Özgür Düşünce


  • Oluşturulma Tarihi : 28.11.2018 06:47
  • Güncelleme Tarihi :
Özgür Düşünce yazının resmi

“Birlik” deyince aklımıza hep dayanışma, beraberlik, yardımlaşma gibi olumlu şeyler gelir değil mi? Bir de şu açıdan bakın bakalım: Antik Yunan Dönemi’nde siyasi birlik yoktu, bu da demek oluyor ki: Şehir devletçiklerinden oluşan bir yönetim vardı. Bunun getirisi olarak da “özgür düşünce ortamı” oluşmuştu. Siyasi birlik olsa idi özgür düşünce ortamı oluşamayacaktı.
Daha sonraları monarşinin var olduğu yönetimlerde hükümdarlar, gücünü tanrıya dayandırarak teokratik kimlik kazandırdı devlete. Bu sefer de dogmatiklik ortaya çıktı. Dogmatiklik özgür düşünce ortamını “inançlar sorgulanamaz” gerekçesiyle yıktı. Özgür düşünce ortamının yıkılması da kiliselerin rağbet görmesine, gücüne güç katmasına, biraz daha ileri gidip bu işi “ticarete dökmesine” neden oldu. Örneğin, Galileo, dünyanın yuvarlak olduğunu iddia ettiği için idama mahkum edildi. Neden? Çünkü kilisenin dediklerinden başka, apayrı bir şeyi savundu. Bir de Martin Luther’i şu diyalog ile analım,
“Milleti cehennemle korkutup, cenneti para karşılığı satıyorsunuz. Sıkıysa cehennemi satsanız ya?
“Yargıçlardan biri ; “Cehennemi kim alır ki ?”
Martin Luther, “Ben alıyorum, neyse parası vereyim” bedava verdiler.
Martin, kapının önüne çıktı duruşma sonucunu merak eden binlerce kişiye;
“Cehennemi satın aldım benimdir. Bundan sonra oraya kimseyi almayacağım korkmayın.” Böylece cehennem korkusundan kurtulan halkın özgür düşünmesini, araştırmasını engelleyen bir şey kalmadı. Araştırdıkça öğrendiler, öğrendikçe kilise tarafından yıllarca göz göre göre kandırıldıklarını fark ettiler ve kilisenin gücü böylelikle son buldu.
Yıllar sonra dünya çapında bir ihtilal patlak verdi: “Fransız İhtilali...” Fransız İhtilali’nin başrolünü üstlenenler işçi sınıfıydı. Bu ihtilal, İngiltere, Amerika gibi ülkelerin demokrasiyle yönetilmesine karşın, Fransızların sınıflı yapıya sahip olması ve halkın sırtına ağır vergiler yüklemesi sonucu meydana geldi. İhtilal Avrupa merkezli olmasına rağmen tüm dünyada olabildiğine ses getirip cumhuriyet rejiminin oluşmasına zemin hazırladı. Bunun yanı sıra, milliyetçilik akımını yayıp mutlak krallıkları yıktı. Egemenlik artık halka aitti. Eşitlik, özgürlük, adalet, özgür düşünce ortamı yeniden yerini bulmuştu. Halk artık gücünün ve haklarının farkında, bilinçli bir kümeyi oluşturuyordu.
Gücünüzün farkına varın, sevgiyle kalın!

Özgür Düşünce
Selda Gürsu
Yazarımız Kim ?

Selda Gürsu