Sayfa Yükleniyor...
Danıştayın İzmirdeki bir rüzgar enerji santrali ile ilgili verdiği kararı değerlendiren Çevreci Enerji Derneği Başkanı Tolga Şallı, Rüzgâr enerji santralleri doğal sit alanlarının betonlaşmasını engellediği için sayısının arttırılmasında üstün kamu yararı bulunmaktadır dedi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
İzmirde bulunan bir rüzgâr enerji santralinin imar planlarının iptaline yönelik açılan davada İzmir İdare Mahkemesi davayı reddetti. Açılan davanın reddedilmesiyle birlikte doğal sit alanlarında rüzgar enerjisinden yararlanmanın önünde hukuken engel kalmadı.
Mahkeme kararında; firmaya verilen lisans kapsamında hazırlanan projenin ilgili idarelerden gerekli izinlerin alınması sonrası plana aktarıldığı, RES üretim alanının üst ölçeklerde gösterilmemiş olsa dahi alt ölçekli planlar yoluyla yatırımın gerçekleştirilmesinin plan hükümlerinde olanaklı kılındığı, projenin ÇED gerekli değildir kararının olduğu ve birçok kurumdan gerekli izinlerin alınmasından dolayı davayı reddetti.
Temyiz yargılamasında Danıştay İzmir İdare Mahkemesinin kararını onadı. Danıştay; 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretim Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanununun 8. Maddesi gereği doğal sit alanlarında Koruma Bölge Kurulunun olumlu görüşü alınmak kaydıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinin kurulmasına izin verilir hükmüne dayanarak İzmir İdare Mahkemesinin kararını onadı. Davacıların karar düzeltme talebi de idari dava daireleri kurulu tarafından yerinde görülmeyerek karar kesinleşti.
ENDER BÖLGELERDEN
Doğal sit alanlarında rüzgar enerjisine izin veren kararın ardından açıklamada bulunan Çevreci Enerji Derneği Başkanı Tolga Şallı Rüzgar enerjisinden yararlanabilmenin ön koşulu santralin rüzgar ırmağı denilen ırmakların üzerinde kurulmasıdır. Çeşme, Urla ve Karaburun ilçelerimizde rüzgâr ırmaklarının olduğu ender bölgelerimizdendir. Yenilenebilir enerji kanununa göre koruma bölge kurulunun olumlu görüşü alınmak kaydıyla doğal sit alanlarında rüzgâr enerjisi yatırımları yapılabilmektedir dedi.
KARBON SALINIMI ENGELLENİYOR
Rüzgâr enerji santrallerinin kapladığı alanlar geniş olsa da bu alanların sadece yüzde 2-3' ünün kullanıldığına dikkat çeken Şallı, Türbin yerleri, kadastral yol yok ise açılan yollar ve şalt merkezi dışında tüm alanda ekolojik hayat devam eder. Mevzuat gereği santral alanı imara kapanarak betonlaşmanın önüne geçilir. Ayrıca rüzgar enerjisi santralleri; su tüketmez, suyu kirletmez, karbon salınımında bulunmaz ve atık bırakmaz. Sadece 1 MW rüzgar enerjisi konvansiyonel kaynaklara kıyasla yılda 1500 Ton karbon salınımı engelliyor. Rüzgâr enerjisinin; ülkemizin enerji bağımsızlığına katkısı, iklim değişikliği ile mücadelede önemli kaynaklardan biri olması, yarattığı istihdam (şu an ülkemizde 52 bin kişi bu sektörde çalışmaktadır) ve doğal sit alanlarının betonlaşmasını engellemesinden dolayı üstün kamu yararı bulunmaktadır diye konuştu.
Haber Merkezi