Haftalardır, çeşitli nedenlerle siz okurlarımla buluşamadım. Bilmenizi isterim ki, büyük bir ah çekerek başladığım şu satırlar, hayli öfke barındırıyor. Aslında cümlelerime nasıl başlayacağımı pek kestirdiğim söylenemez, çünkü neresinden tutarsam tutayım elimde kalacakmış gibi hissediyorum. İyisi mi, kafamı kurcalayan ve güncelliğini koruyan ilk şey olan kadına şiddetten bahsedelim: Gerçekçi olmak gerekirse, kadına şiddet olayları aslında her zaman bizimleydi.
Sadece teknolojinin gelişmemiş olmasından dolayı geçmişte bu kadar gündeme gelmiyordu. Bu aciz, adi ve aşağılık eylem günümüzde neden artarak devam ediyor sahi? Caydırıcı ceza olmamasından mı? Bu insanlar, gerçekten caydırıcı ceza olmamasından dolayı mı bu kadar rahat bir şekilde adliyeye götürülürken bile kameralara gülümseyip yaptıklarıyla övünüyor? Bunlar işin görünür tarafı tabii, bir de arka planda kalmış; korkudan hiç dile getirilememiş buruk hikayeler var.
Her sorunu devlet meselesi haline getirmek yanlıştır fakat bir sorun, bilinçlenmenin artışına karşın giderek büyümeye devam ediyorsa ortadaki eksiklikler elbette ki masaya yatırılmalıdır. Bu katil, hasta ruhlu insanlar, neden ellerini kollarını sallaya sallaya minimum ceza alıyorlar?
Çocuk istismarları, hayvan tecavüzleri, kadını değersizleştirmeye dair birçok alçak eylem meydana gelirken gündemin yönü neden çok farklı bir noktaya çevrilmiş durumda? Adama sormazlar mı bunu?
Yıllarca kadına şiddet, töre, mafya, çocuk gelin gibi “konuların” işlendiği; aldatmanın normalleştirildiği, kadının eşya gibi değersizleştirildiği, erkeğin yüceltildiği, dayağın, silahın, yıldırmanın varlığını koruduğu diziler seyrettik.
Şimdi, bunları seyrederek büyümüş nesle siz, televizyonda sigarayı, alkolü sansürlerseniz ne gibi bir katkı elde etmiş olursunuz, gerçekten idrak edebilmiş değilim. Son zamanlarda hayli tartışma yaratan ikinci konunun ana hattını bence bu olay oluşturuyor.
Tüm bu olaylar meydana gelirken konu, her ne ola ki Netflix’te. Ahlakı yozlaştırdığı, LGBT’ye teşvik ettiği gerekçesi ile Netflix, sansürlenmeye çalışılıyor.
Abonelik sayesinde erişebildiğimiz, özel bir platforma sansür uygulamak ne kadar akılcı? Gözleri RTÜK’ün yönettiği radyo, TV’lere yöneltsek her şey çözülmez mi? Meydana gelen şiddet olaylarını, değersizleştirme eylemlerini insanlar nerede görüp özeniyor olabilirler; bunu bir düşünelim.
Daha sonra, çoook daha sonra bu gibi konular tartışılır, çözülür.
Ortada bu denli ciddi olay ve durumlar varken, gerçekten gündeme oturtulmaya çalışılan şu konular, insanı hayli üzüyor ve yoruyor.
İyisi mi, kadrajın bize gösterdiği şeye bakışlarımızı odaklamak yerine, kadrajın dışında kalan gerçekleri de göz önüne alalım.