- Yerel
- 08.02.2025 17:23
Demokrat Parti İzmir İl Başkanı Gürcan Ötegengil, Egede Bugüne genel seçimler hakkında özel açıklamalarda bulundu. Ötegengil, 2015 Demokrat Partinin yılı olacak dedi
EMİNE ŞEKER
Demokrat Parti (DP) İzmir İl Başkanı Gürcan Ötegengil, siyasi hayatına Güzelbahçe Belediye Başkan Adayı olarak başladığını belirterek, Genel merkezimizin görevlendirmesi ile İzmir İl Başkanı olarak atandım. Kısa bir süre sonra Demokrat Partinin parlamentoda yer alacağı ümidimiz ile belki de bakarsınız memleketimize ve milletimize İzmirden temsil ediyor olabiliriz. Bu nedenle çatısı altında son derece gurur duyduğum 7 Ocak itibariyle Türkiyedeki siyasi yaşantısını 69. yılını tamamlayan bir partinin İzmir gibi merkez sayılabilecek ilin başında olmak ve İl Başkanı olmak ayrıca mutluluk ve gurur veriyor bize. Ama aynı zamanda da bu durumun büyük bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz. Siyasi partilerin dönem dönem inişleri ve çıkışları ve vatandaşların tercihleri zaman zaman teveccühleri farklılık gösterebilir dedi.
DEMOKRAT PARTİ SÖZ SAHİBİ OLACAK
Türkiyede son 10 yıldır 2 kutuplu siyasi politikanın güdüldüğünü ifade eden Ötegendil, mevcut olan her 2 siyasi partiye de belirli avantajlar sağladığını söyledi. Ötegendil, Halkın demokrasiden yana ve özellikle demokrat kimliklerle birlikte olmayı arzulaması söz konusudur. 2015 yılının Haziran ayında yapılması muhtemeli olan seçimlerde tahmin ediyorum ki Demokrat Parti parlamentoda öyle ya da böyle temsil edilecek. Türkiyedeki birçok siyasi partinin içinde yer alan ve tamamı da Demokrat Parti kökenli olan siyasi büyüklerimizin tekrar geriye dönüşleri söz konusu olacak. Ben ümit ediyorum ki Demokrat Parti hem iktidarda hem de Türkiyede tekrar yönetimde söz sahibi olacak diye düşünüyorum şeklinde konuştu.
BİZİM İÇİN KADINLARIMIZ ÖNEMLİ
Ötegengil, İl Başkanlığı görevini aldığı andan itibaren İzmir ilinde değişik bir yapılanma içerisine girdiklerini açıklayarak, Benim eski bir futbolcu olmam arkasından 20 yıllık bir öğretmenlik ve yöneticilik deneyimine sahip olmuş olmamdan kaynaklı sebeplerden dolayı sosyal çevremiz geniş. Biz Demokrat Parti içerisinde il yönetimini oluştururken çok deneyimli siyasiler olmasına rağmen değişik bir yol izleyelim istedik. Çünkü herhangi bir ilin yönetim kurulu o ilin siyasi bakış açısı içerisinde çok önem teşkil edecek durumlar yaratabiliyor. 24 kişilik bir yönetim kurulu oluşturduk. Bu 24 kişilik yönetim kurulunun 14 kişisi başkanlık divanı görevinde. Bu arkadaşlarımızın içerisinde yaklaşık 5 arkadaşımız 30 yıla yakın siyasetin içinde bulunan deneyimi olan kişiler. Diğer geri kalan arkadaşlarımız ise İzmirde ikamet etmesine, İzmirde doğmuş olmasına ve gerçekten İzmirli olmalarına dikkat ettik. Yönetim kurulunu oluştururken farklı meslek guruplarından arkadaşlarımız olsun istedik. Yönetim kurulumuzda sporla ilgilenen, müteahhitlik yapan, İnşaat Mühendisi ile Makine Mühendisi olan, mali müşavir, uzun zamandır öğretmenlik yapan arkadaşlarımız ve kadınlarımız var. özellikle kadınların olmasına çok dikkat ettik. Demokrat Partinin 69 yıllık misyonu içerisinde kadın başbakan çıkarmış bir misyonu var. Bizim için kadınlarımız son derece önemlidir. Kadınlarımızın yeterince siyasetin içerisinde yer alamadıklarını düşünüyoruz. Bu nedenle onurla ve gururla söylüyorum ki 4 kadın arkadaşımız il yönetimde bulunuyor. İzlediğimiz politikadaki yol; İl Başkanlığı yani benimle birlikte başlayan ve il yönetiminin sıfır kilometre ile adlandırdığımız siyasetin içine sokulan ve siyasetin içinde farklı bakış açısını ortaya koyabilecek siyasetçilerle çalışmak istedik. Çünkü Demokrat Partinin tabanında zaten siyasi anlamda çok deneyimli insanlar var. Türkiyenin tamamında var. Bizim için bu anlamda var olan deneyimler ile birlikte gençliği, heyecanı ve yeni bakış açısını harmanlamayı amaçlamıştık. Sonuç olarak amacımıza ulaştık. Daha sonra hızlı bir şekilde 30 ilçemizin 12 tanesinde zamanı geldiği için ilçe kongrelerimizi yaptık. 30 ilçemizde de teşkilat yapısını da yeniledik. İşin başına yeni yönetim kurulu ve yeni başkanlar getirdik. Bulunduğu ilçenin sorunlarını dinleyen, anlayan ve çözüm üreten misyona ve vizyona sahip olmalarına dikkat ettik. Haziran ayında olacak seçim için bölgesel olarak çalışmalarına hazırlar ifadelerini kullandı.
2015E HAZIRIZ
İl yönetimi olarak geçen hafta içerisinde Ankarada önemli bir toplantıya katıldıklarını söyleyen Ötegengil, yapılan toplantının her yıl bir defa yapıldığını vurguladı. Ötegendil, Demokrat Partinin üst yönetiminde yer alan 450ye yakın yönetici arkadaşımızla bir araya geldik. Bir araya geldiğimiz toplantıda Demokrat Partinin parlamentoda tekrar yer alabilmesi için neler yapabileceğimizi konuştuk. Genel Başkanımız Gültekin Uysala yapacağı bütün atılımların arkasında olduğumuzu söyledik. Demokrat Parti tekrar gündeme gelmek için hazır durumda. Biz de İzmirde hazırlıklarımızı tamamladık. 2015e hazırız diye konuştu.
HER 2 BÖLGEDE 6ŞAR ADAY
Ötegengil, İzmirde resmi olarak 2 bölge olduğunu belirterek, Demokrat Partiye diğer siyasi partilerden büyük bir talep var. Çünkü Demokrat Partinin tabanı bizim yaptığımız son araştırmalara göre yaklaşık yüzde 25 civarlarında. Demokrat Parti, hali hazırda böyle bir oy potansiyeline sahip. Bu durumu da açıkçası herkes bilir. Bu konu ile ilgili bir aday sıkıntımız yok. 10 Şubat itibari ile açıklanması bekleniyor. Bizde genel merkeze talepler var. Var olan talepler doğrultusunda değerlendirmeler yapılıyor. Ama İzmirin her 2 bölgede seçilebilecek pozisyonda ve rakamdaki adaylarımız hazır. Her 2 bölgede de ayrı ayrı 6 adayımız hazır gibi. Herkes Demokrat Partiden gelecek olan sürprize hazır olsun. Demokrat Partinin genel merkezi ile seçimlerle ilgili ciddi çalışmaları söz konusu. Türkiyede bize karşı inanılmaz bir teveccüh var. Şubat ayının sonu itibari ile de Türkiye bundan haberdar olacak. Tekrar Kıratının üzerine binilecek. Biz de bunun hazırlıklarını yapıyoruz dedi.
ÜLKENİN GENİŞİ KUCAKLAMAYA İHTİYACI VAR
Muhalefetin belli bir nezaket ölçüsünde gitmesi gerektiğine inandığını söyleyen Ötegengil, İnsanlar artık siyasilerden ve siyaset yapmaktan nefret eder hale geldi. Herhangi bir insanı bir partiye davet ettiğiniz zaman gelmiyor. Bunun sebebi de söylediklerinin arkasından yürüyemediklerinden dolayıdır. Sürekli yalan söyleniyor. Siyasetteki bulunduğum durum bana sorulduğunda ben, stardı verdik. Stardın adı da yalansız siyaset dedim. Yapılamayacak şeyler söyleniyor. Ya da kişinin oyunu çok kolay yolla satın alma dediğimiz söz konusu oluyor. Biz buna siyaset diyemeyiz. Halkı bir noktaya götürmek değildir. Sadece halkın bulunduğu zor şartlardan kaynaklanan nedenle önüne koyduğunuz karşılıksız biat kültüründen geçiyor. Demokrat Partisiz Türkiye bu kadar olur. Bizim mantığımız ve felsefemiz bu olamaz. Biz çok net düsturla çıkıyoruz. Biz Türkiye Cumhuriyetinin Misakı Milli sınırlarının 1 metrekaresine bile halel gelmemesi için ant içmiş insanlarız. Biz bağımsızlığımızın en büyük simgesi olan bayrağımız ve İstiklal Marşımızın karşısında son derece saygılıyız. Türkiye Cumhuriyetinin tek kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürkün ilke ve inkılaplarından asla ayrılmayanlarız. Son olarak da biz Türkiyede yaşayan bütün insanların inançlarını istedikleri şekilde yaşayabilme özgürlüklerine inanan insanlarız. Biz gerçek demokratlarız. Yani bizler sadece bayrağa ya da sadece Mustafa Kemal Atatürkü arkamızı alarak siyaset yapan insanlar değiliz. Türkiyenin yüzde 80inide bu mantığa sahip. Bunun çok basit örneğini verebilirim; 1950-1960 yıllarında Başbakan Adnan Menderesin başbakanlık yaptığı dönemde Kürt sorunu olarak adlandırılan ve hala günümüzde açılım ismi ile şekil değiştirilen sorunun yaşanmadığı zaman Türkiyede sadece 10 yıldır. Sebebi ise Kürt kardeşlerimiz şunu söyler: Biz kendimizi ifade edebilecek bir yer biliyoruz. Orası da Demokrat Parti. Demokrat Parti bu ülkenin başına tekrar gelsin ne Kürt kardeşlerimizin ne alevi kardeşlerimizin ne Çerkez kardeşlerimizin ne de tatar kardeşlerimizin sorunu olmaz. Çünkü biz mozaik bir toplumuz. Türkiye Cumhuriyetinde bunun varlığına inanacağız. Her şeyden önce biz Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşıyız. Bu nedenle bu ülkenin genişi kucaklamaya ihtiyacı var. Ötekileştirmeden. Ümit ediyorum ki Demokrat Parti tekrar iktidara geldiğinde yine genişi kucaklayacak. Genişi kucakladığını herkes görecek ki tekrar bu ülkede Misakı Milli sınırları korunacak. Saygılı bir şekilde İstiklal Marşımız okunacak. Bayrağımız korunacak. Herkes istediği dine inanacak şeklinde konuştu.
YENİ TÜRKİYE OLMAZ SADECE BÜYÜK TÜRKİYE OLUR
Ötegengil, geçmiş dönemlerde Anavatan Partisi ile eski Doğruyol Partisinin birleşmesi sonucunda tekrar Demokrat Parti adı altında toplanıldığını anlatarak, Ancak Doğruyol isminde bir parti Muhafazakar Türkiye Partisi adı altında bir parti oluşturuldu. Bu parti Kırat amblemini kullanıyordu. Geçtiğimiz günlerde mahkeme kararı ile bu iki siyasi partinin de Kırat amblemi kullanmamaları kararı alındı. Kırat hiçbir şey yapmadan Türkiyede yüzde 1 oy alıyor. Logo görüldüğü an partinin ismi ne olursa olsun insanlar atar. Özellikle köylü atar. Biz yaptığımız hesaplarla hiçbir şey yapmadan yüzde 6lardayız. Biz ilk etapta yüzde 10 barajını zorlayacağız. Yapılacak olan ortak koalisyonlar birlikte yapılacak olan hareketler Büyük Türkiye hayali ile yapılacak. Bu ülke bazılarının kullandığı gibi Yeni Türkiye olmaz. Sadece Büyük Türkiye olur. Biz Büyük Türkiye hayali peşine gidiyoruz. Bizimle hareket etmek isteyen bazı siyasi partiler olabilir. Bizim çatımız altında olmak şartıyla tabi. Yapılmış olan büyük hesapla söyleyebilirim ki yüzde 27lere kadar ulaşabiliyoruz. Bu elde edilecek olan yüzde 27lik oyunda iktidar yolunda ya da iktidar ortağı olma yolunda yapılacak olan önemli bir hamledir. Bu oy oranı çok önemli. Bunu almamız lazım. Almazsak haziran seçimi sonrasında yapılacak olan diğer seçimlerin hangi şartlarda yapılacağı Türkiye adına üzücü olabilir ifadelerini kullandı.
SEÇİM BARAJI SINIRSIZ OLMALI Kİ
Yüzde 10 seçim barajının düşürülmesi gerektiğini ifade eden Ötegengil, Herhangi bir çocuğa hangi takımlısın diye sorulmaz. Galatasaraylı mısın? Fenerbahçeli misin? diye sorulur. Aslında hangi takımı tutuyorsun diye sorulması gerekir. Yaklaşık 10 yıldır insanlar birbirlerine Galatasarayı mı? Fenerbahçeyi mi? tutuyorsun diye soruyor. Belki başka bir takım tutuluyor. Biz sürekli insanlara bu şekilde soruyoruz. Yani insanlar 2 kutuplu duruma götürülüyor. Bu durumda toplumu ikiye bölüyor. Sanki bu toplum başka bir mantığa sahip değilmiş gibi. Ancak her iki kutuba bölünmüş olan kişilerin asıl inançlarını asıl siyasi görüşlerini bakış açılarını maalesef bu partiler temsil edemiyor. Çünkü taraflar bir yere doğru aksettirilmiş. Benim seçim barajının yüzde 3e düşürülmesinin istememin sebebi budur. Biz burada başka fikir sahibi olan insanları görmeliyiz. Siyasetin içerisinde tabi ki mahalle takımı da olmasın. Aslında sınırsız girmeliyiz ki çok partili hayatın ne olduğunu ve çok yönlülüğün ne olduğunu öğrenmeliyiz. Barajın yüzde 3 olması halinde Türkiyede düzgün koalisyonların çıkacağına inanıyorum. Bir de haksızlığın önüne geçmiş olacağız. Atılan oylar ya A kişisine ya da B kişisine yarıyor. Maalesef parlamentoda sizi temsil etmesini istemediğiniz kişilerde orada oluyor diye konuştu.
HEPİMİZ DEMOKRATIZ
Ötegengil, İzmirin demokrat bir şehir olduğunu söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti: İzmir Atatürk milliyetçisi bir şehirdir. İzmir bayrağını çok sever. İzmir Atasını ve marşını çok sever. İzmirde yaşamak bir ayrıcalıktır. Maalesef son 15 yıldır İzmirli yerel yönetimden memnun değil. Yerel yönetimlerin hizmetlerinden de memnun değil. Ama zamanı geldiğinde İzmirli tepkisini öyle bir koyar ki tepkisini koyduğu parti bir daha İzmirde kendisini çok zor yaşatır. Ben İzmirlilerin demokrat ve Demokrat Partili olduğunu biliyorum. İzmirlilerin hepsi bize aynı şeyi söylüyor: Hepimiz demokratız diyorlar. Bu yüzden ben İzmirlilerin oylarını Demokrat Partiye vereceklerine inanıyorum. Biz de kimseyi mahcup etmeden kendimizi parlamentoda, meclis de ve belediye başkanlıklarında göstereceğiz. İzmirde uzun yıllar boyunca söz sahibi demokratlar olacak. 2015 Demokrat Partinin yılı olacak.
KUTU
Gürcan Ötegengil Kimdir?
15 Nisan 1968 yılında İzmirde dünyaya geldi. Lise eğitimini Çınarlı Endüstri Meslek Lisesi Elektronik Bölümünde, Üniversite Eğitimini 9 Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Manisa Beden Eğitimi ve Spor Bölümünde tamamladı. Aynı anda Karşıyaka Futbol Takımının alt yapısında yetişerek Karşıyaka, Manisa Sümerbank, Tariş Spor ve Burdur Sporda futbol oynadı. Öğretmenlik mesleğine 1993 yılında Özel Antalya Kolejinde başladı. 1995 yılında Afyon Emirdağ Uzman Jandarma Okulunda Asteğmen Öğretmen olarak askerliğimi tamamladı. 1996 yılından itibaren MEV Özel Avni Akyol Koleji, MEV Gaziemir Özel İlköğretim Okulu, İl Özel İdare 75. yıl koleji, Özel Bilge Ata Okullarında Öğretmenlik ve Yöneticilik görevlerinde bulundu. 2010 yılında Bilgi Çemberi Etüt Merkezleri ve Uğur Böceği Anaokullarında iş ortaklığı ve genel müdürlüğü, ODTÜ Kolejinde ARGE Müdürlüğü yaptı. Öğretmenlik mesleğini yaparken çok çeşitli kursları tamamlayarak sertifikalar aldı. Halen Yatırım ve Yönetim Danışmanlığı yapmakta. Evli ve bir çocuk babası.