Sayfa Yükleniyor...
Değerli okuyucular bu hafta biraz saha dışı etkenler ve futbol yönetimi ile ilgili dikkatimi çeken şeylerden bahsetmek istiyorum.
Geçtiğimiz hafta sonu Galatasaray’ın Kayserispor’u deplasmanda 0-3 mağlup ettiği maçın ardından Kayserispor cephesinden yapılan açıklamaları hepimiz biliyoruz.
Kayserispor’da Başkan Berna Gözbaşı ile kulübün basın sözcüsü Mustafa Tokgöz’ün açıklamaları arasındaki tezatlık göze çarparken, Tokgöz’ün açıklamalarının satır arasında dikkat çeken bir şey vardı.
Kayserispor’un 6 kişilik bir hakem heyeti varmış!
Böyle bir uygulama daha önce başka takımlarda oldu mu bilmiyorum ama ben ilk defa işittim.
Sezon başından beri futbolumuzda en büyük tartışma konusu olan hakem kararları ve bir takımımız aleyhlerine yanlış, hatalı karar alınıyor mu diye analiz yapılması için hakem heyeti oluşturmuş!
Hakem heyetinde yer alan arkadaşlar da maç sonunda Galatasaray lehine maçın kaderine etki edecek bir hata olmadığı görüşünde hem fikir olmuş, sayın Tokgöz’ün açıklamalarına göre.
Böyle bir uygulamanın açıkçası oldukça yerinde ve çok güzel düşünülmüş bir uygulama olduğunu düşünüyorum.
Maç sonunda yöneticilerin duygusal ve taraftarları galeyana getirecek açıklamalar yapmasını engelleyip, hata olduysa da konunun uzmanlarının görüşleri dikkate alınarak haklı bir hak arayışı içine girileceğini gösteriyor!
Kayserispor kulübünü hayata geçirdiği bu uygulama dolayısıyla tebrik etmek istiyorum.
Değinmek istediğim bir başka konu ise; maç sonu yapılan açıklamalar.
Yenilen isyan eder, hak ve adalet ister!
Hak vermiyor değilim çünkü ne yazık ki; futbolumuzda kimin sesi fazla çıkıyorsa düdükler onun lehine çalınıyor.
Böyle bir ortamda bu tür açıklamaların olmaması garip kaçardı!
Fakat kulüplere buradan bir çağrı yapmak istiyorum. Gelin kulüp basın sözcülerini iletişim eğitimi almış uzmanlara bırakın.
Her kulüp iletişim eğitimi almış uzmanlar istihdam etsin ve böylelikle hem bu uzmanlar aracılığıyla maç sonlarında daha sağlıklı görüşler beyan edilsin ve bu arkadaşlarımıza iş imkanı açılsın!
Çünkü kabul edelim ki siz bu işi yapamıyorsunuz.
Yanlış bir ortamda yanlış yapmanın doğru sayılmasındansa yanlış ortamda üzerine basa basa doğru yaparak, insanlara doğrunun ne olduğunu öğretelim.