Fark ettiğim bir şey varsa, o da insan hayatının ne denli ucuz olduğudur. Son zamanlarda hunharca cinayetler işleniyor, sudan sebeplerden. Merak ediyorum, bir insan ne kadar hasta ruhlu olabilir, diye. Gördüklerim, gördüklerimiz o kadar dehşet verici ki. Hiçbir yanı normalleştirilemez; kanıksanamaz. İnsan hayatı ne zaman bu kadar ucuzladı sahi? Haberlerde ya da sosyal medyada karşılaştığımız görüntülerin yanı sıra, “karşılaşamadığımız” kaç görüntü var? Şiddet ve ölüm artarken, insanlık neden sekteye uğruyor?
Çocuğa, kadına, erkeğe yapılan istismarlar, tehditler, şantajlar ve ölüme varan şiddetler son zamanlarda mı arttı yoksa bize yeni yeni mi gösteriliyor, okurlar? Bunların hepsi dimağıma saplanan oklardan biridir. O oklar ki bana daima “neden, neden” diye sorduruyor. Yine de doyurucu yanıtı bırak, bir yanıt bile alamıyorum bu sorulardan. Çünkü şiddetin, cinayetin hiçbir dişi doldurur, sağlam bir nedeni yoktur! Bunlara kılıf uyduranlar ise geleceğin katilleri, ruh hastalarıdır!
Bu bağlamda insan bir durup düşünüyor, yaptırımlar yeterli mi, diye. Sosyal medyada açılan hashtaglarda gözüme takıldı, “idam gelsin” diyorlar. İdam, demokrasiye taban tabana zıttır. Belki suçlunun yanında masum da gidecek -masumiyetini kanıtlayamayıp-, bu nasıl bir istektir böyle? Bırakalım da yargı ayağı güçlü yaptırımlar uygulasın bu hasta ruhlulara! Kimsenin bir başkasının yaşama hakkını elinden almaya hakkı yoktur. Bu denli şeref yoksunlarının hakkından ancak mahkemeler gelebilir. Dediğimiz gibi doyurucu yaptırımlar uygulanırsa kimse bu tür şeylere cüret edemez. Cüret etseler bile toplumdan öyle bir dışlanmalılar ki vicdan muhasebelerini yaparken ne kadar aşağılık olduklarını da hissedebilsinler.
Şiddeti, istismarı destekleyenlerin ve bunlara ses çıkarmayanların da şiddeti uygulayandan, failden bir farkı yoktur. Sürekli omzumuzdan ısrarla yerlere bıraktığımız insanlığımızı yerden toplayalım geç olmadan... Güller solmadan değerlidir!