Sayfa Yükleniyor...
Yazar Ayten Kaya Görgün, Arıza Babaların Çatlak Kızları romanından sonra tarzını değiştirerek bu kez bir öykü kitabı olan Kimseye Söylemedim ile okurlarının karşısına çıktı
NİLGÜN TAZE
Yazar Ayten Kaya Görgün, son kitabı Kimseye Söylemedim ile farklı bir tarzla okurlarının karşısına çıktı. Her ne kadar romandan öyküye sıçrasa da dildeki mizahi tat aynı. Satır aralarında görüyoruz ki Yazar Ayten Kaya Görgün, Kimseye Söylemedim isimli kitabında sokakların, evlerin, odaların ve insanların hikayelerine öyle ya da böyle bir şekilde dokunmuş. Kitapta yirmi üç öykü yan yana gelmiş. İlk bir iki öyküden sonra sizi şartlandırarak Ha tamam kitabın sonuna dek o mezarlık bu mezarlık dolaşacağız derken sizi birden oralardan alıp mutfakta abisini öldürmek için planlar yapan bir kızın yanı başına götürüyor. Kız sonunda abisini öldürmesine öldürüyor, ancak yöntemi çok farklı.
Kitabında yer alan kadınların ve erkeklerin Allahtan korkmayan karakterler olduğunu açıklayan Yazar Ayten Kaya Görgün, Kitabımda camların önünden baktığımız, görmezden geldiğimiz, edebiyata pek sokmadığımız engelliler de var, küfürbaz kadınlar da. Ortama fazla gelen kadınlara da yer verdim aynı zamanda. Cehennemin Dibi ve Boğazın Dört Bekçisinden Biri öykülerimdeki kişiler hatta kitabın ilk öyküsü olan Pes Yanideki kızıl saçlı kadın da Allahtan korkmadan yürüyor. Babam da Korkardı öyküsündeki adı olmayan adam ise, Allahın evinde ağzını yalandan kımıldatırken Tanrım bu hesabı hangi tarafa yazıyorsun? diye sormadan geçemiyor dedi.
ÇÖPÜK BÖCEĞİ
Kitabında şehrin çöplerini karıştıran çocukların yanı sıra öyküden öyküye geçerken 15 Temmuzdan sonra hiyerarşik işleyişin altüst olduğu askeri hastanelerde çalışan personellerin afallamış durumlarına da yer verdiğini söyleyen Görgün, Benim için şehir koca bir insandı binlerce kolu bacağı olan. Yiyen içen, eğlenip gülen, hazdan inleyen. Ben şehrin kıçına en yakın tarafındaydım. Yani bir Çöpük Böceği! Belki de bu anlatım, kapı öyküsü ile 15 Temmuzdan sonra yaşanılanların edebiyata ilk yansımalarıdır.
Bazı öykülerimde masalı şak diye bitiren anlatıcıyla karşı karşıya kalacaksınız. Örneğin siz daha sürsün isterken birden elinizi bırakıyor ve işte böyle hikayemiz diyebiliyorum. Bu sizi hikayeden çıkarıp tekrar gerçekliğe döndürmek için uyguladığım bir yöntem açıklamasını yaptı.
KÖYDEN KENTE GÖÇ
Arıza Babaların Çatlak Kızları isimli romanında ise doğudaki illerden gelen insanların büyükşehirlerin kıyı mahallerinde hayata tutunma çabalarını anlattığını açıklayan Görgün, Bu kitabımda büyük kentlere ucundan bucağından dahil olma çabasının yanı sıra aynı zamanda kişilerin kendini sürdürme ve değerlerini yitirmeme çabasına da tanıklık ediyoruz. Roman, farklı kadın hikayeleri üzerinden kadının yeni dünyadaki konumunu sorgulatıyor. Bireyin var olma mücadelesinde kadının iki-üç kat daha fazla engel aşmak zorunda olduğunu gözler önüne seriyor. Göç hikayelerinin atmosferini ustaca kurgulayan masalsı girişten sonra tanıştırıldığımız karakterlerin şehirdeki yeni hayatına eğiliyoruz. Romandaki kadınlar, kendilerini var etme çabasında olan arıza babalarına karşı ancak çatlak kalabilirlerse ayakta durabilen tipler ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi