Sayfa Yükleniyor...
Hüsnücan Bekil’in, 87. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda açmış olduğu sergi 7’den 70’e herkese hitap ediyor. Eskiye ait plak, fotoroman ve gazete gibi arşivlerin yer aldığı stant, hiçbir ticari kaygı gözetmeden İzmirlilere sunuluyor
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Mustafa Kemal Atatürk, Adnan Menderes, Bülent Ecevit, Barış Manço, Orhan Gencebay, batan İzmir Vapur’u ve daha birçok şey… Eskiye dair plak, fotoroman, dergi, şarkı besteleri, sanatçı afişleri ve yüzlerce gazete manşetlerini 12 yaşından beri biriktirmeye başlayan 23 yaşındaki Hüsnücan Bekil, geçmişin güzel anılarıyla dolu arşivini 87. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda sergiliyor. “Burada hiçbir şeyi satmıyoruz. Hatta böyle bir arşivi olan varsa ve değerlendirmek istiyorsa getirip bizlere versin. Ticari bir kaygımız yok” diyen Bekil, amacının daha büyük sergiler, daha büyük kitleler olduğunu vurguladı. Öncelikle fuara ilişkin düşüncelerini aktaran Hüsnücan Bekil, “Geçen cumartesiden beri katılım sağlıyoruz. Fuar kapanana dek buradayız. Geçen sene fuara katılım sağlayamadım. Ancak ziyaretçi olarak gelip gidiyordum. Ziyaretçilerin az olduğunu düşünüyorum. Ciddi bir düşüş var” şeklinde konuştu.
7’DEN 70’E…
“Böyle bir standı açma fikri şöyle oluştu” diyerek konuşmasını sürdüren Bekil, “Amacımız 7’den 7’e tüm halkımızın gerek siyasi, gerek popüler kültür, gerek bütün bilgi birikim olarak geçmişimizi yeniden gözden geçirmesini, neler yaşandığını standa tek tek baktıklarında hatırlamalarını sağlamak ve daha kalıcı hale gelmesine zemin oluşturmaktır” dedi. Böyle bir arşive 12 yaşından beri sahip olduğunu kaydeden Bekil, “Şu an yaşım 23. Bu yaşıma kadar elimde bulunan tüm eserleri bedeliyle alıp topladım. İlk önce plaklardan başladım. Ardından görmüş olduğum eğitim yapmış olduğum çalışmayı destekledi. Ekonomi Üniversitesinde Siyaset Bilimi - Uluslararası İlişkiler okumam siyasi bir arşiv yapmama vesile oldu. Ama hala daha popüler kültür, müzik, resim, edebiyat alanında da toplamaya devam ediyorum. Bunlar buzdağının sadece görünen kısmı. Hepsini standa getirmem mümkün değil” ifadelerini kullandı.
PLAKÇININ ÖNÜNDEN GEÇERKEN
Plakçının önünden geçerken duyduğu bir cızırtının kendisini etkilediğini belirten Bekil, arşiv oluşturma hikayesini de anlatarak şöyle devam etti: “12 yaşındayken babamla birlikte Konak Emniyet binasının arka tarafında bulunan bir hanın içinden geçiyorduk. Oradan geçmemle başladı her şey. Plakçının önünden geçerken bir ses, cızırtı duydum ve sesin ne olduğunu merak etmeye başladım. Babamın elinden tuttuğum gibi içeriye soktum. Çalan plak bende hayret ve ilgi uyandırmıştı. Daha sonra harçlıklarımı toplayıp ilk pikabıma sahip oldum. Hatta ilk sahip olduğum pikabımda şu an stantta. Adı da ‘Gençlik Pikabı’. Daha doğrusu ben öyle diyorum. Ardından aşama aşama böyle yürüdü. Hiçbir kötü alışkanlığım olmadığı için rahatlıkla bunları biriktirebiliyordum. Tabi biriktirmek isteyenlere de örnek olmak isterim.”
“AĞLAYANLAR OLUYOR”
“Standımız ziyaretçiler tarafından oldukça ilgi görüyor” diyen Bekil, “Duygulananlar, ağlayanlar, anılarını yad edenler oluyor. Buraya yaşlı teyzelerimiz, amcalarımız geliyor. Aynı zamanda küçük çocuklar da geliyor. Onlara arşivden bazı fotoğraflar ya da haberler göstererek geçmiş hakkında bilgiler veriyoruz. Herkesi en üst düzeyde bilgilendirmeye çalışıyoruz. Dürüst davranmak gerekiyorsa fuarın bence en ilgi çeken stantlarından” cümlelerini kurdu. Fuarın bu seneki ‘Teknoloji ve Sanat’ konseptini de değerlendiren Bekil, “Çok güzel bir harmanlama olmuş burada. Hem teknoloji hem sanat bir arada. Bu durumdan oldukça memnunuz. Bir yanımızda teknolojik oyuncaklar sergileniyor, bir yanımızda robotik el yapan ve 3 boyutlu yazıcı geliştiren gençler var. Herhangi bir karışıklık yok” dedi.
“AYAKLARI SAĞLAM BASIYOR”
Fuar boyunca oğluna desteğini esirgemeyen baba Yılmaz Bekil ise fuara ilişkin eleştirilerini de sıralayarak şu sözlere dikkati çekti: “Gerçeği görmek gerekirse fuarda 3 Boyutlu Yazıcıdan başka bir şey yok. Ama gördüğüm bir şey daha var ki hepsi genç. Bu da beni mutlu eden hoş bir şey. Hepsinin ayağı yere sağlam basıyor. Fakat 3 boyutlu yazıcılar haricinde daha zengin ve çeşitli ürünler ortaya konabilirdi.” “Oğlumun kurmuş olduğu stant ise çok keyifli geliyor bana. Oldukça gururlanıyorum” diyen Yılmaz Bekil, “Hiç bu kadar olabileceğini düşünmedim. Evde biz her zaman bakıyoruz ama koyup da insanların görmesini sağlamak müthiş bir şey. Bir de benim yaşıtlarımla burada kurduğum diyaloglar var. İnsanlarla burada bazı bağlar kurduk biz, iletişime geçtik. Mesela dün akşam TRT Ses Sanatçısı Mehmet Şafak bey vardı. Onunla burada bir diyalog kurduk, tüylerim diken diken oldu, gözlerim yaşardı. Orijinal, sanatçının kendi el yazısının olduğu besteleri almak için bu akşam tekrardan gelecekler. Benim oğlumun ki gibi bir arşivim yok. Sadece ona destek oluyorum. Hamamlardaki takunyalar, ilk mangal vs. bu tarz farklı şeyler de var. Her akşam farklı eserler sergilemeye çalışıyoruz. Eserler ayrıca burada kalmıyor. Her gün söküp, ertesi gün başka eserlerle ziyaretçilerimizi karşılıyoruz. Ancak aralarında hiç sökmeyip bıraktığımız demirbaşlar da var. İnsanların en çok ilgi gösterdiği Adnan Menderes fotoğrafı ya da haberleri, İzmir Vapuru’nun batışı haberi, Ecevit fotoğrafları ve haberleri, Barış Manço” diye kaydetti.
“TİCARİ KAYGIMIZ YOK”
Amacının daha büyük sergiler, daha büyük kitleler olduğunu aktaran Hüsnücan Bekil, stantta bulunan hiçbir eseri satmadığını vurgulayarak, “Burada hiçbir şeyi satmıyoruz. Hatta böyle bir arşivi olan varsa ve değerlendirmek istiyorsa getirip bizlere versin. Ticari bir kaygımız yok. Amacımız sergi oluşturmak, insanlara hitap etmek. Eserleri satışa çıkarmak gibi bir niyetim hiçbir zaman olmadı. Hatta gelip almak isteyenler oluyor. ‘Sadece bakabilirsiniz, inceleyebilirsiniz ya da fotoğraf çekebilirsiniz’ cevabını veriyorum. Satıp da yok etmek istemiyoruz. Sanal ortamda eserlerimizi ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. WEB sitesi açtığımızda izinler de onaylanırsa orada da yayınlamayı düşünüyoruz. Eserleri kategorilere ayırıp kendi envanterimizi de oluşturmaya çalışıyoruz. Evimizde saklıyoruz. Annem isyan ediyor bu duruma ama yapacak bir şey yok” diyerek sözlerini tamamladı.
Haber Merkezi