2

Yeşil Mutabakat ve Hidrojen Enerjisi


  • Oluşturulma Tarihi : 14.12.2020 07:13
  • Güncelleme Tarihi :

İnsanlık, tarih boyunca çeşitli kaynaklardan enerji üretti. Odundan enerji üretimiyle başlayan bu serüvende, teknolojik gelişmelerle yeni kaynaklardan enerji üretimiyle devam etmekte…

Dünya özellikle 19 yüzyılda başlayan sanayileşme ile farklı bir yola girdi. Çevre, çevrenin korunması gibi kavramlar daha fazla konuşulur oldu. Özellikle fosil yakıtların yoğun kullanımı, çarpık ve plansız kentleşme ve ormansızlaşma iklim değişikliğini kriz noktasına getirdi.

Dünyada, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi son 20-25 yılda gittikçe arttı. Bilim insanlarının da üzerinde sıkça durduğu yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi, iklim kriziyle mücadelede en önemli gücümüzdür.

Ülkelerin çeşitli tarihlerde bir araya gelerek yapmış olduğu toplantılar sonucu alınan kararlar dünyamızın iklim kriziyle mücadelesini nasıl etkiliyor tartışılabilir. Ancak ciddi kararlar alınmakta.

Kyoto Protokolü ile başlayan süreçte en son gelinen noktada Paris İklim Anlaşması’nın ardında Avrupa Birliği; 2050 yılına kadar AB’yi net sera gazı emisyonlarının olmadığı ve ekonomik büyümenin kaynak kullanımından ayrıştırıldığı modern, kaynak açısından verimli ve rekabetçi bir ekonomiye sahip adil ve müreffeh bir topluma dönüştürmeyi amaçlayan yeni bir büyüme stratejisini açıkladı.

“Yeşil Mutabakat’ta; 2030 ve 2050 iklim hedeflerine ulaşabilmek için enerji sisteminin karbondan daha fazla arındırılmasının kritik bir öneme sahip olduğu belirtilmekte ve enerji verimliliğine öncelik verilerek büyük ölçüde yenilenebilir kaynaklara dayalı bir enerji sektörünün geliştirilmesi aktarılmaktadır.

Hidrojen 1500'lü yıllarda keşfedilmiş, 1700'lü yıllarda yanabilme özelliğinin farkına varılmış, evrenin en basit ve en çok en çok bulunan elementi olup, renksiz, kokusuz, havadan 14.4 kez daha hafif ve tamamen zehirsiz bir gazdır. Güneş ve diğer yıldızların termonükleer tepkimeye vermiş olduğu ısının yakıtı hidrojen olup, evrenin temel enerji kaynağıdır. 252.77°C'da sıvı hale getirilebilir. Sıvı hidrojenin hacmi gaz halindeki hacminin sadece 1/700'ü kadardır. Hidrojen bilinen tüm yakıtlar içerisinde birim kütle başına en yüksek enerji içeriğine sahiptir. 1 kg hidrojen 2.1 kg doğal gaz veya 2.8 kg petrolün sahip olduğu enerjiye sahiptir. Ancak birim enerji başına hacmi yüksektir. Hidrojen doğada serbest halde bulunmaz, bileşikler halinde bulunur. En çok bilinen bileşiği ise sudur. Isı ve patlama enerjisi gerektiren her alanda kullanımı temiz ve kolay olan hidrojenin yakıt olarak kullanıldığı enerji sistemlerinde, atmosfere atılan ürün sadece su ve/veya su buharı olmaktadır. Hidrojen petrol yakıtlarına göre ortalama 1.33 kat daha verimli bir yakıttır. Hidrojenden enerji elde edilmesi esnasında su buharı dışında çevreyi kirletici ve sera etkisini artırıcı hiçbir gaz ve zararlı kimyasal madde üretimi söz konusu değildir.

Ülkemizde 2000 yılının başından itibaren akademik düzeyde çalışmalar başlamış ve ilerleyen yıllarda küçük denemeler yapılmıştır. Bu anlamda saygın bilim insanlarının çalışması önem arz etmektedir. Ancak başarı sadece bilimsel temelde yapılan çalışmalarla değil kamu otoritesinin ve özel sektörün işbirliği neticesiyle başarıya ulaşabilir. Maalesef mevzuatımızda henüz hidrojen enerjisi ile ilgili düzenleyici bir Kanun, Yönetmelik bulunmamaktadır.

Yeşil Mutabakat’ta; karbondan arındırılmış gazların (yeşil hidrojen) geliştirilmesine yönelik desteğin artırılması ve rekabetçi bir yeşil hidrojen gazı piyasası için ileriye dönük bir tasarım yapılması yoluyla ve enerji kaynaklı metan emisyonları konusu da ele alınarak, gaz sektörünün karbonsuzlaştırılmasının kolaylaştırılacağı yazmakta. Ayrıca; iklim nötrlüğe geçiş aynı zamanda akıllı alt yapının gerektiği belirtilerek “Bu çerçeve; akıllı şebekeler, hidrojen ağları veya karbon yakalama, karbon depolama ve karbondan döngüsel amaçlarla yararlanma, enerji depolama gibi yenilikçi teknolojilerin ve altyapıların konumlandırılmasını teşvik etmeli ve aynı zamanda sektör entegrasyonunu da mümkün kılmalıdır.” ifadeleri yer almaktadır. Yine Mutabakat’ta; kaynaklara erişimin, Avrupa’nın Yeşil Mutabakatı gerçekleştirme tutkusu için de ayrıca stratejik bir güvenlik sorunu olduğu belirtilmiş ve öncelikli alanları, temiz hidrojen, yakıt hücreleri ve diğer alternatif yakıtlar, enerji depolama, karbon tutma, depolama ve karbondan döngüsel amaçlarla yararlanmayı oluşturacağı belirtilmiştir.

Önümüzdeki yıllarda Hidrojen Enerjisi konusunda çokça çalışma yapılacağı ortadadır. Bu zamana kadar Türk akademisyenlerin özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanarak elde edilen hidrojen Enerjisi konusunda çalışmaların yapıldığı bilinmektedir. Ancak aktardığımız gibi, Hukuk tüm teknik, idari ve bilimsel çalışmaların temelini oluşturmaktadır. Bu doğrultuda mevzuatımızın da geliştirilmesi gerekmektedir.

Yeşil Mutabakat ve Hidrojen Enerjisi
Tolga Şallı
Yazarımız Kim ?

Tolga Şallı