Son zamanlarda hayli kafa patlattığım “İnsanlarımızın dogmatikliğini söküp atabilmek niçin bu denli güç?” sorusuna hala doyum sağlayacak bir yanıt bulabilmiş değilim. Aslında bakarsanız yanıt o kadar uzakta da değil. Şeffaf eylemlerinizde, tedirgin gözlerinizde gizli fakat o şeffaf olarak nitelendirilmeye nail olan eylemler gerçekten de şeffaf mı? Bu soru devreye giriyor bu sefer de. Soru soruyu doğuruyor ama hiçbir soru cevaba götürmüyor. Bu yanıtsızlığın içerisinde yuvarlanadururken sorgulama, denetleme, merak duygunuz köreliyor. Bunun yerini de değişmez doğrular olarak kabul ettiğiniz dogmatiklik alıyor.
Düşünmekten, sorgulamaktan, okuyup öğrenmekten korkuyorsunuz. Bir dala, sağlam bir dala olan ihtiyacınızı din ve dogmatiklikten karşılıyorsunuz. Kendi doğrularınızı herkesin doğrusu gibi varsayıp beyni devre dışı bırakıyorsunuz. Böylece işlevselliğini yitirmeye yüz tutmuş beyin en ufak matematiksel hesaplamaları bile hesap makinesinden bekliyor. Size bir soru sorulduğunda “O ne yapmış? O öyle yapıyorsa kesin vardır bir bildiği” diyorsunuz. Ufku dar, camı kirli pencerenize bunlar yetmezmiş gibi at gözlüklerinizi de geçirmişsiniz. Sizden yaşça küçük insanlar sizin gözünüzde aşağılık. Çünkü onların size bir şeyler katacağını kabul etmiyor, bunu saygısızlık olarak görüyorsunuz. Haklı, haksız, doğru, yanlış kavramlarını yaşa bağlamışsınız. Tıpkı kendinizi dogmatikliğin esiri ettiğiniz gibi.
Elinde merakı, öğrenme hevesi uğruna düzinelerce kitap taşıyan insanlara özenmiyorsunuz lakin televizyon dizilerindeki hasta ruhlu, eli silahlı, ahkam kesen kendini bilmez laf ebelerine özeniyorsunuz. Benliğinize dair en ufak fikriniz bile yok. Bir nevi karanlıkta yaşıyorsunuz ve en ufak ışık parçasına tahammülünüz yok.
Evet, benim de tahammülüm yok. Bu denli sığlığa, pişkinliğe, umursamazlığa benim de tahammülüm yok sevgili okurlar. Bu noktada ne yazık ki diller lal oluyor, gözler donuklaşmaya yüz tutuyor. Çünkü dogmatikliğinden yakındığım kitle şu anda o, bu, şu yazılı kaynaklardan, pozitif bilimlerden o kadar uzak ki boşa kürek çekmeye varıyor söylevler...