Sayfa Yükleniyor...
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Filiz Gebeşoğlu, "Demir eksikliğine bağlı kansızlık, çocukluk ve süt çocukluğu döneminde en sık görülen kan hastalığıdır. Yanlış beslenme alışkanlığının da buna katkısı bulunmaktadır. 6. aydan itibaren demir içeren ek gıdalara başlanmalıdır dedi
Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uzm. Dr. Filiz Gebeşoğlu, "Çocuklarda demir eksikliği ve tedavisi" hakkında önemli bilgiler verdi.
Bebeğe 6. aydan itibaren demir içerikli ek gıdalar verilmesi gerektiğini belirten Dr. Filiz Gebeşoğlu, "Demir eksikliğinin büyüme gelişme ve beslenmeyle yakın ilişkisi vardır. Diyetteki demirin yüzde 10unu emildiği için çocukluk döneminde diyetle günlük 8-15 mg demir alınması gerekir. Sağlam ve zamanında doğan bir bebekte depolardaki demir ilk 5-6 aydaki kan yapımı için yeterlidir. Düşük doğum ağırlıklı ve erken doğan bebeklerde demir depoları daha önce tükenir ve diyetteki demir önem kazanır. Yenidoğan ve süt çocuğunun temel besini süttür. Ne yazık ki anne sütü ve inek sütündeki demir miktarı yetersizdir. Anne sütünün en önemli üstünlüğü içerdiği demirin yüzde 49unun emilmesidir. İnek sütündeki demirin sadece yüzde 10'u emilir. Yine de anne sütü alsa bile 6. aydan itibaren demir içeren ek gıdalar başlanmalıdır diye konuştu.
TOPRAK YEME HİSSİ DEMİR EKSİKLİĞİNDEN KAYNAKLANIYOR
Çocuğun buz ya da toprak yeme isteğinin demir eksikliğinden kaynaklandığını ifade eden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Filiz Gebeşoğlu, "Toprak veya buz yeme hissi demir eksikliğine bağlı olarak kansızlık belirtisi olduğu gibi, kansızlığın başlangıç sebepleri de olabiliyor. Çocukların büyük kısmı ilk 2 yaşta çok süt tükettiği için 6-24 ayda demir eksikliğine sık rastlanmaktadır. Demir emilimini engelleyen gıdaların fazla alımı da eksikliği tetikler. Daha büyük çocuklarda kansızlık görüldüğü zaman demirin yetersiz alımı dışında kan kaybı da düşünülmelidir. Demir eksikliğinde büyüme, motor gelişim, davranış ve bilişsel fonksiyonlar, bağışıklık sistemi, deri ve mukozalarda değişiklikler oluşmaktadır. Solukluk, halsizlik, iştahsızlık, huzursuzluk, sık enfeksiyon çok rastlanan bulgulardır. Demir eksikliği olan hastalar buz ya da toprak gibi değişik maddeler yiyebilirler. Hızlı beyin büyümesinin ve psikomotor becerilerin kazanıldığı süt çocukluğu döneminde demir eksikliği zeka düzeyinde kalıcı düşüklüğe neden olabilir şeklinde konuştu.
DEMİR EKSİKLİĞİ GENETİK GEÇİŞLİ BİR HASTALIKTIR
Uygun tedavi ile demir eksikliği sorununun ortadan kaldırılabileceğini belirten Gebeşoğlu şöyle devam etti: "Demir eksikliğinde önce depo demiri, sonra kan demiri azalır ve arkasından kansızlık eklenir. Türkiye'de demir eksikliğinin mutlaka talasemi (Akdeniz anemisi) taşıyıcılığından ayrılması gerekir. Genelde yüzde 2-3 oranında olan bu kansızlık güney bölgelerde yüzde 10-15'e ulaşır. Genetik geçişli bir hastalık olduğu için aile taraması önemlidir. Demir eksikliğinde yeterli miktarda demire yanıt hem tanı koydurucudur hem de tedavide önem taşır. Demir tedavisi sırasında kabızlık ve karın ağrısı en sık rastlanan yan etkilerdir. Günlük tedavi dozu 6 mg/kg ağız yolu ile alınan demirdir. Demir tedavisi günde 2-3 doza bölünerek öğün aralarında yapılmalıdır. Bu şekilde verildiğinde emilim daha iyi olur ayrıca mide bağırsak sistemi yan etkileri de en aza iner. Nadiren ciddi demir emilimi bozukluğunda enjeksiyon şeklinde de demir tedavisi yapılabilir. (İHA/SAMSUN)
Haber Merkezi