Sığacık’ın emekçi kadınları

Seferihisar’a bağlı Sığacık Köyü tarihi ve turistik dokusuyla gelenleri oldukça cezp ediyor. Tam olarak yaz mevsimine girmesek de Sığacık’ın özellikle bu dönem yoğun bir ziyaretçisi var. En büyük ilgiyi ise kale içinde el emeği ürünlerini satan emekçi kadınlar görüyor


  • Oluşturulma Tarihi : 08.04.2018 09:17
  • Güncelleme Tarihi : 08.04.2018 09:17
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sığacık’ın emekçi kadınları

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER

Geçtiğimiz hafta sonu Seferihisar’ın Sığacık Köyünü ziyaret ettik. Açıkçası böyle bir kalabalık ile karşılaşacağımızı beklemiyorduk. Sığacık’ın tarihi ve turistik ruhu her bölgeden ziyaretçinin gelmesine sebep oluyor ve bu ziyaretçilere kapısını sonuna kadar aralıyor. Rengarenk bitkilerle süslenmiş evlerin önlerinde fotoğraf çekenler, otantik kafeleri ölümsüzleştirenler, bu kafelerde kitap okuyup kahvesini yudumlayanlar, yakınlarıyla sohbetini eksik etmeyenler, Sığacık’ın meşhur ve serin sularına ayağını koyanlar, teknelerde balık ekmek yiyenler… Ve en önemlisi kadın emekçilerin kurduğu, el emeği ürünlerin sergilendiği tezgahlara kayıtsız kalmayanlar. İşte Sığacık şu an bu güzelim manzaralara tanıklık ediyor.

KADINLAR EKONOMİYE KATILIYOR

Evet, burası Sığacık Pazarı. Sakin şehir olmanın hakkını veriyor. Hem yerel ürünler korunurken hem de kadınlar ekonomiye katılıyor. Toprağında ne yetişiyorsa, evde ne pişiyorsa o satılıyor. Hem de hepsi kadınların ellerinden çıkıyor, onların eliyle satılıyor. Her yaştan kadın var. Kimisi sarma dolduruyor, kimisi gözleme yapıyor. Gücü börek açmaya yetmeyenler patik örüyor. Kuvveti yerinde olanlar bin bir zahmetle yaptıkları reçel, turşu ve tarhanaları satıyor. Kimisiyse bahçesinde, tarlasında yetiştirdiklerini getirmiş: ege otları, bölgenin meşhur mandalinaları ve enginar… Neyin mevsimiyse tezgahta o var. Tek şartla: Her şey doğal, temiz ve yerel olacak. “Sakin şehir” olunca kimse “Gel vatandaş gel” diye bağırmıyor. Sizi güzel kokular ve taptaze renkler çağırıyor. Fiyatlar hak ettiği kadar, ne eksik ne fazla. Naylon poşet yok. Kese kağıdı ve filelerde alışveriş yapılıyor. Sadece yiyecek değil, yine yaratıcı kadınların elinden çıkma eşarplar, özel tasarım çantalar ve hediyelik eşyalar da var. İzmir'den kalkıp geliyor insanlar her pazar. Bir yandan haftalık alışverişlerini yaparken bir yandan da kapı önündeki masalarda aldıklarını yiyebiliyorlar.

TÜRKİYENİN İLK SAKİN ŞEHRİ

Sığacık Pazarı, Türkiye’nin ilk sakin şehri (Cittaslow) Seferihisar’a bağlı liman kasabası Sığacık'ta. 2009'dan beri her pazar günü kuruluyor. Pazar fikri Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’den. Seferihisar’ın sakin şehir seçilmesinin hakkını veriyor. Sakin şehir hareketi küreselleşmeye karşı kentlerin tek tipleşme ve yerel özelliklerini kaybetmesine karşı mücadele ediyor. Yerel kalkınmanın lokomotifi pazarlar, sakin şehrin olmazsa olmazı. Seferihisar’da bu amaçla bir köy pazarı var zaten. Ama Sığacık Pazarı hem yerel ürünleri desteklemek hem de kadınların ekonomiye katılması için tasarlanmış. Mekan olarak 16. yüzyıldan kalma Sığacık kalesinin içi seçilmiş. İnsanlar evlerinin önünde tezgahını açabiliyor. Belediye hiçbir işgaliye ücreti almıyor. Kısa zaman önce evler de restore edilmiş. Kaldırımlar düzelmiş. Kadınlar ne kazanırsa cebine giriyor. Hatta bu mesele kahvelerde de espri konusu olmuş. Yaşlı erkekler, “Torunlar artık benim değil ninelerinin elini öpüyor” diye dert yanıyormuş. Kadınlar ise bunu yalanlamıyor. Kısacası eve temizliğe giden kadınlar artık kendi işinin patronu olmuş.

EV GEZMELERİ KALMADI

Ayşe Hanım, “Vallahi ev gezmeleri kalmadı. Salı gününden başlıyoruz hazırlıklara otu topla, böreği aç, reçeli kaynat derken pazar oluyor” diyor. Ama hiç şikayetçi değil yorulmaktan, “Eve katkım oluyor kendime istediğim şeyleri alabiliyorum” diye ekliyor. Ürünler organik değil ancak iyi tarım yöntemleriyle üretiliyor. Bunun için belediye üreticilere ücretsiz eğitim veriyor. Sonra belediyeye bağlı ziraat mühendisleri tarlalara gidip kontrol ediyor, zabıtalar da ürünlerin son halini tezgahlarda denetliyor. Ürününü aracısız satan üretici kötü malı için tüketiciye kendi hesap vermek zorunda. Bu da başka bir kontrol mekanizması yaratıyor zaten. Tam 450 tezgah var. Ve bu tezgahlar tarlada çalışanlarla birlikte birçok kadına ekmek kapısı oluyor.

Sığacık Pazarı özellikle hafta sonları müthiş bir kalabalığa tanıklık ediyor. Kalabalığa hayretle bakan üretici kadınlar ise geçmiş yıllara oranla en iyi satışı bu yıl gerçekleştirdiklerini ve daha iyi ürünler çıkarmaya çalışacaklarını belirtti. Size kalan da böreği hangi kadının elinden yiyeceğinize, takıyı nereden alacağınıza karar vermek. Gözünüz kapalı seçin, pişman olmayacaksınız.

Haber Merkezi