Evet, yeni yıla girdik ama nasıl, ne şekilde girdik? İnsanlar, yeni yıla girerken yaşananları geçmişte bırakmayı, önüne bakmayı hedefler. Gerçekten önümüze bakabildik mi?
Yeni yılın ilk ve hala güncelliğini koruyan gündemi ücretli poşet sistemine geçilmesi oldu. Öyle ki insanlar bunu tartışmaktan Iğdır bölgesinin Hudut hattında, devam eden operasyonlar kapsamında çıkan çatışmada bir şehit verdiğimizle bile ilgilenmedi. Evet, Murat Özdemir isimli şahsın papağan katli kadar gündemde yer bulamadı şehit, kahraman askerlerimiz.
Geçen günlerde Çankaya Üniversitesinde genç bir öğretim görevlisi katledildi. Hem de hukuk fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi tarafından, kopyasına karşılık tutanak tutulduğu için. Ve bunu, Mustafa Kemal’in “Ümidim gençliktedir” dediği gençliğin bir kısmı normalleştirerek savundu. Cinayeti işleyecek şahıs elini kolunu sallaya sallaya silah, bıçakla o üniversitenin kapısından girebildi, evet. Üniversitenin güvenlik görevlilerinin vazo niyetine oraya dikildiğini düşünmemek elde değil. Bu vahşet yetmezmiş gibi bir de Başkent Üniversitesinde öğrenim gören hasta ruhlu bir öğrenci bunu açıkça destekledi. Ve o da hukuk öğrencisiydi. İşin ilginç ve acı yanı, başına gelecekleri en iyi şekilde bilen bir hukuk öğrencisi bunu aklından geçirip eyleme dökebiliyor. Bu yaşananlar karşısında “Sınav sistemi yeterli mi?” sorusu aklıma düşüyor ister istemez. Beş seçenekten birini doğru işaretleyerek zeki ilan edilmeyi ve rağbet gören bölümlere yerleşmeyi vaat eden bir sistem. Meslek olarak muazzam bir yerde zira insanlık olarak sınıfta kalmış bir nesil mi geliyor?
Olanlar beni endişelendiriyor. Asıl endişe veren yanı da şu: Bunlar yalnızca bir, iki gün yazıldı çizildi ama hala gündem poşet.
“Soyulduk” naraları bürümüş sosyal medyayı. Yazık, çok yazık!
Soyulmamış, soyunmuşsunuz. Merhamete, duyara, insanlığa soyunmuşsunuz!