Kemal ile Cemile tanışır. Cemile’nin sesi çok güzeldir. Bir yaş gününde gazinocunun biri onu keşfeder, Kemal’in tüm ısrarlarına rağmen Cemile şarkıcı olur, bir anda ünlenir.
Bu arada Kemal’e aşık olan Belkıs da vardır. Bir de onu sevmeyen Nurettin.
Neyse sözü uzatmayalım Kemal ile Cemile evlenir. Belkıs bu durumu kabullenemez Nurettin ile bir olup Cemile’ye kumpas kurarlar.
“Cemile kızım gel abin çok hasta,” der ve telefonun ucunda kıs kıs güler Belkıs ile Nurettin.
Cemile de bu numarayı yutar. Cemile abisinin evine geldiğinde nedense onu elinde ilaçlı viski ya da meyve sulu votka ile Nurettin karşılar. Cemile de nedense çok susamıştır. Votkayı içer ve başı döner. Nurettin onu kucaklayıp yatağa götürür. Cemile’nin kilosu aşağı yukarı 55 kg’dır. Nurettin onu kassız güçlü kollarıyla rahatça yatağa taşır.
Bu arada Nurettin’i canlandıran oyuncu gerçek hayatta jönlerden daha iyi ve dürüsttür onu da belirteyim. Ne yapsın garibim evine üç kuruş ekmek parası götürmek için önüne hangi rolü verirlerse kabul etmek zorunda kalır. Yeşilçam’da yan karakter rollerinde oynayan ön dişlerini sanırım parasızlıktan yaptıramayan oyuncular bilirim.
Nurettin Cemile’yi yatağa bırakınca yönetmenden start alan Kemal anında yatak odasına dalar:
“Aman N’allahım, N’olamaz diye iri yeşil gözlerini açar, elini düzgün, briyantinle taranmış saçına götürür, şaşkın, üzgün ve perişan bir ifade vermeye çalışır.
Zor bir sahnedir en azından beş, altı çekim olmuştur sanırım.
O esnada ilaçla uyumuş Cemile nedense uyanır ve Kemâl’e şaşkın bakar. Kemal de tereddütsüz Nurettin’e dalar. Kavga nedense uzun sürer ve Kemâl yediği yumrukla kör olur ve Cemile’den boşanır.
Cemile, Kemal’den olan çocuğu babasız büyümesin diye çevresi ve yakınları tarafından formalite usulü ona el sürmeyecek yaşlı, şefkatli biriyle evlenir.
Eee, sonuçta erkek. Gece olunca duyguları depreşir, birkaç kez Cemile’nin yatak odasına dalar ama havayı alır. Derken bir daha bir daha.
Adam genç ve güzel nikâhlı karısının koynuna bir türlü girememektedir, nasıl bir evlilik, nasıl bir dünya bu? Eğer genç, güzel karısıyla birlikte olursa seyirci şarkıcı kadını asla affetmeyecektir. Yönetmen kurnaz adam. Adam ne kadar da istese vermeyecek diye Cemile’yi sıkı sıkı onu tembihlemektedir. Çünkü hala Kemal’e âşıktır ve ancak onunla birlikte olabilir.
Cemile’nin kızı olur yedi yaşına gelirken parkta bir banka oturmaya çalışan kör ama saçları düzgün kesilmiş, briyantinli taranmış adam elindeki bastonu düşürür o anda küçük kız fırlar bastonu kör adama verir aralarında diyalog başlar.
Küçük kız eve gelip kör adamı ne kadar çok sevdiğini söyler annesi Cemile’ye. Evet bildiniz, gözünüzden de bir şey kaçmıyor sizin. Cemile Kemal’in âşık olup evlendiği eski karısıdır.
Çocuk bir gün parkta konuştuğu kör ama mağrur Kemal’e o ünlü Yeşilçam repliğini söylemek ister:
“Size baba diyebilir miyim?”
“N’ayır yavrum henüz n’erken henüz dört bobin harcamadık, n’az bekle” der.
Sonra ona kötülük yapan Belkıs ile Nurettin bir trafik kazasında ölmek üzereyken Cemile ile Kemal aşkını baltalamak için yaptıklarını söyler ve Kemal duyar gözleri açılır Cemile’yi de affeder. Cemile artık sırasıdır diye düşünerek:
“Kızım bu adam senin baban”
Kız babasına sarılır, Kemal de Cemile’ye ve mutlu son.
Bu film bitince dublaja, senkrona, kurgu ve montaja gidecektir.
Başrol oyunculara yüklü para ödenirken çoğu yan karakter oyuncuların eline bono (senet ) tutuşturulur, onlarda elindeki senetleri % 50 bazı ticari kuruluşlara kırdırıp evlerini geçindirmeye çalışırlardı.
Not: Bono olayını bizzat eski Yeşilçam eski oyuncularının kendisinden duydum. Yeşilçam’a emek vermiş tüm oyuncu ve kamera arkasındakilere selam olsun.
Metin İmer / İzmir-20 Haziran 2021