Sayfa Yükleniyor...
14 Mayıs seçimlerini eski Türkiye'nin son seçimi, 31 Mart Yerel seçimlerini ise yeni Türkiye'nin ilk seçimi olarak değerlendirsek yanlış olmaz herhalde.
Teknolojinin daha fazla yer aldığı, genç adayları siyaset arenasında daha fazla gördüğümüz bir seçimi yaşadık.
Sonucu herkesi şaşırtan bu seçimin; aslında önümüzdeki süreçte yaşayacağımız seçimlerdeki senaryoların fragmanı niteliğinde olduğunu düşünüyorum.
İYİ Parti gibi bir siyasi hareketin baş aktör olmayacağı, belki de tamamen dağılacağını gözlemleyeceğiz.
Bir dönem düzensiz anketlerde yüzde 14 seviyelerine çıkmış bir partinin olmadığı bir siyasi ortamda, bu partiye oy vermiş kitlelerin yönünü değiştirmek gerekecek.
CHP'den aidiyet bağını koparmış ve MHP'nin kendisini temsil etmediğini düşünen, kendisini ulusalcı ve milliyetçi olarak tanımlayan kişilerin partisi olarak ortaya çıktı İYİ Parti. Haliyle aldığı en büyük eleştiri homojen bir kitleye sahip olmasıydı.
Aidiyet bilincinin oluşması için yıllar gerekiyordu fakat partinin üst yönetimi çıkar tartışmalarından da ötürü bu sabrı tam olarak gösteremedi, kendi içinde bölünmeler başladı. Bu bölünmeler tabana da yansıyınca CHP'ye geri dönüşler ve Özgür Özel'in sağa da yakın söylemleri partinin oy oranlarını da artırdı.
İYİ Parti'deki dağılma ile herhangi bir partiye yönelmeyen, ortada kalan seçmen kitlelerini ise merkez sağda kurulacak yeni alternatif partilere kaydığını göreceğiz.
*
31 Mart'ta seçmen CHP'ye yönelerek, iktidar partisine karşı alternatif arayışında olduğunu gösterdi.
Bu arayış 14 Mayıs'ta da olabilirdi. Aynı ekonomik çözülme ortamı ve olumsuzluklar o dönem de vardı. Fakat Kılıçdaroğlu'nun, halk nezdindeki güvenilirliği ve mezhebinin ülkedeki seçmen kitlesinin genetiğine işlenmiş kodlardan ötürü kabul görmediğini belirtmek gerekiyor. Bunun yanına terör propagandasını da eklendi ve eldeki seçim kaybedildi.
Fakat 10 ay sonra tarihinin en büyük fırsatı partinin yeniden ellerine geçti.
Bana göre tarihi bir eleştiriyi elimine etmek, ortadan kaldırmak için de yakaladığı en büyük fırsat. Muhafazakar seçmenin ve iktidar partisinin, CHP'nin geçmişten getirdiği artık bağnazlaşan bakış açısına yönelik geliştirdiği 'Klasik CHP zihniyeti' söylemini bertaraf etmek ve tarihi gömmek için büyük fırsat bu CHP için.
Parti bu saatten sonra, bu fırsatı değerlendirip, geleceğin partisi mi olacak yoksa eski yüzde 22'lik seviyesine mi gerileyecek bunu belirleyecek.
Tabi ki bunun yolu da yerel yönetimlerle gösterdiğiniz performanslara bağlı.
Yüksek performans beklediğiniz başkanlarınız ise sıkı denetlenmeli ve kurum içi eğitimlere tabi tutulmalı.
Sosyal yardımların da bu dönem seçmenin CHP'de kalmasında etkili olabileceğini belirtmek gerekiyor.
Yeni bir dönemin başındayız. Bundan sonrasını merakla takip edeceğiz.