“Yeniden adayım”

Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, göreve geldiği günden bugüne 4 yıl boyunca verdiği hizmetleri özetlediği “Hayatı Paylaşan Şehir” toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi


  • Oluşturulma Tarihi : 05.04.2018 08:22
  • Güncelleme Tarihi : 05.04.2018 08:22
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Yeniden adayım”

NİLGÜN TAZE

Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, 2014 yerel seçimlerinde göreve geldiği günden bugüne kadar geçen 4 yıllık süreci değerlendirdiği bir toplantı düzenledi. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda basın mensuplarıyla bir araya gelen Pekdaş, değerlendirme sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yeniden aday olmayı düşündüğünü ifade eden Başkan Pekdaş, Alsancak Stadı ile ilgili ise “Sorun çözüldüyse biz de destekliyoruz. Hayırlı olsun” diye konuştu. Görevi sürecinde eksikliğini hissettiği tek hizmetin yeni hizmet binası olduğunu vurgulayan Pekdaş, bugüne kadar tüm çalışmalarını kenti geliştirme ve güzelleştirme adına yaptıklarını belirterek, “4 yıllık süreçte mutlaka eksikliklerimiz olmuştur. Ancak benim içimde kalan en büyük eksiklik yeni hizmet binası oldu. Hizmet binamızın temelini atmak için çalışıyoruz. Yenişehir’de binayı yapmak için ulusal çapta bir yarışma düzenledik. Ruhsatını kestik ancak kazma vuramadık. Hizmet binamızın sınırları içerisinde bir benzinlik bulunuyor. Tahliye davası açtık. Davayı yerelde kazanmamıza rağmen Yargıtay’da bozulduğu için yeniden yargılama başlıyor. Yargı sürecinin uzamasından dolayı tahliye gerçekleştirilemedi” dedi. Basın mensuplarının sorusu üzerine 2019 yerel seçimlerinde yeniden başkan adayı olmak istediğini ifade eden Pekdaş, “Elbette bu kararı örgütümüzle birlikte vereceğiz ancak ben yeniden aday olmak istiyorum. Aslında çok erken yanıt veriyorum. Bu örgütle verilmesi gereken bir karar ancak ben yeniden aday olmayı düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“HATA PAYI”

Belediyeler kanunun ilk yürürlüğe girmesinden bugüne seçilen kadın başkan sayısına değinen Başkan Pekdaş, istatistikten örnek vererek kendisinin de bir “Hata Payı” içinde yer aldığını söyledi. Kadına ilk seçme ve seçilme hakkının yerelde verildiğini ifade eden Başkan Pekdaş, “Türkiye’de cumhuriyetin belediye kanunu 3 Nisan 1930’da kabul edildi. 1580 sayılı yasa. Daha sonra yasalar değişti. Büyükşehir ve bütün şehir yasaları çıktı. Bunların hepsiyle yerel yönetimler demokrasiden uzaklaştırılarak merkezileştirildi. Yerel yönetimlerin güçlenmesiyle demokrasi gelir. Demokrasinin ilk basamağıdır bu. İlk belediye yasasıyla kadınlara belediyelerde seçme ve seçilme hakkı verildi. Dolayısıyla Cumhuriyet ilk önce yerelde kadına seçme seçilme hakkı veriyor. 1933’te muhtar olarak ve 1934 milletvekilleri” şeklinde konuştu.

KADIN YOKLUĞU

Cumhuriyet kadın devrimi olarak kurulduğunu ve hukuk devrimi ile de yükseldiğini ifade eden Pekdaş, şunları söyledi: “1930 da seçme hakkını verilerek yola çıkıldı. O zamandan bu zamana tablomuz nedir? 31 bin belediye başkanı seçmişiz ve bunun sadece 119’u kadın yokluğumuzu temsil etmişiz. Ben bu sayıyı ezberden söylerken 13 bin diye de ifade ettim. Hafızam bana oyun oynadı. 119 olamaz 13 bin olarak ifade ettim. Dolayısıyla istatistikte artı eksi yüzde 50 hata payı temsil edilir, kadınlar hata payı olarak temsil edilmiş. Onlardan biri olmaktan gurur duyuyorum. Kadının görülür hale gelmesi görevimizdir. Kadına yönelik şiddetin arttığı konuşuluyor. Bununla kadının görünmezliğinin ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Kadına temsil ve karar organlarında ne kadar az yer verirseniz, görünür olmazsa, kadına yönelik şiddet de yükselir.”

KADINA ÖNEM VERİYORUZ

Cumhuriyetin demokrasi için kadının görünür olmasına inandığını açıklayan Pekdaş, “Bu bir hukuk ve kadın devrimiyle gerçekleştirildi. Devamını getirmek de bizim görevimiz. Sadece hizmet değil görevim. Bilinç ve anlayış yerleştirmek için çalışmak. Bu nedenle merkezlerin sayısını 22’den 46’ya çıkardık. Kadın ve çocukların bir araya geldiği, birlikte öğrendiği ve öğrendiğimiz bir süreci yaşadık. Ben kendimi kamucu olarak tanımlıyorum. Fırsat ve yaşamda eşitlik için kamusal hizmetin var olması gerekir. Dezavantajlıların imkanlara ulaşması için ve eşit imkanla kentte yaşamasını sağlamak da bizim görevlerimiz arasındaydı. Kamuculuk bu nedenle önemliydi. Kurslara etüt merkezlerinin yanı sıra, evinde yemek pişmeyen hemşehrilerime yemek götürmek, bakımlarını yapmak ve hastaneye ulaştırmak bizim görevimizdi. Temsil ağırlama giderlerimizden tasarruf yaptık ve kamulaştırmalara harcadık. Restorasyonlar yapıyoruz. İş araçlarımızı yeniledik. 10 milyon liralık iş makinası alımı yaptık” diye konuştu.

İZMİRLİLİK BİLİNCİ

Konak’ta kalkınma için giderlerden tasarruf ederek yatırım yaptıklarını söyleyen Pekdaş, kentin kalkınması için tasarruf ettiklerini açıklayarak, “Kendi asfaltını üreten ve araçlarıyla hizmet eden, vatandaşlara ulaşan ve kentin imkanlarından yararlanmalarını sağlayan bir çalışma yaptık. İzmir’in 8 bin 500 yıllık bir tarihi var ve 2 bin 500 yıldır 3. kez kurulduğu yerde hayatını sürdürüyor. Kadim bir şehirde yaşıyoruz. Bu şehrin son kurulduğu yer. 3’üncü kuruluştan itibaren kent yaşamı aynı yerde 2 bin 500 yıldır kesintisiz sürüyor. Bu kentimiz için büyük zenginlik. İzmirlilik bilincini bu temellerde yükseltmeliydik. Kökleri derinde olan farklı inanış ve kültürlerin özgürce kol kola yaşadığı bu şehrin ruhunu, havasını kimliğini yaşatmak ve hemşerilerimiz tarafından içselleştirilmesini sağlamak durumundaydık. Kent tarihi birimini kurduk. Bu değerlerin hemşehrilerimizce öğrenilmesine çalıştık” dedi.

“İKİLİ BİR ANLAYIŞTAYIZ”

Kentte girilmez denilen bölgelerin tanıtımı ve şehir efsanelerinin yok edilmesi için uygulamalar yaptıklarını da ifade eden Başkan Pekdaş, şu ifadeleri kullandı: “Biz biliriz ki Basmane bölgesine girilmez, Kadifekale’ye gidilmez diye şehir efsaneleri vardı. Kent gezileriyle bunun efsane olduğunu ve kentin kimliğinin ne kadar önemli olduğunu görsünler istedik. Bu mekanları koruma bilinci gelişir diye düşündük. Kent kimliğini oluşturan bu değerleri korumak ve canlandırmak gerekliydi. Canlandırmaya yönelik bu yapılarda hangi işlevlerin olması gerektiğini değerlendirdik. Hemşehrilerimize soruyor hem parklar hem mekanlar için katılımcılıkla isteklerini öğreniyoruz.”

ALSANCAK STADI

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ruhsatı verilen ve gündemden düşmeyen Alsancak Stadıyla ilgili soruları yanıtlayan Pekdaş ruhsatın henüz tapuda işlenmediğini belirterek orada yaşanan sorunun otopark sorunu olduğunu hatırlattı. Alanda DEܒye ait bölgede bir otopark alanı yapılabileceğini gördüklerini ifade eden Pekdaş, “Alsancak Stadı’nın ruhsatı birkaç gün önce kesilmiş sanırım. Tapuya baktığımızda henüz göremedik, sisteme henüz düşmedi. Alsancak stadı tarihtir, İzmir’in kimliğidir. Gelen proje sorunluydu. İhale yapıldı. Teslim edildi, sonra ruhsat istendi. Bizim imar yönetmeliğine göre şartları taşımayan bir projeydi. Yönetmeliğe göre 400’ün üzerinde otopark olmalıydı. Biz değerlendirme yazısı yazdık. Otopark yapılması gerekiyordu. Bu yapıldıysa oto park sorunu yandaki üniversite arazisiyle ilintilendirildiyse çok güzel. Sorun çözüldü demektir. Bu nedenle destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi