Sayfa Yükleniyor...
Geçen yazıda siber uzayın gelecekte dünyayı olumlu etkileyebileceği tahmin edilen bazı gelişmeleri tartışmıştık. Bu yazıda gelecekte beklenen olumsuz gelişmeler, riskler ve tehditler üzerinde durulacaktır. Tabi olumsuzluk hep kötü değildir. Siber saldırılar dahil negatif gelişmeler bir yönüyle siber teknolojinin gelişmesine, mücadele için yeni yöntemlerin ortaya çıkmasına hizmet etmektedir. Fakat taşıdıkları riskler ve tehditler nedeniyle olumsuz gelişmelerden bazıları şöyle sıralanmaktadır.
Siber saldırılar: IoT, akıllı evler, akıllı arabalar ve akıllı bir çevre doğal olarak siber saldırıları artıracak ve bizi siber saldırılar karşısında daha hassas ve kırılgan hale getirecektir.
Siber haraç: Nesneler internete bağlandıkça hecklenme ihtimali artacak ve bundan yararlanmaya çalışan insan sayısı da artacaktır. Bu durumda fidye amaçlı siber saldırıların artması büyük bir ihtimaldir.
Arabaların hecklenmesi: Giderek bilgisayarlara ve hatta nete bağlanan arabalar siber saldırılara maruz kalabilirler.
Siber-kaçırma: bir uçağı fiziksel olarak kaçırmak yerine kendini gizleyerek ve daha az riskle siber saldırı sonucu kaçırılabilir.
İnsanların bilgisayar virüsü kapması: IoT ve internet neticesinde sağlık veya güvenlik nedeniyle vücudumuza bazı araçlar monte edilirse ki büyük bir olasılıktır, insanlar o zaman bilgisayar virüslerinden etkilenebilecek.
Yok edici saldırılar: Hackerler bankadaki hesaptan para çalmak yerine hesabı tamamen silebilirler.
Kimlik hırsızlığı genişleyecek: hesapların hechlenmesi bugünün işi, fakat gelecekte biometrik güvenlik şifreleri ya da genetik veri hırsızlığı çok daha büyük tehditler oluşturabilir.
Evlerin hecklenmesi: evler akıllandıkça evlerin kendisi ya da içindeki araçların heclenmesi hatta güvenlik anahtarının ele geçirilmesi bile mümkün olabilecek.
Yapay zeka: hayatımızı kolaylaştıracak, fakat riskleriyle baş edilemezse insanlığın sonunu da getirebilir.
Siber-bağımlılık: Teknolojinin üreteceği bağımlılık gibi hastalıklar ya da sağlık denetimi konusunda giyilebilen araçların görevlerini doğru yapamaması ihtimali neticesinde olabilecek komplikasyonlar.
Toplumsal değerlerin zayıflaması: Siber alemde sınırların kaybolması neticesinde kullanıcılar sosyal, ahlaki ve dini değerlerini yitirebilir. Bu toplumsal barış açısından büyük bir sorun olur. Halihazırda bile online zorbalık, kötüye kullanım ve trolleme yoğun bir şekilde sergilenmektedir. Normal hayatta bunları yapmayı düşünmeyen insanlar anonimlik (kimlik değiştirme, takma ve sahte isimlerle) sonucu online bunu rahatlıkla yapabilmektedir.
Birtakım gerçek dünya sosyal kabiliyetlerin kaybı: Kişilik bozuklukları, empatinin kaybolması, koku, duyma ve dokunma gibi duyuların zayıflaması ve gerçek hayattan nefret etme gibi.
Bunlara ek olarak elektronik gözetim ve/ya siber istihbarat aracılığıyla hükümetlerin büyük birader rejimlerini kurması, siyasi ayaklanmalar, insanların bilgisayar virüslerini kapması, insan beyninin hecklenmesi, karanlık-webin yaygınlaşması, korkunç ve yıkıcı siber silahların ortaya çıkması bunlardan sadece birkaçıdır. Siber saldırılar ve insanlığa etkileri dikkate alındığında, son yılarda bunun oldukça ölümcül ve yıkıcı bir safhaya ulaştığı, sadece bireyler ya da özel şirketler değil, toplumsal hizmet sağlayan sektörlerin altyapılarını hedef alan ve bu nedenle ulusal ve uluslararası güvenliğin önemli bir bileşeni haline geldi. Bir kodla küresel bir kaos oluşturulabilir. Hem bu kadar kırılgan bir sistem insana ne kadar güvenlik sağlayabilir? Basit bir yazılımla uçakların uçması tehlikeye sokulabilir. IoT’nin dayandığı dijital makinalar kontrol edilebilir ya da kontrolden çıkarılabilir. Bütün bunlar insanlar için birer kıyamet olamaz mı?
Peki siber teknolojinin hem kendisini kurtarmasını hem de insanlığa hizmetkâr olmasını sağlayacak bir formül var mı? Aslına bakılırsa var. Yine insandır, insanlığın ahlaki kodlarıdır. Ahlaklı bir siber kültür ve anlayış geliştirilebilirse söz konusu kıyamet senaryoları tam aksine bir ideal iklime dönüşebilecektir. Fakat bu yöntem fonksiyonel midir dense, hayır cevabı verilebilir. Zira, insanoğlu çelik gibi bir iradeye sahip olsa bile önemli oranda zaafları da barındıran bir varlıktır. Ahlaken zayıf karakterli birtakım insanlar, hırs, tahakküm, açgözlülük, ihtiras ve bazı psikolojik hastalıklar neticesinde ahlak ve ahlaki melekeleri rahatlıkla göz ardı edebiliyor ve bütün insanlığa kötülük yapabiliyorlar.