Arap Baharının son halkası olan Suriye'deki isyan bölge ve dünya için bir kabus senaryosuna dönüştü maalesef. Altı milyon mülteci, yerinden edilmiş altı milyon insan ve yüz binlerce can kaybı. Bir ülkenin yavaş yavaş yok oluşunu tüm dünya izledi. İç aktörler, bölgesel aktörler ve küresel aktörler Suriye'yi 21. yüzyıl güç gösterisi alanlarına dönüştürdüler. ABD işin başından beri düşük profilli, fakat kontrollü bir siyaset izledi. Bölgesel aktörlerin ve Rusya'nın rahat hareket etmesine göz yumdu. Fakat işler iyiye gitmedi, aksine insanlığın büyük trajedilerinden birisi yaşanırken, ABD'nin bölge ve küresel hegemonyası da zayıfladı.
Obama bunu fazla sorun yapmadı, Trump ise öngörülemez bir Başkan olduğunu son hareketiyle gösterdi. Trump iktidara geldiğinden beri içerde attığı her adım farklı siyasi, bürokratik mekanizmalar ve siviller tarafından boşa çıkarıldı. İyice etkisiz eleman olma yolunda hızla yol alırken, Suriye yönetimi insanlığa karşı işlediği suçla ona bir fırsat sundu. Ve Trump kendisini hem ABD'nin kurulu düzenine hem de dünya kamuoyuna gösterdi. ABD kurulu düzeninin Putinle iş tutuyor suçlamasına verilen bir cevap niteliği taşıyor bu füze saldırısı.
ABD'nin Suriye'ye füze saldırısı sadece iç kamuoyuna değil, bütün dünyaya yönelik net mesajlar içeriyor. Bu saldırı ve olası devamı, Orta Doğu'da özellikle Suriye'de tüm dengeleri etkileyecek, değiştirecek ve dönüştürecektir. Esad'a olduğu kadar Rusya'ya, İran'a olduğu kadar da Türkiye'ye mesajlar içeriyor bu saldırı. DAİŞ'e, El-Nusra'ya, ÖSO'ya ve PYD'ye mesajlar içeriyor. Arabistan'a, İsrail'e ve Ürdün'e mesajlar veriyor.
Peki bu mesajlar neler olabilir?
Mesajlara geçmeden önce bir tespiti yapmakta fayda var. İnsanlığa karşı suç ve savaş suçu gibi ağır hak ve ahlak ihlalleri durumunda dünya kamuoyu baskısı sonuç verdi ve ABD Yönetimi hızlı bir şekilde tepki verdi. Bu durum, hala evrensel değerlerin küresel çapta önemli olduğunu gösteriyor. Bu normatif tespitle birlikte yukarıda da ifade edildiği gibi, saldırının birçok stratejik ve siyasi mesajlar taşıdığını görmek lazım. Diğer önemli bir nokta ise, ABD'nin Bush döneminde olduğu gibi Trump döneminde de uluslararası ilişkilerde tek taraflı hareket etme niyetinin olduğunu göstermektedir. Bu durum, Bush döneminde büyük bir sorun olarak tartışılırken, yeni dönemde de dünya siyasetinde büyük tartışma konusu olacağı aşikardır.
Dünyaya mesajlar kısmına gelirsek, birincisi, en önemli mesaj Rusya'ya. ABD tek süper güç olduğunu, istediği zaman istediği hedefleri vuracağını gösterdi. Rusya, dünya politikasında ağır siklet fakat şampiyon olmadığını kendisi de biliyor. Gücünün ve sınırlarının farkında. ABD kenarda izlerken, ringde birçok kişiyi keyifle tokatlıyordu, fakat o dönem artık bu denli sorunsuz olmayacak gibi.
İran da kısmen Rusya'nın gölgesinde bölgede, özellikle Suriye'de rahattı, fakat biraz daha yer altında ve siyasetle işlerini yürütmek durumunda kalabilir. Suriye'deki İran çetelerini zor günler bekliyor gibi.
Türkiye en çok olumsuz etkilenecek aktörlerden birisi olacak. Bundan sonra, hem Amerika'yı hem de Rusya'yı idare etmek zorlaşacak. Saflar netleştikçe tercih yapmak zorunda kalacak. 'Ya bendensin ya da karşımda' , diğer bir ifade ile 'Bi taraf olan, bertaraf olur'. Selefi Cumhuriyetçi Başkan Bush'un temel stratejisi idi ve Trump da aynı yolda yürüyecek gibi görünüyor. Türkiye NATO üyesi ve ABD'nin müttefiki. Rusya'ya yakın mı duracak, yoksa ABD'nin yörüngesine geri mi dönecek? İki seçenek de mevcut politikalarını zora sokacak durumda. ABD'ye yanaştığında Suriye'de başta uçaklar olmak üzere rahat hareket edemez. Hatta 'Fırat kalkanı' ile kontrol ettiği topraklarda bile zor kalabilir. Aynı zamanda, PYD ile ortak hareket etmek zorunda da kalabilir. Bir tarafta ABD'nin yanında, bir tarafta ABD'nin Suriye politikasının bel kemiğini oluşturan SDG'ye karşı durması zor görünüyor. Rusya'ya yakın dursa, uzun vadede NATO'daki etkinliğini kaybedebilir, hatta Suriye'de ABD'nin hedefi haline de gelebilir. Bu nedenle, Türkiye'nin durumu şimdi daha da zor. Rasyonel ve uzun vadeli barışı hedef alan stratejilere şiddetle ihtiyaç vardır.
Son mesaj, Suriye iç aktörlerine yönelik. Bundan sonra ABD'nin tek taraflı ve şiddetli saldırıları olabilir. olmasa bile, bu saldırı önemli bir caydırıcılık rolü oynayacaktır. Bundan sonra, ABD'nin öncülük edeceği siyasi bir çözümün daha etkili olma ihtimali yüksektir.
Özetle, ABD'nin tek atımlık eylemi Ortadoğu'da, özellikle Suriye'de dengeleri köklü bir şekilde etkilemeye gebe. Bundan sonra izleyeceği strateji önemli, fakat yön ve yöntemi başka bir ifade ile Trump Doktrini yavaş yavaş ortaya çıkıyor gibi.