2

İklim Krizi Ve Depremler


  • Oluşturulma Tarihi : 07.11.2020 06:53
  • Güncelleme Tarihi :

 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan deprem felaketinde yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılarımıza acil şifalar dilerim. Umarım ülkemiz bir daha bu acıları yaşamaz.
 
2020 yılı dünyamız ve ülkemiz için zor bir yıl oldu. Salgın evde kalmamıza neden olurken deprem de sokağa dökülmemize neden oldu. Doğal felaketlerin gittikçe arttığı bir dönemdeyiz. Özellikle iklim krizi artık varlığını iyice hissettiriyor.
 Birleşmiş Milletler (BM) tarafından doğal afetler; toplumun sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel faaliyetlerini önemli ölçüde aksatan, can ve mal kayıplarına neden olan “yerel imkanlar ile baş edilemeyen” doğa olayları olarak tanımlanmıştır. İklim krizinin birçok doğa olayını tetiklemekte olduğu bilinen bir gerçek.
 
Institute of Geology Leibniz Universität Hannover’dan Dr. Christian Brandes ve ekibi bu yönde bazı çalışmalar yürütmektedir. Ekip, depremler ve iklim değişikliği (kutuplardaki erime ve su seviyelerinde yükselmeler) arasında ilişki kurmaya çalışmaktadır (Brandes, 2018). Aynı zamanda Ural Federal Üniversitesi’nden (Ekaterinburg, Rusya) Dr. Adven Masih tarafından da, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin sadece sıcaklıklardaki bir kesir artışı olarak görülmemesi gerektiği kuraklık, deniz seviyesinin yükselmesi ve sıcaklığın yükselmeye devam etmesi durumunda sel gibi doğal afetlerin yanı sıra deprem gibi jeolojik kaynaklı afetlerin de tetiklenebileceği ifade edilmiştir (Masih, 2018).
 Arktik Araştırma Komisyonu, hava ve yüzeydeki ısınma nedeniyle buzulların ve donmuş toprakların (permafrost) erimesinin, yüzeyin dengesizleşmesine ve ekosistemde değişimlere yol açtığı vurgulanmıştır (USARC, 2003).
 
Sujib Kar ise küresel ısınma nedeniyle sismik aktivitelerin arttığını ifade etmiştir (Kar, 2013). Kar’a göre 2001’den 2015’e kadar 5 veya daha fazla büyüklüğündeki depremlerin sayılarına bakıldığında bu bağlantı kolayca anlaşılacaktır. Çünkü bu dönemler küresel sıcaklıkta olağanüstü yükselişlerin yaşandığı dönemlerdir. Dünya genelinde Richter ölçeğinde 5 ya da daha fazla büyük olan 2001 yılı için yalnızca toplam kaydedilen deprem sayısı 157 iken, 2015 yılında gerçekleşen toplam sayının yaklaşık on kat daha yüksek (1556) olduğu ortaya konmuştur. Sujib Kar, Alaska’da küresel ısınmayla birlikte sıcaklık artışlarının, son yıllarda hızla artan kümülatif deprem frekansına katkıda bulunmuş olabileceğini savunmaktadır (Kar, 2013). Aktardıklarıma benzer birçok bilimsel çalışma bulunmakta.
 
University of College London’da jeofizik ve iklim afetleri uzmanı Prof. Bill McGuire “Devin Uyanması” adlı kitabında iklim değişikliğinin etkisiyle sıcaklık ve deniz seviyelerinin sürekli yükseleceğini, dünya ısınmaya devam ettikçe yeraltındaki sayısız fayların bir kısmının oluşan bu yeni küresel su dağıtımına cevap veremeyecek hale geleceğini değerlendirmektedir
 Burada dikkat çekmek istediğim olgu şudur; deprem, sel, meteorolojik olayları insanlık anında hissedebiliyor ancak bunun bütününü iklim krizinin bir etkisi olduğunun farkına varması daha uzun bir süreci kapsıyor. Yerel düzlemde çözümler üretmek elbette önemli ancak değişim ve gelişim bir bütün olarak değerlendirilmeli. İklim krizi, yaşadığımız tüm kötü olayların tetikleyicisi durumunda ve bu krizi ortadan kaldırmak için maalesef fazla zamanımız kalmamakta.

Kaynak: İklim Değişikliğinin Neden Olduğu Afetlerin Etkileri – Prof. Dr. Aslı AKAY
 

İklim Krizi Ve Depremler
Tolga Şallı
Yazarımız Kim ?

Tolga Şallı