Sevgi yolu sevgisini kaybetti

2010 yılında Konak Belediyesi’nin yaptığı yenileme çalışmalarından sonra Sevgi Yolu’nun ruhunu kaybettiğini ifade eden Sevgi Yolu esnafı yenileme çalışmalarından önceki samimiyetin çok daha fazla olduğunu belirtti


  • Oluşturulma Tarihi : 16.03.2015 08:35
  • Güncelleme Tarihi : 16.03.2015 08:35
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sevgi yolu sevgisini kaybetti

NİLGÜN TAZE

 

Sevgi Yolu’nun 2010 yılı öncesi kendine özgü dişi bir enerjiye sahip olduğunu ve insanların birbirlerine güven duyduklarını belirten ve ‘merhaba’ ile güne başladıklarını söyleyen esnaflar bu günlerde bu ruhtan eser kalmadığından şikayetçi. Uzun yıllar sahil beldelerinde stant açtıktan sonra tekrar İzmir’e dönen esnaf Halide Umar, “8 yıldır İzmir’deyim. Genellikle sahil beldelerinde stant açıyorum 17 yıldan sonra tekrar İzmir’deyim. İşler genel anlamda baktığımızda gerçekten çok sakin. Yılbaşına kadar iyi kötü bir şeyler döndü ancak yılbaşından sonra son iki aydır inanılmaz kötü. Biz kendimize göre baktığımızda çok küçük esnaflarız. Ancak ileride bulunan büyük esnaflara baktığımızda onlarda aynı şeyleri söylüyor. Piyasa çok çok sakin. Bunun dışında Sevgi yoluyla ilgili sıkıntıların başında körlerle ilgili yapılan şeritler geliyor. Bu şeritler olması gereken yerlerde değil çünkü tezgahlarımıza ve direklerimize çok yakın ve kör bir insanın bu direklere çarpmadan yürüyebilmesi mümkün değil. Bu çizgilerin biraz daha yolun dışına alınması daha sağlıklı olacaktır. Buradan görme engelli insanlarımız geçerken koruma içgüdüsüyle onlar bir yerlere çarpıp canlarını yakmasın diye atlayacağım ancak bazen başka işlerle uğraştığımız için göremeyebiliyorum. Belediye ile bu anlamda sıkıntılarımız oluyor. Diğer bir sorunumuz da stantlarımızın çok geride bulundurulması. Müşteri stantlarımızı göremeden dümdüz geçiyor. Biraz daha içe doğru çalışma yapılması bu sıkıntımızı ortadan kaldıracaktır. Sevgi Yolu Derneği olarak belediyemizden randevu aldık ve buradaki eksikliklerimizin tamamı iletildi. Çözümlerin parça parçada bize dönecek diye umut ediyorum” dedi.

 

BANA GÜVENEBİLİRSİN

 

Özgür iradesi ile hesapsız, kendi başına ayaklarının üstünde duran kadınların, Sevgi Yolu’nda çoğunlukta olduğunu ve Sevgi Yolu’nun betonlaştıkça ruhunun gittikçe kaybolmaya başladığını anlatan esnaf Nazan Cura, “Sevgi yolu öncelikle dişilerin yoğun olduğu, kadının egemen olduğu bir yer. Ben 18 yıldır buradayım ve tek başıma iki tane çocuk büyüttüm. Burada, dışarıda olmak, özgür olmak, hayvanlar gibi olmak çok güzel. Onların çok seviyor ve hayatın tadını çıkarış biçimlerine özeniyorum. Sevgi Yolu’nun eski ruhu kalmadı. Betonlaştı. Burası bir mabet yeriydi. İnsanlar buraya sohbet etmek amacıyla gelirlerdi. İlk öncelik buydu eğer daha sonra isterlerse alış veriş yaparlardı. Çok salaş ve sıcak bir yerdi. Bir yer samimiyse insanalar kendilerini o artama daha ait hissediyor ve mutlu oluyorlar. Betonlaştıkça, ruh gittikçe amaç sadece para kazanmaya dönüştükçe insanlar sadece ticari kafaya bürünmeye başladı. Biz eskiler eski ve yeniyi bildiğimiz için tekrar bu ruhu kazandırmaya ve olanı da muhafaza etmeye çalışıyoruz. Burayı bir hizaya, düzene sokmaya çalışıyorlar onlarda haklıdırlar kendilerince ancak öncelikle sokağın özünü bilmeleri gerekiyor. Burası tek tip bir yer değildi. Çok fazla türden renkli ve aynı zamanda yaratıcı insanlar vardı. Hepsinin deseni, mizacı farklıydı. Duruşu ve mizaçlarıyla kendilerini oldukları gibi ifade edebiliyorlardı. Bu ruhu kaybetmiş olsak da ben kendi adıma tekrar kazanabileceğimize inanıyorum.  Bu konuda Romalara ben çok imrenirim. Onlar yüzde 90 kendileri gibi yaşarlar yüzde 10 sistem onları içine çekmeye çalışsa da kendilerinden ödün vermezler. Onları en lüks apartman dairesine soksanız da onlar kaba tabirle yine kırmızı donlarını balkona asarlar. Bizim de duruşumuz bu. Önce vitrin değil insanlık. Sevgi samimiyet. Bizler olduğumuz gibiyiz. Müşteri geldiği zaman ‘buyurun ne istiyorsunuz’ demeyiz. Bizde merhaba vardır ve merhabanın anlamı ‘benden sana zarar gelmez, bana güvenebilirsindir’ ve bu gerçekten de böyledir. Sevgi Yolu birçok olumsuz değişime rağmen güzel. Sanırım buna bizde çok fazla izin vermiyoruz. Bornova ve Karşıyaka kapandı ama burası ekmeğine sahip çıktı. Konak Belediye Başkanının kadın olması bizim için çok büyük bir avantaj oldu. Tuvaletlerimiz açıldı, ücretsiz ve tertemiz. Bunu belirtirseniz çok memnun oluruz çünkü biz direkt olarak teşekkürlerimizi kendisine iletemedik. Kadının elinin değdiği yerler hemen belli oluyor. Kadının ruhu başka. Kadın çok daha fazla duyarlı ve şefkatli. Öncelikle kendimizden değişime başlamamız gerekiyor. Ebeveynlerimizin yüzde 99’u bencil ve çocuklarını bir birey olarak görmeyip sahipleniyorlar. Çocuklar bir meta değildir. Ben iki çocuğumu da birey olarak gördüm. Her ruhun hayatı, tercihleri, bu dünyada deneyimlemek istedikleri farklıdır. Ben çocuğumun beynine giremem. Dünyaya gelmeyi o istemedi. Anne ve baba istedi. Bana dokunmuyorsa ona da kimse dokunmasın. Kendi aklı, fikri var.  İzmir dişi bir şehir ve bana göre de en son bozulacak şehirler arasında. Çünkü enerjisi kadın” açıklamasını yaptı.

 

ESKİ GERİ GETİRİLEMEZ

 

Bir zamanlar tezlerini bitirebilmek için üniversiteli gençlerin stantlar açarak para kazanabildiklerini ancak bu günlerde bu fırsatlarının ellerinden alındığını belirten Yahya Özruh ise, “Sevgi Yolu’nun önceliği 2010 yılından önce ticaret değildi. Evet insanlar para kazanır evlerini çocuklarını geçindirirlerdi ama ilk önce iş yaptıkları işe severek gelirlerdi. İnsanlar haz aldıkları yerlere gitmek ve çalışmak isterler. Biz eskiden çalışırken insanlar bizimle sohbet etmeye gelirlerdi. Öylesine çok renkli, farklı insanlar gelir ve keyifli vakit geçirirdik ki zamanın nasıl geçtiğini dahi anlamazdık. Şimdi hem esnafın çıtası düştü hem de buraya gelen insanların. İnsanların vakit geçirebileceği bir yer olarak düşündüğü bir atmosfer yok artık. Önceden her ağacın altında bankları ve dükkanların önünde tabureler vardı. Boşluk alanlarda, hiç kimsenin birbirini tanımadan 20 kişinin yan yana oturabileceği bankalardı bunlar. Memur öğle tatilinde burada gevrek, peynir yiyebiliyordu. Bir kafeteryaya 5 lira çay parası vermektense sokağın çaycısı onlara 50 kuruşa çay dağıtıyordu. Toplamda 5 lira etmeyen bir maliyetle karınlarını doyurabiliyorlardı. Herkes biri ile diyalog halindeydi. Sadece bizler sohbet etmez, insanlarda birbirleri ile tanışırlardı. Gençler gitarlarını, flütlerini getirip çalarlardı. Saksafon çalmayı bilenler saksafonlarını getirirlerdi ve burada müthiş atmosferler oluşurdu. Buranın esnafının çoğu da zaten öğrenciydi. Örneğin doktor olacak ve tezini verecek bir öğrenci burada tez parasını çıkarabilmek için buradan bir yer edinip çalışıyordu ve onun kendi doktor çevreleri geliyorlardı. Avukat olacaksa onun çevresi geliyordu ve tezgah açabilmek için de bu öğrenciler herhangi bir yere para vermek zorunda da kalmıyorlardı. Buralara şimdi işgaliye bedelleri ödemek zorunda kalıyoruz. Olmazsa olmaz vergilerimiz var ve bize verilen alanın kapalı hali 1,5, açık hali 4 metrekare. Ne yapılırsa yapılsın eski Sevgi Yolu yerine getirilemez. İşin ilginç tarafı ise bu soğuk hale dönüştürülmesi için dünya kadar paranın harcanmış olması. Burayı öldürmek için harcadılar bu parayı ve başardılar da” şeklinde konuştu.

 

 

 

 

 

 

 

 

Haber Merkezi