Siluet


  • Oluşturulma Tarihi : 02.01.2019 06:48
  • Güncelleme Tarihi :
Siluet yazının resmi

Siluetler geçiyor gözümün önünden... Anlamlandıramadığım, donuk, soluk, soğuk, giz dolu siluetler. Arkası mı dönük, yüzü mü sönük bilemediğim, endemik bitkiler gibi timsalsiz siluetler. İşin ilginç yanı hep oradalar. Sanki zaman bana durmuş da onlara akıyormuş gibi yalnızca. Sanki onlar salise, ben saat. Sanki onlar devinim, ben durağanlık. Sanki hayat akıyor, onlar kayıyor.
Sesleniyorum, sesim duyulmuyor. Koşuyorum, yer ayağımın altından kayıyor. Düşüyorum, yer yarılıyor. Yazıyorum, kalem kırılıyor. Ağlıyorum, yaşlar şakağımı deşiyor. Sahi, n’oluyor?
Olan bana mı, onlara mı? Vasfı olmayan kim bu hikayede?
Onları seyrediyorum. Konuşmuyorlar, robot gibiler. Yalnızca temel ihtiyaçlarını, zorunlu ilişkilerini, görev ve sorumluluklarını yerine getiriyorlar. Vasıf bu mu? İnsan çalışınca, eğlenmeyince, her şeyden kendini soyutlayınca mı vasıflı, model alınacak tür oluyor?
Peki bana neden söz hakkı tanınmıyor? Beni kim, ne, neden dizginliyor?
Bir odada sıkıştırılmış olan bedenim, düşüncelerim değil, biliyorum. Düşüncelerimi asarsam siluetlerden farkım kalmayacak. Robot değilim, olmamalıyım. Aynadaki ben değilim, yansımam. Karşımdakiler yansıma değil, yadsıma. Öyle bir yadsıma ki sorumluluklardan başka her şeyi yok sayacak kuvvette. O kervanın bir müdavimi olmayacağım. Gücüm yok, sesim yok, dilim yok belki ama aklım var, düşüncelerim var. Beni var eden onlar. El, ayak, kol, göz... Bu uzuvlar yalnızca yazıda. Aslolan düşünce. Onları ifade edememem onların yok olduğu anlamına gelmez. Yok edilemez. O siluetlerden hayli farklı... Nefes aldığımca benimle yaşayacak.
Varlık içinde yokluk çekmeyecek onlar gibi. Yokluk içinde var olacak.
Belki sesim çıkmıyor, belki kulaklarım bu sözü duyamayacak ama söz veriyorum!

Siluet
Selda Gürsu
Yazarımız Kim ?

Selda Gürsu