Edebiyat üzerine konuştular

Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi bu hafta Prof.Dr. Kenan Erdoğan’ı ağırladı. Etkinliğe katılan yazar; klasik Türk edebiyatı, tasavvuf edebiyatı ve mahalli edebiyat üzerine yaptığı çalışmaları katılımcılara aktardı


  • Oluşturulma Tarihi : 27.04.2018 07:41
  • Güncelleme Tarihi : 27.04.2018 07:41
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Edebiyat üzerine konuştular haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ

Manisa yöresi mahalli edebiyat üzerine ciddi manada çalışmalar yapan Prof.Dr. Kenan Erdoğan Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi’nin bu haftaki misafiriydi. Yazar Kenan Erdoğan; Kulalı Mustafa Nüzuli, Kasabalı Nuri ve Kırkağaçlı Mustafa Remzi çalışmalarıyla Türk Edebiyatına hizmet eden de bir isim. Klasik Türk edebiyatı, tasavvuf edebiyatı ve mahalli edebiyat üzerine bilgiler aktaran Erdoğan, katılımcıların sorularını da cevaplayarak keyifli bir anlatım gerçekleştirdi.

Mahalli edebiyat üzerine anlatımlarda bulunan ve bu edebiyatın pek yaygın olmadığını kaydeden Erdoğan, “Mahalli edebiyat kavramı, pek fazla bilinen yaygın bir kavram değil. Mahalli, bilindiği gibi, yöresel, yerel, mahalle ile ilgili demek. Edebiyat tarihimizde bir de mahallileşme diye bir akım da var. Şimdilik konumuz bu değil. (Aslında orda da hem yerelden hem de klasik üsluptan ve genel dilden beslenerek halkı da eğiterek halkın sevip beğeneceği hüsn-i kabul edeceği güzel eserler verilir.) Mahalli, yahut yerel kelimesi, tabiidir ki merkezi ve genel kavramıyla doğrudan ilişkili. Hem umumi edebiyata zemin hazırlayan, besleyen, malzeme veren; hem de ondan doğrudan etkilenen, ihmal ve terke uğrayan, gözden kaçan ve gölgede kalan bir yanı var. Aslında yerel olmadan genel olmaz, mahalle olmadan şehir olmaz. Ayrıca eskilerin çok önemli bir sözü vardır: Mesele mahallinde halledilir. Eğer mahallinde halledilemiyorsa konu aksıyor, demektir. Kültür konusunda hatta, yönetiminde mahalli belediyeler ve bölge üniversiteleri elbirliği içinde bölgelerinde bulunan maddi manevi kültür değerlerine ve varlıklarına dikkatle sahip çıkmalıdır. Siz, mahallenizdeki, bölgenizdeki, yakınızdaki bir değeri fark edemiyor, değerlendirip genel ve evrensel bir değer haline getirip pazarlayıp sunamıyorsanız, sizin bölgenizden uzak merkezden yahut başka yerlerden bu değerin keşfedilmesini bekleyemezsiniz. İnsanın bulunduğu yer ve toprak, coğrafya; insana bazı görev ve mükellefiyetler yükler. Bunu hakkıyla ifa edenler, o değerle birlikte kendilerini de yükseltir ve değerlendirirler. Değerlendiremeyenler de o değeri heba edip harcamış olurlar” dedi.

BAZEN BİR MECMUA…

“Bu şairlerden kimsenin haberi yoktu” diyerek birkaç şair ismi aktaran Erdoğan, “Bizim çalışmalarımızın epeyce bir kısmı bu çerçevede değerlendirilecek cinsten. Belki de bu düşüncelerin bir hayat görüşü gibi bende karşılık ve yer bulmasından kaynaklanıyor. İlk görev yerim Diyarbakır’da çalışmaya başlayınca Diyarbakırlı Said Paşa Divanı’nı neşretmiştim. Manisa’ya gelince de Manisalı şairler üzerinde çalışmanın uygun olacağını düşündüm. Halk tabiriyle ekmeğini yediğim bölgeye bir hizmetim olsun istedim. Bu meyanda on beş kadar bilimsel makale ve sonuçta üç kitap ortaya çıktı. Bunlar, Kulalı Mustafa Nüzuli Divanı, Kasabalı Nuri Divanı ve Kırkağaçlı Mustafa Remzi. Bu sonuncusu her ne kadar uzun zamandır kitap olarak hazırsa da, maalesef henüz iki kapak ortasına girip de kitaplaşmadı, basılmadı” diye aktardı. Mahalli edebiyat araştırmacılarının çalışma temposuna da değinen Erdoğan şöyle ekledi: “Arkeologlar gibi çalışırlar. Biri toprağı kazarak diğeri tarihi elekten geçirerek aradığını bulmaya çalışır. Sabırlı bir uğraş ister. Bu konuya kaynak teşkil eden ise bazen yaşlı bir insan bazen arşivlerdeki bir mecmua olur.”

TYB İzmir Şubesi bu kültür sohbetinde önemli bir konuyu Prof.Dr. Kenan Erdoğan ile gündeme taşımış oldu. Eğer Mahalli Edebiyatlar konusunda her yerde ciddi çalışmalar yapılırsa birçok değerin gün yüzüne çıkacağı aşikardır. Böylesine değerli bir sunumun ardından katılımcılar sorularını yöneltti. Daha sonra yazar Kenan Erdoğan’a teşekkür belgesi takdim edildi.