Göz göre göre ölecekler

Bayraklı İlçesi’ne bağlı Fuat Edip Baksı Mahallesi’nde gerçekleşen heyelan vatandaşı sokağa döktü. Heyelanın ardından kimi mahalle sakini evini terk etti kimi ise ölümü göze alarak evine girdi. Belediye ise çalışma başlatmadı


  • Oluşturulma Tarihi : 06.04.2018 08:15
  • Güncelleme Tarihi : 06.04.2018 08:15
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Göz göre göre ölecekler

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER

Fuat Edip Baksı Mahallesi Bayraklı İlçesi’nin en çok konuşulan mahallelerinden biri. Mahallede olumlu gelişmeler de yaşanıyor, çok tehlikeli olaylar da. Tıpkı 29 Mart 2018 tarihinde, gece saat 01.00 sıralarında yaşanan toprak kayması gibi. İZSU boru patlamasından ötürü belirtilen tarihte ve saatte heyelan gerçekleşti, insanlar evlerinde uyurken evlerin içerisine ve bahçelere kayalar yağdı. Neye uğradıklarını şaşıran vatandaşı komşular merdiven getirerek çıkardı. Evlerin banyosuna kadar giren kayalar korku dolu anların yaşanmasına neden olurken, kimi ev, arka tarafa örülen setler sayesinde kıl payı çökmekten kurtuldu. Bazı vatandaşlar evlerine giremeyip akrabalarının evinde kalsa da, bazıları öyle bir imkana sahip olamadıkları için hala daha evlerine girmeye devam ediyor. Adeta ölüme kucak açan bu insanlara kötü bir haber daha geldi. Fen İşleri Müdürlüğü, iki kayanın daha yukarıda durduğunu, kayaların zeytin ağaçları tarafından tutulduğunu ancak herhangi bir yağış sırasında kayaların düşüp ciddi bir tehlike yaratabileceğini belirtti. Hal böyle iken Bayraklı Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi tarafından henüz hiçbir çalışma başlatılmadı. Ancak Nisan ayı meclis toplantısında Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Büyükşehir’in bölgede çalışma başlattığını aktarmıştı. Muhtarlık tarafından sadece demir bir şeridin yapılmasına ve kentsel dönüşüm için mantıklı bir plan ve programın yapılmamasına tepki gösteren vatandaş, tahliye edilip, ellerindekinden de olmak istemiyor.

ÇOK BÜYÜK İKİ KAYA DAHA!

Heyelanın yaşandığı sokağa gidip, olayı bizzat öğrenmek istedik, manzara ise oldukça ürkütücüydü. Özellikle kayaların düştüğü evleri gözlemledik, bu evlerden birinde oturan kiracıdan bilgi aldık. Kiracı şu aktarımlarda bulundu: “29 Mart, gece saat 1 civarında heyelan oldu. Bizi zaten komşular çıkardı. Kızım, eşim ve ben vardık evde. Komşular merdiven getirdi onun yardımıyla kayalardan sıyrılıp çıktık. Biz o akşam akrabalarımızda kaldık. Sabahına ise eşim ve ev sahibi heyelan olan yere gidiyorlar. İtfaiye ve Fen İşlerini çağırıyorlar. Bölgeye mahalle muhtarı da geliyor. İtfaiye diyor ki ‘Burada bir can kaybı yok ve bizim yapabileceğimiz bir şey de yok.’ Daha sonra itfaiye heyelan alanından gidiyor. Ardından Fen İşleri fotoğraflar çekti ve dönüp bize dediler ki ‘Buraya girmeyeceksiniz, bir haftaya kadar tahliye kağıtlarınız gelecek. Tehlike devam ediyor, yukarıda çok büyük iki kaya daha var.’ Bunları söyledikten sonra gittiler aradan günler geçti kimseden ses seda yok. En sonunda benim ev sahibim sonucu öğrenmek için muhtarlığa gitti. Muhtar da demiş ki, ‘Tahliye falan yok evlerine temkinli bir şekilde giriş yapsınlar.’ Ev sahibi de ‘Bahçedeki kayalar ne olacak peki?’ demiş. Muhtar da bahçeyi kendi imkanlarımızla temizlememiz gerektiğini belirtiyor. Peki, yukarıdaki iki kaya ne olacak? Fen İşleri tarafından da bu söylendi. ‘İki tane daha kaya var, ne zaman düşeceği belli değil’ dediler.”

“KAYIP MI OLMASI LAZIM?”

Kayanın olduğu olana muhtarlık tarafından demir bir örgü çekildi. Bu konuya dair ise kiracı, “Arka taraftaki ağaçlar olmasaydı yuvarlanan kayalar evin içerisine girecekti. Ağaçlar kayayı tuttu. Yoksa çatı tepemize inecekti. Heyelan tehlikesine karşı ev sahibimiz arka tarafa setler örmüştü. Yan tarafımızdaki evin ise tuvaletine kadar kaya girdi. Ev sahipleri çok yaşlı insanlar, taşları aldırtıp tekrar evlerine yerleştiler. Kayanın düştüğü yukarıdaki bölgeye muhtarlık tarafından kıytırık bir demir örgü koymuşlar. Mahalle sakinlerine de demişler ki ‘Buraya araç park etmeyin yıkılıyor.’ Böyle saçma bir mantık olabilir mi? Bir demir koymakla kayanın düşüşü mü engellenecek? İZSU boru patlamasından dolayı heyelan oldu. Bu mahallede zaten sürekli borular patlıyor. Fakat bu su borusu aylarca akmış, hiç mi muhtarlığın haberi olmadı? Heyelan olduktan sonra gelip boruyu tamir ettiler. Bir olayın çözüme kavuşması için illa ki insanların canının ya da malının zarar görmesi mi lazım? Olay yaşandıktan sonra bu denli basit bir önlem alınması çok komik. Yukarıdaki çatlak kayaları görmüşsünüzdür. Aşağıya inen kayaların ise haddi hesabı yok. Birine bir şeyin olmasını mı bekliyorlar? Hiç kimse inanın ilgilenmiyor. Bir demir parmaklıkla tehlikeyi önleyebileceklerine inanıyorlar. Biz ertesi gün eşyalarımızı almak için eve gittiğimizde dahi hala taşlar aşağıya doğru geliyordu. Çünkü döküntü durumda. Bunun önlemi bir şerit mi?” dedi.

“KİMSENİN HAYATI UCUZ DEĞİL”

İnsanların mecburen evlerine döndüklerini söyleyen kiracı, “Evimden taşınmak gibi bir niyetim yoktu. Ancak şu an ki konumda eğer belediye bir şey yapmıyorsa, bunu engelleyecek bir çözüm sunmuyorsa, kimsenin hayatı ucuz değil. Ben de hayatımı tehlikeye atıp, oraya dönmeyeceğim. Ama sadece benim hayatım yok orada. Oradaki birçok insan gerçekten ciddi bir tehlike altında. Hadi biz ailemle evden çıkıp durum düzelene kadar akrabamızın evine geldik. Ama diğer insanların böyle bir şansı yok ya da otelde falan kalamazlar. Biz de daha fazla insanların evinde kalamayız. Başka bir eve geçsek kira fiyatları çok yüksek. Bir eve çıkabilecek gücümüz yok, afet sonuçta hazırlıklı olmadığımız için hemen her şey olmuyor. Sosyal Yardımlaşma Derneğinde dilekçe doldurduk, heyelan fotoğraflarını ve raporlarını da koyduk, bir takım yerlere yardım edilmesi için başvurduk. En azından madem bunu engellemiyorlar, madem üstünü kapatıyorlar, bari evinden olanlara yardımcı olsunlar. Oradaki insanların çıkıp başka bir yere gidecekleri alanları yok, mecburen evlerine döndüler” ifadelerine yer verdi.

“RAPOR TUTULMADI”

Heyelanın gerçekleştiği gün herhangi bir raporun tutulmadığını iddia eden kiracı, 29 Mart’ta gerçekleşen olay için 2 Nisan’da olay kaydı tutulup rapor yazıldığını aktararak, “O gün gelen itfaiye rapor tutmadı. Normalde raporun tutulması lazım. Sadece kendi defterlerine geldik, gittik tarzında şeyler yazdılar. Daha sonra ben Fen İşleri Müdürlüğünü aradım bana verdikleri cevap ise, ‘Herhangi bir evrağınız yok, heyelan olduğuna emin misiniz?’ Tabi ki eminim çünkü ben yaşadım dedim. Ardından, ‘Bu işin peşine düşün, geldikleri zaman size dosya numarası vermeleri lazımdı. Size hiçbir şey vermemişlerse bilin ki ilgilenilmiyor’ dediler. Daha sonra bana yardımcı olup bir numara verdiler. O numarayı aradığımda ise, ‘Hem belediyeden hem muhtardan şikayetçi olun, ilgilenilmiyor. Böyle bir konu gündemde yok denildi’ dediler. Daha sonra sağ olsun mevki sahibi biri araya girdi ve tekrardan 29 Mart’ta gerçekleşen olay için 2 Nisan’da olay kaydı tutulup rapor yazıldı. Tamam, elimizde bir rapor var ancak gidebileceğimiz bir yer yok” dedi.

DÖNÜŞÜMDEN KORKUYORLAR!

İnsanların tahliye edilip, ellerindekinden de olmasını istemediklerini söyleyen kiracı, “Çünkü aynı olay bir kez daha yaşandığında vatandaşın evlerini tahliye edip, Limontepe’deki TOKİ’lere yerleştirdiler. Daha sonradan vatandaşa, ‘Sizin ederiniz buradaki evlere yetmiyor, şu kadar borçlandınız’ deyip mağdur ettiler. Yanlış olmasın ama sanırım 43 milyar gibi bir borçtu bu. Vatandaş da diyor ki, ‘Hem evimizden olduk, hem kira veriyoruz.’ 10 sene önce Limontepe’den araç geçmiyordu, ancak insanları alıp oralara yerleştirdiler. Bu olayda da aynı şekilde insanların evleri tahliye edilip, hakları verilmeyecekse hiçbir anlamı yok” dedi. Vatandaşın 20 yıldır kentsel dönüşüm beklediğini ancak elde tutulur bir projenin sunulmadığını, insanların mağdur edilmekten korktuğunu aktaran kiracı, “Bu insanlar da maddi durumları olmadığı için ve kentsel dönüşümü bekledikleri için bir şeyler yapamıyorlar. Mahalleli 20 yıldır kentsel dönüşümü beklediklerini ifade ediyor. Ama ne gelen var ne giden. Bir kentsel dönüşüm söz konusu, ancak üstü kapalı. Doğru düzgün bir dönüşüm planı bizlere sunulmuyor. Bir keresinde gelmişler, ancak ederin çok altında bir teklif sunmuşlar” diye konuştu. Kiracılar dışında ev sahipleri ise yerinde dönüşümü istediklerini vurguladı.

Haber Merkezi