İlklerin üniversitesi 9 Eylül

9 Eylül Üniversitesi Rektörü Profesör Doktor Mehmet Füzün, Türkiye’nin ilk Teknoparkı’nı açtıklarını ve 68 bine yakın öğrencisiyle İzmir üniversiteleri içinde 1’inci sırada yer aldıklarını belirterek, “Tekstille ilgili bir çalışma aldık. Asgari bir anlaşma olduğu için detaylarını veremiyorum ancak her alanda kullanabilecek özel bir elyaf ” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 06.02.2015 08:40
  • Güncelleme Tarihi : 06.02.2015 08:40
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İlklerin üniversitesi 9 Eylül  haberinin görseli

NİLGÜN TAZE

İki dönemdir 9 Eylül Üniversitesi’nin rektörlüğünü yapıyorsunuz 2008’den bu yana geçen sürecinizi anlatır mısınız? Üniversitede hangi değişiklikler oldu?

Çok şey değişti tabi… 2008’de 42 bin civarında öğrencimiz varken bu sene kayıt başında 68 bin öğrencimiz var. Aşağı yukarı yarı yarıya bir öğrenci artışımız oldu. Bu rakamla biz İzmir’deki üniversiteler içinde öğrenci sayısı bakımından birinci sıradayız.

Daha kaç öğrenci daha alabilir üniversite? Toplam kapasiteniz nedir?

70-80 öğrenci daha alabiliriz. Ancak bizim hedefimiz daha fazla öğrenci almak değil tam tersi azaltarak eğitim niteliğini arttırmak.  Ayrıca öğrencilerin okudukları okulların sayısında da değişiklikler var. 10 fakültemiz varken bu rakamı 14’e çıkardık. Yeni açılan bölümlerimiz Hemşirelik Fakültesi, Foça Otelcilik ve Turizm İşletmeciliği, Denizcilik…  Meslek Yüksek Okullarımızda ise farklı bir değişiklik olmadı. Yapı ve inşaat alanları olarak baktığımızda yüzde 50 civarında bir artışla, 4 bin metre kare tesis alanımız varken 8 bin küsurlara çıktık. Neredeyse yüzde yüze yakın bir artış oldu. Birçok fakültenin binası, yapılmakta olan yeni rektörlük binası, yabancılar yüksekokulu, yeni hukuk fakültesi, İzmir’in en büyük amfi tiyatrosu, yüzme havuzu bu yüzölçümün içinde yer alıyor. Geçtiğimiz 6 sene içinde Türkiye’nin ilk sağlık teknoparkını açtık. İki teknoparkımız var birincisi her yerde olduğu gibi genel anlamda çalışan teknopark diğeri ise sağlık alanında geliştirdiğimiz sistematik teknopark. Daha önce yapımına başlanmış olan biyomedikal Ar-Ge merkezinin de tamamlanma aşamasına geldik. Bu yıl 9 Eylül ya da 29 Ekim’de açılışı yapılacak. Bu merkez sadece Türkiye’nin değil Doğu Avrupa’nın ve Asya’nın yaşam bilimleri konusundaki araştırma geliştirme merkezi konumunda muhteşem bir çalışma.  İnsanlar yakında Türkiye’de böyle bir şey var diyecekler. Bu denli kendinden bahsettirebilecek bir merkez.  Bu tür çalışmalarıyla büyük bir gelişim gösterdi 9 Eylül Üniversitesi. Gerek Avrupa Birliği’nden gerek TÜBİTAK’tan alınan projelerde artış oldu. Ancak bu dönemde kötü bir şey var bütün Türkiye’nin üniversite hastanelerinde olduğu gibi bizde de borçlar arttı. SGK gelirlerinin zamlanmamış olması etken. Birçok insan sosyal güvenceye sahip olduğu için insanlar nakit para ödeyemiyorlar. Yaptığımız işlemlerin karşılığını SGK’dan alıyoruz. SGK’da devlet kurumu olduğu için ne kadar verirse o kadar alabiliyoruz. Yani hasta için harcadığımızla SGK’dan aldığımız tutar birbirini tutmuyor. Tabi bu durum sadece bize özgü değil tüm hastaneler aynı durumda. Bu dönemde Üniversite Hastaneler Birliği bu konuda bilinç yaratmaya çalışıyor. Bireysel olarak benim de Ankara’daki üst yetkililerle görüşmelerim oluyor. Şuan reel olarak ciddi bir sıkıntı yaşamıyoruz ama borçlarımızın artmasıyla ileride malzeme almakta ve hizmet vermekte zorlanabiliriz. Bu bir devlet politikası bizim tek başına üstesinden gelebileceğimiz bir şey değil.

Öğretim görevlileri ve öğrencilerin şu ana kadar ses getiren çalışmaları oldu mu?

Çok… En başta güneş enerjisi ile çalışan otomobilimiz. Gençlerimiz bu aracı her geçen gün geliştiriyorlar ve dünyanın çeşitli ülkelerinde sürekli olarak derecelere giriyorlar. Basına da sık sık yansıyoruz. Yine aynı şekilde güneş enerjisi ile çalışan teknelerimiz var. Tekstille ilgili bir çalışma aldık. Bu içlerinden en önemlisi.  Asgari bir anlaşma olduğu için detaylarını veremiyorum.  Ancak her alanda kullanabilecek bir çeşit elyafla ilgili çalışmalar yapılıyor. Özel nitelikleri olan bir elyaf. Bu konudaki projemiz şu an elimizdeki en yeni done. 60 milyon dolar civarında bir bütçe gerekecek bu proje için.  Bunun yüzde 70’ini de İZKA verecek. Yine TÜBİTAK’tan Teknoloji Transfer Ofisi kurmak üzere 10 milyon liralık bir bütçe aldık. Teknoparkların ve AR-Ge’nin dışında bu da yeni faaliyete geçen projemiz. Henüz binalarının yapımına başlanmadı ama bir buçuk yıla kadar tamamlanacak.

Öğretim görevlileri ve öğrencilerin şu an üzerinde çalıştığı ses getireceğine inandığınız çalışmalar var mı?

Anlattığım çalışmalar somuttu şimdi anlatacaklarım ise soyut olacak. Bence 9 Eylül Üniversitesi’nin 6 temel özelliği var. İlk olarak biz mensuplarımıza çok düşkün bir üniversiteyiz. Tüm çalışanlarımızın hayatını önemsiyoruz. Onların sosyal aktivitelerini, özlük haklarını, özellikle akademik yükselmelerdeki konumlarını geciktirmeden temin etmeye çalışıyoruz. Aynı şekilde öğrencilerimizin imkanlarını hem bilimsel, hem sosyal arttırmaya çalışıyoruz. Şu anda 150’yi aşkın öğrenci kulübüne sahibiz. 2’inci olarak araştırma geliştirmeyi çok ön planda tutuyoruz. Deprem Araştırma Merkezi’miz var. 51 tanede de bu okulların dışında bizim uygulama araştırma merkezimiz var. Yine kadın çalışmalarına çok önem veriyoruz. Kadın çalışmaları Araştırma Uygulama Merkezi’miz çok etkin bir şekilde çalışıyor. Halka açık konferanslar düzenleniyor. 8 Mart’ta da büyük bir etkinliğimiz olacak. Her ne kadar borçları olsa da çok büyük bir hastanemiz var. Hizmetten hiç ödün vermiyoruz. Türkiye’deki kamu hastaneleri içinde bence yoğun bakımlarıyla verdiği hizmetle ilk iki-üçe girecek düzeyde mükemmel bir hastane.  Yine sanata ve sanatçıya çok önem veren bir üniversiteyiz. Birisi Devlet Konservatuvarı, diğeri Güzel Sanatlar Fakültesi olmak üzere bu iki kurumumuz Türkiye’nin göz bebeklerinden bir tanesi.  Dizilerde oynayan sanatçıların çoğu bizim üniversitelerimizden çıktı. Senede 8-10 kez olmak üzere konservatuarımız halka açık konser veriyor. Bir diğer özelliğimiz ise denizci bir üniversite olmamız. Ülkemizin çevresi denizlerle çevrili olmasına rağmen hepimiz biliyoruz ki batıdaki ülkeler gibi denizlerinden yeteri kadar yararlanamayan bir ülkeyiz.  Hem deniz içinden hem de ulaşım gibi dış kaynaklarından yararlanmıyoruz. Deniz altı araştırmaları yapan bir Deniz Araştırma Enstitümüz, bir de denizci, kaptan yetiştiren Denizcilik Fakültemiz var.  Bu 6 temel özelliğimiz bizim için önemli. Diğer üniversiteleri bilmem ama bunlar bizim temel özelliklerimiz.

Şu an mevcut olan bölümleriniz nelerdir ve YÖK’ten onay bekleyen yeni bölümleriniz var mı?

Şuan iki bölümümüz var.  Bio-medikal AR-GE Merkezini enstitü haline getirmek istiyoruz. Adını İzmir Bio Tıp ve Genom Enstitüsü koyduk. YÖK’ten geçti şuan da bakanlar kurulunu bekliyor. Yine bir yüksekokulumuzu dört yıla çıkarmak istiyoruz o bekliyor. 300 değişik alanda Türkiye’ye insan yetiştiren bir kapasiteye sahibiz ve arttırmak içinde elimizden geleni yapıyoruz.

Öğrenci ve öğretim görevlisi sayınız nedir?

67 bin 425 öğrencimiz var. 7 dalda devlet akademik dal belirlemiş ve bu dallarda eğitim veren 3 bin 288 tane öğretim görevlimiz, 3 bin 500 – 4 bine yakında idari personelimiz var.  Toplamda 70 bin küsurlarda küçük bir ilçe gibiyiz.

Dil eğitiminde öğrencilere sunulan imkanlar nasıl?

Yabancı dil bizim için çok önemli. Programına göre dil eğitimi veriyoruz. Bazı programlar sadece İngilizce bazıları yarı Türkçe yarı İngilizce, bazıları da yüzde 30 İngilizce. Denizcilik ve İşletme Fakültesi yüzde 100 İngilizce eğitim veriyor.  Bazıları ise direkt Türkçe yapıyor. Yeni çıkan mevzuata göre Türkçe eğitim veren bölümlerde eğer öğrenci istemiyorsa artık İngilizce öğrenmek zorunda değil.  Yabancı Diller Yüksekokulu’muzun dünyadaki yeri de gerçekten çok önemli. 

Üniversitedeki yabancı uyruklu öğrenci sayısı nedir ve en çok hangi ülkelerden öğrenci geliyor?

Üniversitemize aşağı yukarı her yıl, başlıca Türk cumhuriyetlerinden olmak üzere 110 değişik ülkeden bin 149 yabancı öğrenci geliyor.  260 kontenjanımız varken 180 yabancı kayıt yaptırdı. Biz imkan sunuyoruz ancak dolmuyor. YÖK’te bunun farkında bu yüzden tanıtım çalışmaları yapıyoruz. Bu tanıtımı da İzmir Üniversiteleri Platformu üzerinden yapıyoruz.  Bir kitapçık çıkararak İzmir üniversitelerini tanıttık. 6 yıldan beri her ay tüm rektörler bir araya gelerek neler yapabileceğimizi belirliyoruz.

Erasmus programı hakkında bilgi verebilir misiniz? Hangi ülke üniversiteleriyle işbirliği halindesiniz? Kaç öğrenci değiş tokuşu yapılıyor?

Erasmus, Hollandalı bir bilim adamı. Onun ismine hitaben bu program açıldı. Hem öğrenci, hem öğretmen hem de idari personeli kapsıyor.  Biz üniversite olarak 2003’den beri Erasmus programındayız ve şu an itibariyle 26 ülke ile işbirliğimiz var. Bin 564 öğrencimiz 6 ay ya da bir yıl boyunca yurt dışında kalıyor. 665 öğrenci de biz aldık. Bu yıl 260 öğrencimiz müracaat etti ve hepsini de gönderebilecek durumdayız. 180 öğrenciyi de biz alacağız. Tabi daha fazla olması arzumuz.

Çifte diploma alma sürecini anlatır mısınız?

Bu çok önemli bir program... kapasitesi yüksek öğrencilere sunuyoruz. Öncelikle öğrencinin yüksek lisansta olması gerekiyor birinci koşul bu.  İkinci koşul ise 1,5 yıldan önce ikinci programa başvuru yapılamaması ve yüzlük puanda 70’den az not ortalamasının olması gerekiyor ki başka bir programdan ders alabilsin. 22 tane öğrencilerimizin tercih edebileceği çifte dalda bölüm var.

Mezun öğrencilerin istihdam edilmesi ile ilgili çalışmalarınız var mı?

Kariyer Planlama Birimimiz var ve son yıllarda çok iyi çalışıyor. Staj konusunda özel sektörle görüşüp öğrencilerimize yardımcı oluyor. Öğrencilerimizin piyasaya hazırlanabilmesi için kurduğumuz tekno kentlerde çalışmalarına imkan veriyoruz. Öğrencilerimiz hem para kazanıyor hem de kendi alanında da gelişmiş oluyor.  Yapılan alfa teknopark binamız 3 bin metrekare, diğer beta teknopark binamız ise 10 bin metrekare. Burada 6 bin kişi çalışacak ve bu rakamın en az yüzde 10’u öğrenci olacak bu da 600 öğrenciye tekabül eder.