Türkiye hangi dünya liginde?


  • Oluşturulma Tarihi : 23.04.2014 07:52
  • Güncelleme Tarihi :
Türkiye hangi dünya liginde? yazının resmi

Türkiye son yıllarda ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel anlamda ciddi ilerlemeler sağlamış ve uluslararası ilişkilerde önemli bir aktör olmuştur. Çok değil daha 12 yıl önce ekonomisi krizde, siyaseti istikrarsızlıklar içinde, prestiji yerlerde bir ülke idi. Demokrasi ve insan hakları denince 'Türkiye'de olmayan şey' akla gelen ilk cevaptı. Kısacası Türkiye o zamanlar bir 3. lig ülkesiydi.

İki ay önce Portekiz'deydim ve geçen hafta da Romanya'daydım. Son 10 ayda meydana gelen Gezi olayları, 17 Aralık ve uluslararası algı operasyonlarına rağmen, karşılaştığımız insanların büyük bir kısmı Türkiye'nin siyasi ve ekonomik başarısından bahsediyorlar. Romanya'da taşra sayılabilecek Galati şehrinde bindiğimiz taksici dahi, o kırık İngilizcesiyle Türkiye ekonomisinin çok iyi olduğunu söylüyordu.  Eskiden yurt dışında konferans ve toplantılarda Türkiye'den gelenler küçük görülür, en iyi ihtimalle gözardı edilirken, şimdi tam tersine bir imrenme, takdir etme ve görüşlerine başvurmaya çalışılmaktadır. Türkiye vatandaşları yurt dışında değer görmeye başladı. Bunları sokaktaki insandan akademik ve siyasi kişiliklere kadar, herkeste görebiliyorsunuz.

Neden mi?

İhracatı son 12 yılda beş kat artmış, ekonomisi ve kişi başı gelir dört kat yükselmiş, yeterli olmasa bile AİHM istatistiklerine göre demokrasi ve insan hakları performansı tarihinin en iyi noktasına gelmiş, uluslararası ilişkilerde görünürlülüğü ve etkinliği tavan yapmış bir ülkedir Türkiye. Son beş yılda başta gelişmiş ülkeler olmak üzere, tüm dünya küresel finansal krizle boğuşurken, Türkiye ekonomisi ortalama %4'ün üzerinde bir büyüme sergilemiştir. Avrupa ülkelerinde üniversiteler ekonomik sıkıntı nedeniyle konferans ve çalıştayların sayısını asgariye indirirken, Türkiye'de bu tür aktiviteler günden güne artmaktadır. Bu tür akademik faaliyetlere ayrılan bütçe artarak devam etmektedir. Ve bu nedenle son yıllarda Türkiye'de görmeye alışık olmadığımız düzeyde dünyaca ünlü akademisyen, bilim insanı ve araştırmacıları ağırlamaktayız. Eskiden Türkiye'den davetlere kestirmeden 'işim var, gelemiyorum' diyen bu kişiler, şimdi 'her zaman gelmeye hazırız' demektedirler. Bu kredinin anlamı ve etkisini dünya ile iş yapan akademisyenler gayet iyi bilirler. ve maalesef bunu sağlayan olağanüstü akademik ve bilimsel başarılarımız değil, ülkenin son yıllarda gösterdiği siyasi, ekonomik ve sosyal gelişimdir.

Türkiye, bugün dünya ülkelerinin süper ligine yükselme sürecinde olan bir ülkedir. Doğal olarak, o ligden tutunamayanlar başta olmak üzere bunu engellemek isteyen  bir dizi güç vardır ve olacaklardır. AK Parti düşmanlığı ve yılların verdiği eziklik ve aşağılık kompleksiyle maalesef içerde bu yorgun ve bitkin güçlerle işbirliği yapmak isteyen kişi-kurumlar da olabilir. Türkiye'nin gösterdiği gelişimden yararlanan bu kesimler de maalesef 'küçük olsun ama benim olsun' bencilliğinin verdiği hırs ve ideolojik körlükle hareket etmektedirler. Çünkü şimdiye kadar ülke 'küçük ve onlarındı' ve onunla mutluydular. Ama şimdi büyük ve hepimizin olması için çalışılmakta fakat bundan rahatsızlar.

Neden mi?

Eski Türkiye dediğimiz jakoben, elitist, milliyetçi, militarist ve devletçi, halka rağmen halk için felsefesine dayalı Kemalist dikta rejimi yıkılıyor, yerine daha kapsayıcı, kucaklayıcı, demokratik ve güçlü bir Yeni Türkiye kuruluyor. Onlar Menderes, Özal ve hatta Erbakan'a neden karşıydılar ise, aynı nedenlerle Erdoğan'a karşı çıkıyorlar. Çünkü Erdoğan da öncekiler gibi, tabularını yıkıyor da ondan. Umarım bu süreç demokratik ve adil bir şekilde ilerler.  Demokrasi ve insan haklarından sapma olursa hep beraber karşı çıkalım, demokratik ve evrensel bir ahlakla yapalım bunu. Bugünkü anti demokratik uygulamalara karşı çıkarken, eskinin diktatöryal rejimine methiyeler dizmeyelim. O zaman inandırıcılığınız yok olurken, mantıki ve ahlaki tutarsızlığınız ortaya çıkmaktadır.

Türkiye gelişiyor, lig atlıyor, demokratikleşiyor. Sorunlar var fakat bu sorunlar yapısal değil, kalıcı değil, daha çok konjonktürel. Herkes farklılığını, ideolojisini, kimliğini, kültürünü koruyarak ve geliştirerek ve başkasına saygı göstererek bu sürece dahil olursa, hep beraber kazanacağız. 

Türkiye hangi dünya liginde?
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen