Sayfa Yükleniyor...
Günümüz dünyasında iklim krizi ile mücadelede yerel yönetimlere önemli görevler düşmekte. Atık yönetimi, yenilenebilir enerji kullanımı, çevre sorunlarının önlenmesi, çevresel denetimin gerçekleştirilmesi ve daha birçok konuda yerel yönetimlerin aldığı kararlar tüm kenti ve ülkemizi etkilemekte. Kırsaldan kente olan göç gittikçe artmakta dolaylı olarak çevre sorunları da buna paralel olarak artış göstermekte. Yerel yönetimler, hizmet verdikleri bölgeye uygun çevre politikaları geliştirip uygulaması artık bir zorunluluk.
23.07.2004 tarih ve 25531 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. Maddesinin (i) fıkrasında “Sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak çevrenin, tarım alanlarının ve su havzalarının korunmasını sağlamak; ağaçlandırma yapmak;….. Hurda depolama alanları ve satış yerlerini, hafriyat toprağı, moloz, kum ve çakıl depolama alanlarını, odun ve kömür satış ve depolama sahalarını belirlemek, bunların taşınmasında çevre kirliliğine meydan vermeyecek tedbirler almak; büyükşehir katı atık yönetim plânını yapmak, yaptırmak; katı atıkların kaynakta toplanması ve aktarma istasyonuna kadar taşınması hariç katı atıkların ve hafriyatın yeniden değerlendirilmesi, depolanması ve bertaraf edilmesine ilişkin hizmetleri yerine getirmek, bu amaçla tesisler kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek; sanayi ve tıbbî atıklara ilişkin hizmetleri yürütmek, bunun için gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek; deniz araçlarının atıklarını toplamak, toplatmak, arıtmak ve bununla ilgili gerekli düzenlemeleri yapmak.” Hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü gibi kentin neredeyse tüm çevresel yükümlülüğü kent yönetiminde. Özellikle atık yönetimi, atıkların toplanması, bertaraf edilmesi ve hatta atıktan elektrik üretimi öne çıkan konular. Bu anlamda belediyelerimizin örnek alınacak yatırımları bulunmakta. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, Avrupa’nın en büyük katı atık bertaraf tesisi geçtiğimiz günlerde Ödemiş’te açıldı. Ayrıca biyogaz tesisi ile 116 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacak elektrik üretilecek ve günde 100 ton gübre üretilmesi hedefleniyor. Yine İzmir’de bazı belediyelerimiz güneş enerjisi yatırımı yapmakta. Bu şekilde hem tüketilen elektrik karşılanmakta hem de karbon salımı azaltılmakta. Ayrıca karbon ticareti sayesinde para kazanma ihtimalide bulunmakta.
Bir proje dâhilinde yapmış olduğumuz Bologna ziyaretinde, Bologna Belediyesi yetkilileri bizlere 2030 yılı kent planını ve hatta bisiklet yollarını göstermişlerdi. Bu plan kararlarının çok önce alındığını ve küçük revizelerle ilerlediği bildirildi. Bu teknik gezide Karşıyaka Belediyesi’nden de arkadaşlarımız vardı. Karşıyaka Belediyesi ’de sürdürülebilir enerji ve iklim eylem planları doğrultusunda önemli çalışmalar yapmakta. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin de takdir edilecek yenilenebilir enerji çalışmaları var. Hatta Ordu Büyükşehir Belediyesi rüzgar enerji santrali kurdu.
Elbette kent için yapılan bu çalışmalar oldukça değerli ancak gerek ülkemizin enerji bağımsızlığı gerekse iklim krizi ile mücadelede topyekûn mücadele şart. Geçtiğimiz ay Berlin, 2050 yılına kadar elektrik ihtiyacının yüzde 25’ini güneş enerjisinden karşılayabilmek için önemli bir karar aldı. Karara göre; 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girecek uygulama ile kullanılabilir alanı 50 metrekarenin üzerinde olan yeni binaların çatılarının güneşten elektrik üretimi için kullanılması zorunlu olacak. İzmir yılda 300 gün güneşli olup güneş ışınımının yüksekliği, güneşlenme süresinin fazla olması, 1450-1600 kwh/m2 ortalama güneşlenme radyasyonu ile güneş enerjisinde potansiyeli oldukça fazladır. İzmir’de, özellikle turizm bölgelerimizde bulunan müstakil yapıların çatılarından güneş enerjisinden elektrik üreterek faydalanılması gerekmektedir. Neredeyse her gün bir çok mahallemizde pazar kurulmakta. Meyve sebze atıkları çok kıymetli ancak maalesef değerlendirmiyoruz. Atıkların toplanıp gübreye dönüştürüp çiftçilere uygun fiyatlı gübre verilebilir.
Yerel yönetimler tarafından, iklim değişikliği uyum süreci içerisinde alınacak her karar çok önemli. Özellikle yenilenebilir enerjinin farkındalığının artırılması, yenilenebilir enerji kullanımın yaygınlaştırılması, atıkların kaynağında ayrılması, atıkların bertarafı, kırsaldan kente göçü durduracak projelerin hayata geçirilmesi… Liste uzayıp gider. Bunları başarabilecek güç tüm belediyelerimizde mevcut.