Sayfa Yükleniyor...
Yörük tarihi üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan yazar Murat Demir, Yörükleri, Yörük mütevazidir, alçak gönüllüdür, kibir bilmez. Yeni bireyin doğumunda obaca sevinen Yörükler ölüm vakasında hep birlikte hüzünlenmiştir ifadeleriyle tanımladı
TANER UYANIKER - ÖZEL HABER
Buca İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görev yapan ve Yörük tarihi üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Murat Demir ile Yörükler hakkında konuştuk.
Yörüklerin tarihsel gelişimini, Osmanlı döneminde yaşamları ve günümüzde durumlarını masaya yatırdık. Osmanlının kurucu unsurlarından birisinin Yörükler olduğunun altını çizen Demir, iskan politikalarıyla Yörüklerin yerleşik hayata geçtiklerini zamanla da Yörüklerin sayısının azaldığını belirtti. Yörüklerin sosyal yaşamalarında birlik ve beraberliğe önem verdiklerini hatırlatan Demir, sevinç ve üzüntülerini toplumca paylaştıklarının da altını çizdi. Demir ile söyleşimize ilk olarak Yörüklerin tanımı ile başladık.
Sosyal Antropoloji açısından yerleşik hayata geçen Türke; Türkmen, transhümans (konar-göçer) halindeki Türke de Yörük adının verildiğine bütün antropologlar hem fikirdir diyen Murat Demir, Yörüklüğün ekonomik uğraşının, hayat tarzına dayalı olarak gelişen beşeri bir durum olduğunu belirtti. Türkler için göçerlik ve hayvancılığın birleştiğinde Yörüklüğünde başladığını ifade eden Demir, Yörükler hakkında şunları söyledi: Yörüklerin temel geçim kaynağı yaylacılığa bağlı hayvan yetiştiriciliği ve yaylak-kışlaklar arasında geçen bir yaşam tarzıdır. Yörükler yazın serin, suyu bol ve otlakları yeşil yüksek alanlara, kışın ise daha sıcak bölgelere inerlerdi. Yaşam tarzlarının en büyük özelliklerinden birisi de ihtiyaçlarını kendilerinin gidermesi kendilerine yeten- insanlar olmasıdır. Kara ulaşımını tekellerinde bulunduran Yörükler aynı zamanda Osmanlı ordusunun da en büyük at ve deve yetiştiricileriydiler. İç Anadoluda Atçeken Yörükleri ve Halep Yörükleri geçimlerini bu yönden yetiştiricilikle sağlarlardı. Yörükler; Ege kıyılarından başlayarak, Toros Dağlarının kuzey ve güneyine dağılmış olarak Kahramanmaraş- Gaziantep bölgesine kadar yayılırlar. Anadoluya gelen Yörük topluluklarının özellikle Maraş, Honaz, Anamas, Pırnaz, Kastamonu ve Kütahya gibi sıklet alanlarda birikip çevre bölgelere yayıldığına tarihi belgelerin ışığında da tanık olmaktayız. Tarihte Yörük adına ilk kez Urfalı Mateos ve Abülfaraç tarihinde ve rastlıyoruz. Anadoluya gelen Yörüklerin beyliklerin yönetimde tarafgirliklerinden bahis edilmektedir.
Yörüklerin Osmanlı Devleti ile ilişkilerine de değinen Demir, Osmanlı Devletinin kurucu unsurunun Yörükler olduğunun altını çizdi. Osmanlı Devletinin Yörükleri yerleşik hayata geçirmeyi bir devlet politikası olarak benimsediğinin altını çizen Demir, Yerleşiklerin şikayetleri ve devletin vergi ve asker alma kaidesinin bu yerleşik hayata geçirme teşebbüsünün en önemli etmeni olarak görmekteyiz. Anadoludaki göçebe Yörükleri, Balkanlara taşıma özellikle önemli ticari ve askeri yollar üzerine yerleştirme siyasetinin düzenli ve istikrarlı olarak uygulandığını görmekteyiz. Balkanlara yerleştirilen Yörük toplulukları 30 kişilik ocaklarının başına Yörük Subaşısı adı verilen kişi tayin edilerek göçebelerin güvenliği, düzeni ve devletle olan rabıtaları sağlanmış olurdu dedi.
YÖRÜKLER ADET-İ AĞNAM VERGİSİ VERİRDİ
Yörüklerin Osmanlı Devletine verdikleri vergiler konusuna da açıklık getiren Demir, Yörüklerin en çok verdiği verginin Adet-i Ağnam vergisi olduğunu söyledi. Vergi hakkında bilgilendiren Demir, Bu vergi koyun ve keçi adedine göre alınırdı. Genelde iki koyuna bir akçedir. Yörenin ekonomik yapısına göre ağnam vergisindeki oran değişebilirdi. Diğer vergi Resm-i Yaylaktır. Bir Yörük aşireti yaylada üç günden fazla kalırsa bu vergiyi vermek zorundadır. Her sürüden bir koyun veya hane başına 200 dirhem yağ alınmasıdır. Bir başka vergi Resm-i Kışlaktır. Bu vergi, Resm-i Yaylak bedeli kadar alınırdı. Resm-i Otlak vergisi ise devlet ricalinin belirlediği güzergah dışına çıkan Yörüklerden ceza niteliğinde alınırdı. Sürü başına bir koyundur. Bu vergilerin yanında Bennak, Mücerred vergisi bekarlardan gücü kuvveti yerinde olanlardan alınırdı. Üç nefere 1 kuruş şeklinde rayiçlenirdi. Ayrıca, avarız ve Bad-ı Heva vergileri de istenirdi diye konuştu.
Konargöçerliğin yerleşik hayata geçişle sona ereli çok zamanın geçtiğini ifade eden Demir, 1950li yıllarda toprağa bağlanma ile Yörüklerin sayısı 1970e kadar oldukça azaldı. Yörüklük bir yaşam tarzı olarak 1980 den sonra 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde köyden kente göç olgusuyla oldukça azalmıştır. Bugün konargöçer Mutun sarı keçilileri var. Birkaç aileden ibaret. Antalya, Burdur ve Muğlada konargöçer hemen hemen kalmadı. Folklorik olarak Manavgattan Anamasa veya Fethiye Gökçekten Pırnazaa göç yapılmaktadır dedi.
YÖRÜKLER KİBİR BİLMEZ
Yörüklerin sosyal yapılarında birlik ve beraberliğe önem verdiklerini vurgulayan Demir, Yörüklerde askerliğinde erkeğin yaşamında önemli bir yer tuttuğunun da altını çizdi. Yörüklerin tarih boyunca devletle olan ilişkilerinin problemsiz olduğunu ifade eden Demir şunları söyledi: Yörükün devletle olan ilişkisinin problemsiz oluşu; birlik ve beraberlik içinde yaşaması, dayanışmasının önemli unsurları olmuştur. Çünkü Yörük mütevazidir, alçak gönüllüdür, kibir bilmez. Yeni bireyin doğumunda obaca sevinen Yörükler ölüm vakasında hep birlikte hüzünlenmiştir. Düğünlerinde hep birlikte coşmuş, asker gidecek gençlerini hep birlikte dualarla asker ocağına yolcu etmiştir. Yörüklerde askerlik bir erkeğin yaşamındaki en önemli olaydır. Askere gidip gelen genç toplumda tam kabul görür. Bundan dolayıdır ki askerliğini yapmamış biri yarım insan sayılır. Askerden gelen erkek evlenmeyi hak eder. Bu durum herkesçe de kabul görür. Çünkü kız istemede kız tarafının yokladığı durumlardan biride oğlanın askerliğini yapıp yapmadığıdır. Askerliğini yapmış genç, babasının gözünde ailesine bakacak duruma geldiğinin ispatlamıştır.
ASKERE GİDECEKLER HARÇLIK VERİLİR
Muğla da askerin vatani görevi yapacağı yerin belli olması üzerine yaptığı işlerden el çektirildiğini belirten Demir, bu süreçten sonra askere gidecek kişinin aynı tertiplerle bir araya geldiğini söyledi. Gençlerin askere gitmede hevesli olduklarının altını çizen Demir, Hevesli olduklarını davranışlarıyla her vesilede belli ederler. Vatana olan borçlarını bir an önce ödemek isterler. Bu yüzden askerlik zamanı gelen askere gider. Askerlik ertelenmez. Asker için maddi gücü yerinde olan aileler asker düğünü yaparlar. Asker düğünü neredeyse normal bir düğünden farksızdır. Askere düğünde arkadaşları tarafından kına yakılır. Yörükler, askere giden delikanlıya kına yakarlar. İnanışa göre; koçlara kına Allaha kurban etmek için, askere giden delikanlıların eline kına vatana kurban etmek için yakılır. Asker adayına asker mevlidi yapılır. Tüm köy ve oba davet edilir. Mevlid yemekleri gelenlere ikram edilir. Askere gideceği güne kadar gencin evi hiç boş kalmaz. Eş dost akraba herkes ziyarete gelir. Ya ziyaret sırasında ya da uğurlama sırasında askere harçlık verilir. Genelde uğurlama toplu olarak konvoy yapılarak- otobüse bindirmeyle sonuçlandırılır. Uğurlamada davul ve zurnalar çalınır. Asker dönüşü askerin geldiğinin belli olması için asker evinin önünde havaya silah sıkılır. Obaya böylelikle haber verilmiş olunur. Finike de ise asker yemeği verilir. Askere gidecek gençlere davul ve zurna çalınarak oynatılır. Yeşilova da ise hali vakti yerinde olanlar köyde yemek verirler. Durumu görece daha zayıf olanlar ise sadece askere gidecek akranları evlerinde yemeğe çağırırlar. Eğlenceler düzenlenir. Köy meydanında askere gidenler toplu olarak yolculanır. Çamelinde ise köyün camisinden askere uğurlama yapılacağı herkese duyurulur. Mevlit verilecek yerde köy halkı toplanır. Kuran okunur. Askere gidecekler için bir masaya bırakılan bir karton kutu içerisine herkes durumuna göre para atarlar. Toplanan para asker sayısına bölünür. Daha sonra bütün askerler halk ile helalleşir. Asker adaylarını havaya atılarak eğlenilir. Otobüse bindirilen askerler korna eşliğinde uğurlanır. Gölhisarın Yeşildere Köyünde asker uğurlamaya yakın günlerde geceleri eğlenilir. Deve oyunu, Topal oyunu, Arap oyunu gibi köy seyirlik oyunu oynanır. Askerlere kına yakılır. Harçlık verilir. Gölhisar İlçesinde ise askere gidecek gençlerin aylar önce guruplaşmasıyla topluma bir şekilde duyurmaya çalışırlar. Bu gençler birbirinden ayrılmazlar düğünlerde yardım ederler. Düğün süresince orada bulunur ve düğünün sonunda damattan veya babasından harçlık alırlar. Bu gençler düğünde hem yardım ederler hem de oynarlar. Eğer düğün kız evi ise dışarıya gedecek gelin için damattan para alınır. Askere gidecek gençlerin aileleri her gün birisi olmak üzere asker yemeği verirler ve dualar okunur. Askerler için toplu olarak eğlenceler veya konserler verilir. Askerin gideceği günün akşamı asker olacak gencin ailesine ziyaretler yapılır ve gence harçlık verilir helallik- istenir. Uğurlama günü ise ilçenin geniş bir meydanında veya pazar yeri gibi açık alanda tüm gençler, aileleri, akrabaları ve halk olarak toplanılır. Toplanma yerinde dualar edildikten sonra tek tek vedalaşılır ve uğurlanır dedi.
ASKERE ÇEPİÇ ALINIR
Burdur Dirmilde (Altınyayla) asker uğurlamanın daha detaylı ve özenle yapıldığını ifade eden Demir bu süreci şöyle anlattı: Askere gidecek olanlar kendi mahallelerinde gruplar oluştururlar. Daha önceki zamanlarda her asker ailesi bir mevlid verirmiş. Günümüzde bu durum ekonomik sebeplerden dolayı toplu yemeğe dönüşmüştür. Askere gitme yaz aylarına denk gelmiş ise askerin babası bir çepiç (Bir yaşındaki keçi yavrusu) alarak asker adayının arkadaşlarıyla yemelerini sağlar. Ev ziyaretine gelen yaşlılar askerin kuvvetli olması için yanlarında yumurta getirirler. Asker adayına eğlenceli gece yapılır. Yapılan eğlenceye mahalli sanatçılar davet edilir. Asker adayları isim isim çağrılarak bayrak öptürülür. Yöresel oyunlar oynanır. Köyde seyirlik oyunlar sergilenir. Gecede konuşmalar yapılır. Askerin uğurlanacağı günün sabahı eş dost akrabalarla birlikte kahvaltı yapılır. Kahvaltıda yufka pişirilir. Asker adayı evliyse yufkanın yarısını eşiyle bölüşür. Bekar ise yufkanın yarısını annesiyle bölüşür. Mahallede kim askere gedecekse en son evin asker adayı gencin evden alınmasıyla sırasıyla diğer evlere uğranarak gittikçe kalabalıklaşan bir toplulukla evlerinden alınırlar. Askere yolda yemesi için yolluk hazırlanır. Denizli hattına gidecek asker adayları Acıpayamda, Antalya hattı üzerine gidecek olanlar Söğütte, Burdur hattı üzerinden askere gidecek olanlar ise Tefenni de mola vererek herkes yolluğunu açarak toplu olarak yemeklerini yerler. Asker adaylarının yakalarına çiçek takılır. Asker adayı evinden ayrılırken yakın akrabaları yanlarındaki aynayı evine doğru çevirerek sağ salim evlerine geri dönmeleri için istekte bulunurlar. Evinden çıkan asker adayı evine geri dönüp bakması istenilen bir durum değildir. Düğünlerde olduğu gibi sağdıç olarak biriside askerin yanında bulunur. Mahallenin meydanında bir kez daha toplanılır. Kalabalık yeterince çoğalmasıyla ilçenin çarşısına doğru yürüyüşe geçilir. Askerin yanında annesi-babası ve kardeşleri mutlaka bulunur. Çarşı camisinin önünde asker duası yapılır. Asker adayına uğur parası verilir. Asker adayının yanında sadece ailesi kalır. Bütün asker adayları aileleriyle birlikte şehitliğe giderek dua ederler. Duanın bitiminde uğur parası sayılır. Şayet askerin yanında taşıyamayacağı kadar fazla para var ise uygun miktar askerde kalır. Paranın kalan diğer bölümü babaya verilir. Bu para peyderpey askere daha sonra harçlık olarak gönderilir. Şayet verilen uğur parası düşünülen miktardan az ise aile tarafından üstü tamamlanır. Bu işlemlerden sonra asker otobüse bindirilerek gönderilir.
Murat Demir Kimdir?
1967 tarihinde doğdum. Ankara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldum. Yörük araştırmacısıyım. Yörüklerin tarihi ve sosyal antropolojisi hakkında 10 yıldır yazılar yazmaktayım.
Demir ile söyleşimizin kalan kısmında Yörüklerin düğün ve nişan adetlerinden ve Türkiyede yaşadıkları bölgelerden bahsedeceğiz.
Haber Merkezi