz konusu olacak: Devletlerin mi, şirketlerin mi ya da bireylerin mi? Otoriteler denetimi nasıl sağlayacak? Egemen aktörler olur mu? olursa egemenliğini nasıl tanımlayacak ve koruyacak?

Gerçek ya da geleneksel uluslararası sistem çoğunlukla sınırları belli bir egemen devlet-merkezli anlayışa dayanır. Peki sınırları olmayan siber uzayda geleneksel uluslararası ilişkiler teorileri ne işe yarayacak? Bu teoriler, bu yeni dünyayı okumak ve anlamak için yeterli enstrümana sahip mi? Geleneksel uluslararası ilişkiler anlayışıyla siber uzayda bir düzen kurmak mümkün mü? Bir siber barış anlaşması yapmak ya da süper siber güçlerin hegemonyasında bir sistem kurmak olası mı? Süper siber güç olmak için devlet olmak gerekli mi? Güç dengesinden bahsedilebilir mi?

Belki de can alıcı soru şu: siber uzayda devlet olur mu? Olursa geleneksel bir düzen mi kuracak? Yok ise düzeni kim kuracak ve koruyacak? Ayrıca, bir düzenleyiciye gerek var mı? Siyaset biliminde tartışılan doğa durumu siber alanda Hobbes'un iddia ettiği gibi bir çatışma alanı mı olacak yoksa Locke'un savunduğu bir harmony ve barış alanı mı? Daha doğrusu bu iki kavram bu alanda nasıl bir anlam ve önem kazanacak? Çatışma olursa kim kimin kurdu olacak ya da uyum kimler arasında var olacak?

Siber uzayda bir devletlerarası ya da aktörlerarası düzenleyici bir örgüt olacak mı olacaksa amacı, fonksiyonu ve gücü ne olacak, kimlerden oluşacak? Siber uzayda insani müdahale olacak mı? Barış misyonları kurulacak mı? Olacaksa bunları kimler kuracak ve yönetecek? Diplomasi ve diplomatik misyonlar nasıl olacak ya da olacak mı?

Son araştırmalara göre, savunma sistemleri ve siber ordular kuran ülke sayısı bir düzineyi geçmez. Buradan ordusuz bir dünya mı anlayacağız? Ordu olmayınca sahiden siber uzay bir barış alanı mı olacak? İnsanlar siber uzayda daha mı güvenli olacak yoksa tamamen güvenlikten mahrum mu olacak? Güvenliği bir ülke mi yoksa bir şirket mi sağlayacak? Başka bir ifade ile, Microsoft mu yoksa bir nükleer güç mü daha iyi bir güvenlik sağlayacak?

Siber uzay tüm alanlarda olduğu gibi uluslararası ilişkiler alanında da büyük belirsizliklerle doludur. J. Kenneth Galbraith'in The Age of Uncertainty (Belirsizlik Çağı) aslında şimdi daha da bir anlam kazanmaktadır.

Yukarıda sorulan ve sorulması gerekli olan bir dizi soruya cevaplar aranmıyor değil. Fakat her alanda olduğu gibi, bu alanda da maalesef biz (Batı dışı dünya) geriden gitmeyi sürdürüyoruz. Gerçek uzay bilimleri ve siber uzay bilimlerinde Batı ya da gelişmiş dünya ciddi anlamda mesafe katederken, ırkçılık, milliyetçilik ve etnikçilik hastalığına yakalanmış olan bizler hala toprak sevdasında, anadilleri ve kültürleri yasaklama ya da asimilasyon peşinde ve huzur yerine çatışma çabasındayız. Gelişmiş dünya uzayda ve siber uzayda yeni dünyalar keşfederken, biz hala eski dünyada ilkel güdülerle hareket etmenin derdindeyiz. Biz aslında gelişmiş dünyayla ayrı dünyaların insanlarıyız. Hala barış süreci var mı yok mu? Kim ne istiyor, ne vermeli ne almalı? Barışmalı mı yoksa ölmeli mi? Yaşamak ve mutlu olmak yerine çatışmak ve mutsuz olmayı kutsayan zihniyetler kök salmış beyinlerimizde. Yaratıcının değer verdiği insana değer vermemek, bir inanç haline getirilmiş adeta. Bu dünyada düzen ve barışı başaramayanların siber dünyada bunu başarması daha da zor görünüyor. Sahi, kimlik siber dünyada neye denk geliyor?

Gerçek dünya ile siber dünya gerçekleri fazla uyuşmayabilirler fakat başta ahlak olmak üzere, insani değerler ikisinin de tek gerçeği gibi duruyor. 

Siber (Uluslararası(!) Düzen ve Siber Barış
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen