Kestelli’den üretim planlaması vurgusu: “Karar vermek durumundayız”

Son 20 yılda Türkiye’nin ekilebilir tarım arazilerinin yüzde 10’u olan 2,7 milyon hektar alanı kaybettiklerini belirten Başkan Kestelli, üretim planlamasına dikkat çekerek, “Gelecekte hangi ürünü, ne kadar, nerede ve hangi koşullarda üreteceğimize karar vermek durumundayız” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 28.03.2023 15:17
  • Güncelleme Tarihi : 28.03.2023 20:47
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Kestelli’den üretim planlaması vurgusu: “Karar vermek durumundayız” haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-AYSELİN UZUN
İzmir Ticaret Borsası (İTB) mart ayı olağan meclis toplantısı İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer başkanlığında İZQ İnovasyon Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıda meclis üyelerine seslenen İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, tarımda üretim planlamasına dikkat çekerek, “Gelecekte hangi ürünü, ne kadar, nerede ve hangi koşullarda üreteceğimize karar vermek durumundayız. Dolayısıyla üretim planlaması yapmaya tarımın çevresel sürdürülebilirliği için de mecburuz” dedi. 


ORTAK AKIL ÖN PLANA ÇIKTI
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından koordine edilen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi ile İzmir’in bu alandaki öncü kimliğinin perçinlenmiş olduğunu belirten İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Geçtiğimiz hafta, İzmir için çok gururlu ve ayrıcalıklı günler yaşadık. İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi düzenlendi. Bundan 100 yıl önce olduğu gibi, alanında öncü isimler ve saygın bilim insanları bir araya gelerek Türk ekonomisinin geleceğini İzmir’de konuştu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin iktisadi gelişiminin temelini oluşturan Birinci İktisat Kongresi, 100 yıl sonra bile geçerliliğini koruyan önemli kararlara vesile olmuştu. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi ile İzmir’in bu alandaki öncü kimliği perçinlenmiş oldu. Dünyaca ünlü bilim insanı, tarihçi, siyasetçi ve sosyoloğun bulunduğu 70’e yakın isim görüş ve önerilerini paylaştı. Çiftçi, işçi ve sanayici-tüccar-esnaf grupları olmak üzere toplam dokuz paydaş buluşması gerçekleştirildi. 200’den fazla yetkin isim, paydaş buluşmalarında alınan kararlara katkı sundu. Kongre’nin her oturumunda ‘Ortak akıl’ ön plana çıktı” dedi. 
‘BAĞCI DÖVMEK DEĞİL, ÜZÜM YEMEK’
14 Mayıs’ta yapılacak genel seçimler için de düşüncelerini paylaşan Kestelli, şu ifadelere yer verdi: “14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde kazanmak adına tüm partiler çeşitli adımlar atıyor, farklı ittifaklar kuruyor. Gidilen bu yolun normal olduğunu düşünüyorum. Ancak özellikle kadın hakları konusunda taviz verilmemesi oldukça hayati ve bu konuda gerekenlerin acilen yapılması gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için dört ismin yarışma yeterliliği aldığını görüyoruz. Umarım ülkemiz için en hayırlı sonuç neyse sandıktan o çıkar. Tüm adaylara başarılar diliyor ve seçim sürecinde söylemlerin, ‘bağcı dövmek değil, üzüm yemek’ üzerine inşa edilmesini temenni ediyoruz.”
ÜRETİM PLANLAMASI VURGUSU
Dünyada yaşanan ve ülkemizde de etkili olan küresel iklim krizinin en büyük sonuçlarından biri olan su sorunuyla ilgili de konuşan Kestelli, üretim planlamasına dikkat çekerek, “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de doğal kaynaklar maalesef baskı altında. Son 20 yılda ekilebilir tarım arazilerimizin yüzde 10’u olan 2,7 milyon hektar alanı kaybettik. Su kaynaklarımız her geçen gün azalıyor. Eğer etkili adımlar atılmazsa, 2030 yılındaki nüfus tahminlerine göre ülkemizin su fakiri bir ülke olması bekleniyor. Yanlış tarımsal uygulamalar nedeniyle topraklarımızın kalitesi her geçen gün bozuluyor. Teknik açıdan topraklarımız yorgun ve üçte ikisinde organik madde miktarı yeterli değil. Dahası iklim krizi doğal kaynaklarımızı geri döndürülemez şekilde etkiliyor. Gelecekte hangi ürünü, ne kadar, nerede ve hangi koşullarda üreteceğimize karar vermek durumundayız. Dolayısıyla üretim planlaması yapmaya tarımın çevresel sürdürülebilirliği için de mecburuz.  Mecliste kabul edilen düzenleme, bir taraftan Bakanlığın havza veya işletme bazında asgari ve azami üretim miktarlarını belirlemesine imkân sağlarken, diğer taraftan Bakanlıkça belirlenen ürün veya ürün gruplarının üretimine başlanmadan önce izin alınmasını öngörüyor. Kısacası, daha önce havza bazlı destekleme ödemesi gibi piyasa araçlarıyla yapılmaya çalışılan üretim planlaması, bundan sonra çok daha kontrollü olarak yapılmaya çalışılacak. Umut ediyorum ki, yapılan düzenlemeler etkin bir şekilde uygulanır ve ülkemizde yıllardır önemli sorun olan üretim planlaması, sözleşmeli üretim ve tarım arazilerin boş kalması sorunlarında kalıcı bir iyileşme yaşanır” ifadelerine yer verdi. 
ŞAP HASTALIĞIYLA MÜCADELE EDİYORUZ
Son dönemde ortaya çıkan ve kırmızı et sektörünü harekete geçiren şap hastalığıyla ilgili konuşan İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer ise “Biliyorsunuz bu günlerde ülke genelinde Şap hastalığıyla mücadele ediyoruz. Şap hastalığı hayvandan hayvana bulaşan hayvanlarda verim kaybına sebep olan viral bir hastalıktır. İnsanlar için patojen değildir. Çeşitli mecralarda, et tüketmeyin şeklinde yapılan yanıltıcı haberler doğru değildir.   Ülkemizde daha önce görülmeyen SAT-2 serotipi şap hastalığını taşıyan vakaların tespit edilmesini takiben Tarım ve Orman Bakanlığımız ivedilikle harekete geçti. Hastalığın yayılmasını engellemek için hızla çalışmalarına başladı. Hayvan hareketleri durduruldu ve hayvan pazar yerleri kapatıldı. Konuyla ilgili olarak bizde Şap Enstitüsü tarafından üretilen aşıların acil bir şekilde tüm üreticilere ulaştırılarak hayvan varlığımızın hepsinin aşılanması gerektiği yönündeki görüşlerimizi Bakanlığa sunduk. Bakanlığımız tüm kadrosuyla devreye girerek Türkiye genelinde hızla aşılamalara başladı. Yakın bir zamanda karantinanın son bulacağını inanıyorum” dedi. 
ET FİYATLARINDAKİ ARTIŞIN TEK NEDENİ YOK!
Et fiyatlarındaki artışların tek bir sebebe bağlanamayacağını ifade eden Tuncer, “Hayvancılık sektörü ile ilgili son günlerin bir diğer konusu et fiyatlarındaki artış. Bunun tek bir nedeni yok. Hayvancılıktaki temel sorunumuzun üretim maliyetleri ve piyasada oluşan et ve süt fiyatlarına bağlı olarak hayvan varlığımızın istikrarlı bir şekilde artmaması olduğunu düşünüyorum. Özellikle süt fiyatlarının geçtiğimiz dönemde düşük seyretmesi süt ineklerinin kesilmesine ve hayvan sayımızın azalmasına sebep oldu. Bozulan arz-talep dengesini iyileştirmek amacıyla Bakanlığımız geçtiğimiz hafta besilik erkek sığır ithalatına müsaade etti. İthalatın bir süreliğine de olsa piyasayı rahatlatacağını düşünüyorum.  Ancak, yurtiçi et ve süt talebi, sürdürülebilir fiyat politikalarıyla ve yerli üretimle karşılanmalıdır. Bunun yanında, az evvel de bahsettiğim deprem felaketi ve hastalık gibi nedenlerin üretim ve tedarik zincirlerini bozması, diğer taraftan ramazan ayında yaşanacak muhtemel talep artışının da et fiyatlarının artmasında payı olduğunu söyleyebiliriz.  Özetle hayvancılıkta konjonktürel sorunlarımız var, ancak temel mesele yapısal sorunlardan kaynaklanıyor” sözleriyle yorumladı. 
Konuşmaların ardından İTB Genel Sekreteri Dr. Erçin Güdücü, hazırladığı sunumla meclis üyelerine İzmir Tarım Teknoloji Merkezi’nin hedeflerini, üreticiye ve tarımsal üretime vereceği avantajları anlattı.