- Yerel
- 08.02.2025 17:23
Saat Kulesi hem zamana hem de fiziki darbelere yenik düşüyor… Kentin değerli sembolü, çeşmelerini kaybetti. Ancak, vatandaşlar ‘hırsızlık’ olayından bir haber. Yetkililer ise sessiz
SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER
Kentin simgelerinden olan İzmir Saat Kulesi’ndeki çeşme hırsızlığı bir türlü bitmiyor… Tarihi çeşmelerde bulunan kubbelerin üzerindeki metal alemler çalındı. Yaklaşık 1 aydır yerinde olmayan ancak İzmir’de yaşayan vatandaşların bir haber olduğu konu yerel tarih araştırmacıları tarafından gündeme getirildi. Her gün onlarca turistin önünde poz verip, fotoğraf çektirdiği Saat Kulesi’nin çeşmelerinden bir bölümü yine yerinden sökülerek çalındı. Bugüne kadar çalınan her çeşmenin yerine defalarca yenisi takılmasına rağmen hırsızlıkların önüne bir türlü geçilemedi. Kentin simgesine yönelik olarak bu yapılanlara tepki gösteren, görüntünün kente yakışmadığını dile getiren Kent Gözlemcisi Ertuğrul Susup, sökülenlerin yerine yeni çeşmelerin takılmasını ve yeniden su akar hale getirilmesini istedi. Saat Kulesi’nin halkın fiziki temasından korunması gerektiğinin altını çizen Susup, “Etrafı metal parmaklıklarla çevrilmeli” dedi.
FİZİKİ DARBELERE YENİK DÜŞTÜ!
Saat Kulesi’nin 15 Temmuz’dan sonra bir takım yıpranmalar olunca restorasyona girdiğini aktaran Susup, “Geçmişten gelen yorgunluk… Çeşmelerinde, taşlarında oluşan kararmalar… Yani Saat Kulesi, hem doğa şartlarına hem de insanlardan gelen fiziki darbelere yenik düştü… Kule, restorasyon yapıldıktan sonra 2019’da tekrar açıldı. Ve ben tarih üzerine çalışmalar yapan yetkili mercilere giderek, ‘Bu nadide eserin korunması zordur. Bunun etrafına zarif bir parmaklık yapalım’ dedim. Bahsini ettiğim parmaklıklar ise Saat Kulesi’nin o estetik görüntüsünü bozmayacak. Fakat aldığım cevap, ‘Bir şey olursa o zaman düşünürüz.’ Unutuluyor ki kültür karmaşasının çok yoğun olduğu bu memlekette, evsizlerin gelip yattığı, kalktığı bir yerde böylesine tarihi bir değerin korunması şart” bilgisini paylaştı.
‘GELDİ GEÇTİ MEYDANI’ OLMASIN
Saat Kulesi’nde yer alan taşların zamanla aşındığını ve çürüdüğünü kaydeden Susup, bir başka konuyu da gündeme getirerek “Taş nasıl çürüyor peki? Meydanda binlerce güvercin var. Güvercin kakası metalleri ve taşları çürütür, eritir. Çok kuvvetli bir asit etkisine sahiptir. Güvercin pisliği bu çeşmelerin alemlerinin metal kısımlarına geldiği zaman çok zarar vericidir. Güvercinlerin gübresi çatı kiremitlerini bile eritecek güce sahiptir” dedi.
Depremden aldığı hasar sonrası boşaltılmak zorunda bırakılan İzmir Büyükşehir Belediye binasının da artık meydandan kaldırılması gerektiğini savunan Susup, “Yapı oradan kaldırılırsa yakınında yer alan gizli kalmış tarihi yapılar da ortaya çıkacak ve Konak arzu ettiği turistik görüntüye kavuşacaktır. O meydan geldi geçti meydanı olmaktan kurtarılsın” cümlelerini kullandı.
BİR HASSASİYET OLUŞTURULSUN
“İzmir Saat Kulesi bizim sembolümüzdür” diyen Ertuğrul Susup, şunları ekledi: “Çeşmelerin metal alemleri 1 aydır yerinde değil. Fakat kimsenin haberi yok. Tarihçilerin, tarihle ilgilenen mimarların konudan haberleri nasıl olmaz? Saat Kulesi şu an roman kadınların dizilip çiçek, arpa, buğday sattığı, güvercinlerin dışkılarını bıraktığı alan haline geldi. Yakınındaki tarihi camide göreceksiniz ki güvercinlerin dışkılarından nasibini alacak. Kubbelerinin çürümesi an meselesi. Bunların hepsi birbiriyle bağlantılı… Bu sembolümüz için halkın fiziki temasından koruyacak bir önlem alınmalı. Tarihle ilgili çalışan birimler tarihi korumadığı sürece bizim mücadelemizde bir anlam ifade etmiyor. Bizde tarihi eser kökünden sökülüp götürülse kimsenin umurunda değil. Bu konu gündeme getirilsin ve bir hassasiyet oluşturulsun.”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bir gecede 120 tane tablo çalındığını da iddia eden Susup, son olarak, “Dava 10 sene devam etti. İçerisinde Hoca Ali Rıza’nın tabloları vardı. Bir tanesi 2 milyon liraya satılıyordu. Fakat Aziz Kocaoğlu onlarca avukat tutup davayı zaman aşımına uğratıp, oyalattı. Bakınız, tabloları bulmak için değil, davayı düşürmek için koşturdu. Ve dava 10 sene sonra düştü. Böyle bir belediyecilik, böyle bir tarih anlayışı olabilir mi?” dedi.
SAAT KULESİ’NE DAİR…
İzmir Konak Meydanındaki Saat Kulesi ve sebilleri Sultan II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılında eski sadrazamlardan ve İzmir Valisi Kıbrıslı Kamil Paşa tarafından h.1307 (1901) tarihinde Saat Kulesi ile birlikte yaptırılmıştır. Saat Kulesinin beyaz mermerden kaidesinin üzerine oturduğu dört basamaklı platform üzerindeki kulenin sekizgen kaidesinin dar kenarlarında dörder küçük sütun üzerine sebiller oturtulmuştur. Bu sebiller at nalı kemerli olup, baldaken biçimindedir ve üçer çeşmesi ile kurnası, ortasında da fıskiyeleri bulunmaktadır. Bu fıskiyelerden iki tanesi günümüze gelememiştir. Baldakenlerin üzeri kubbelerle örtülmüştür. Sebiller arasında kalan dört cepheye de at nalı şeklinde kemerler ve demir şebekeli açıklıklar bırakılmıştır. Ayrıca tümünün üzerini bir saçak örtmüştür.