Sayfa Yükleniyor...
Yitik Ülke Yayınevi, bir yayınevinden daha çok bir dernek gibi çalışıyor. Diğer yayınevlerinden farkı da burada ortaya çıkan yayınevi, çevre bilincini geliştirmek amacıyla kitap alan okuyucularına ağaç tohumu hediye etmesi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
Yitik Ülke Yayınevini diğer yayınevlerinden ayıran çok farklı özellikleri var. Bir yayınevinden daha çok sosyal bir dernek gibi çalışan yayınevi, okuma kültürünü ve edebiyat sevgisini geliştirmek amacıyla çok farklı projeler geliştiriyor. Çevre duyarlılığını geliştirmek ve farkındalık yaratmak adına yayınevinden alınan kitapların yanında okuyuculara ağaç ve bitki tohumu hediye ediliyor.
Yitik Ülkenin Genel Yayın Yönetmeni Kadir Aydemir ile Yitik Ülkenin çıkış hikayesi ve varmak istediği yer üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kadir Aydemir, yayınevini 2006da kurduğunu ama Yitik Ülkeyi 1997nin sonunda internette sosyal medya ortamında sosyal medya alanlarının birinde şiir paylaşımı için oluşturduğu nick olarak kullandığını dile getirerek, O zamanlar yayınevi değildi. Daha sonra bu oluşumu şiir sitesi yaptık. 2000 yılında da www.yitikulke.com adı altında şiir ve edebiyat sitesine dönüştürdük. Ben o sırada birçok yayınevinde editör ve düzeltmen olarak çalıştım. İşin mutfağında pişiyordum. İşin mutfağında pişince daha sonra Kendi yayınevimi kurayım dedim. Kendi hayalim olarak Yitik Ülke Yayınevini projelendirdim. İlk kitaplarımız şiirler ve öykü üzerineydi. O günden bu güne 175 kitap bastık. Daha çok edebiyat ağırlıklı yayın yapıyoruz diye konuştu.
İMECE USULÜ KİTAP DAĞITIYORUZ
Sosyal projeleri olduğundan bahseden Aydemir, Kütüphaneler kuruyoruz. Daha çok köy okullarını destekliyoruz. Köy okullarında çalışan öğretmenler bize ulaşıyor. Çok fazla seçmeden imkanlarımız doğrultusunda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bizden genelde çocuk kitabı istiyorlar. Bizde daha çok yetişkin kitapları var. İlkokullar için kitap istedikleri zaman zorlanıyoruz. Fakat elimizden geldiğince onlara da yardım etmeye çalışıyoruz. Yayınevi kurulduğundan bu yana her tarafa kitap yolluyorum. Ne kadar kitap ve ne kadar okula yolladığımı bende inanın bilmiyorum. İmece usulü dayanışma ile biz biraz da diyetimizi ödüyoruz. Sadece kitap dağıtmıyoruz. Bütün okurlarımıza ağaç tohumu sebze ve meyve tohumu da yolluyoruz. Sonuçta bunu da doğaya katkı olsun diye yapıyoruz. Satın alınan kitapların yerine ağaç tohumu vererek doğaya biraz olsun katkı sağlamaya çalışıyoruz. Duyarlılık gösterip farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Okur kitlemizin eğitim düzeyi de yüksek olduğu için bu da bizim için sevindirici bir şey. Okumamış arkadaşlarımız da onlarla da güzel bir bağımız var. Herkes okusun diye çabalıyoruz. Ama nihayetinde küçük bir yayıneviyiz. Keşke daha çok paramız olsa da daha çok şeyler yapabilsek diye düşünmediğimiz olmuyor değil şeklinde konuştu.
BU İŞİN TEK OKULU OKUMAKTIR
Türkiyede yayıncılık yapmanın çok zor olduğuna değinen Aydemir, Bana göre yayıncılık; çok emek, dikkat ve tecrübe isteyen bir şey. Ben orada yetişmesem belki bunun farkında olamayabilirdim ama işin mutfağında yetiştiğim için neyin ne olduğunu ve nasıl yapılması gerektiğini çok iyi gözlemledim. Yitik Ülkede genç yazarlara destek olmaya çalışıyoruz. Biz ajans gibi çalışmıyoruz. Bize bitmiş dosyalar geliyor. Ama genç yazarların öncelikle bir editör ile çalışması gerektiğine inanıyorum. Biz kendi bastığımız yazarlarımıza editörlük hizmeti veriyoruz. Ama bize dışarıdan proje getirenleri de beğenirsek basıyoruz. Dışarıdan bize ulaşanlara da en fazla yol gösterip yardımcı olabiliyoruz. Bu işin tek okulu var o da okumaktır. Bana göre bütün eğitimler okumaktan geçiyor. O yüzden okuma ve kitap kampanyaları yapıyoruz. Her şey kötüye giderken bari kitap okurları biraz duyarlı olsun diye uğraşıyoruz şeklinde konuştu.
HALKA YAKIN OLMAYA ÇALIŞIYORUZ
Aydemir, her ortamda okurla buluşmaya çalıştıklarını dile getirerek, Özellikle sosyal medya paylaşımlarında kendimiz gibi olmaya çalışıyoruz. İnsanlara internet üzerinden de ulaşırken de çok seçkinci ve yukarıdan bakan bir tavırla değil de daha çok sıcak ve halka yakın olmaya çalışıyoruz. Sonuçta hepimiz halk kültüründen gelen insanlarız. Bu ülkenin çocuğuyuz. Bizler kitap okuma sevgisini öğretmenlerimizden çevremizden ve arkadaşlarımızdan almasaydık; bizde bu işlerle uğraşmazdık herhalde. Kitap okuma sayısı aslında Türkiyede iyi sayılır fakat biz daha çok popüler kültürden ziyade edebiyatın okunması için uğraşıyoruz. Popüler kültür ürünü üretmiyoruz. Daha çok şiir, öykü, kişisel gelişim ve hobi kitapları basıyoruz. Bir nevi kültür yayıncılığı yapmaya çalışıyoruz. Türkiyedeki okuma kültürünün de yayılması ve genişlemesi için de çalışıyoruz. Kitap aslında toplumsal kalkınmanın temelidir. Bizim açımızdan insanlara ulaşmak için önemli bir araçtır. Bizim yaptığımız gibi yapan başka yayınevleri de var yalnız değiliz şeklinde konuştu.
LÖSEV VE DARÜŞŞAFAKAYA KİTAP BAĞIŞLADIK
Yitik ülke isminin nasıl ortaya çıktığına değinen Aydemir, Ben gençliğimde çok şiir kitabı okuyordum. Kendi şiir kitaplarım da var. Şiiri çok severdim. Yitik ülke benim okuduğum şiirlerden ve şairlerden çıkarttığım bir sözcüktü. Olmayan bir aşk aranan bir sevgiliydi. İnternette sohbet yaparken kurduğum sanal odanın adıydı. Yıllar içinde bende benimsemeye başladım. Artık bana yitik ülke diye sesleniyorlardı. Hayalimi gerçekleştirdim. Çok mutluyum ama diyetini de ödedim. Her şeyi okumayla başardım. Gazetecilik ve yayınevini birlikte yürüttüm. Cumhuriyet gazetesinde 2005 yılında düzeltmen olarak işe başladım ve 2015 yılına kadar on sene düzeltmen olarak çalıştım. Yitik ülke aslında bir düş ülkesi ve edebiyat ülkesi sözcüklerin büyülü ülkesi belki. Biz yitik ülkede sadece ağaç tohumu ve kütüphane değil çocuk okutan kitaplarımız var. LÖSEV ve Darüşşafakaya bağışladığımız kitaplarımız var. Somaya kitap bağışladık diye konuştu.
TİCARİ DEĞİL SANATSAL KİTAP KAPAĞI YAPIYORUZ
Yayınevi olarak kitabını bastıkları kişilerin kendi arkadaşları ve dostları gibi olduğunu söyleyen Aydemir, Küçük bir ekibiz aslında ama bir ortağım var. Dışarıdan bir düzeltmen arkadaşımız üç de tasarımcı arkadaşımız var. Kitap kapaklarımızı Savaş Çekiç yapıyor. Ticari kapaklardan ziyade sanatsal kapaklar yapıyoruz. Yitik Ülkenin macerası bu şekilde devam ediyor. İzmirde çok değerli yazarlar ile çalışıyoruz. Nalan Kolcuoğlu, Orhan Çetinbilek, Nalan Tümtaş, Gündüz Öğüt, Hamdi Tuncer, Alper Akdeniz, Müge Sandıkçıoğlu gibi değerli yazarlarla çalışıyoruz dedi.
DERNEK GİBİ ÇALIŞIYORUZ
Bir yayınevinden daha fazlası olduklarını dile getiren Aydemir, Geçenlerde bir okulda sınıfın birinde sınıf başkanı seçilecekmiş. Onu bile duyurdum. Biraz da böyle neşeli şeyler yapıp insanları güldürmek de gerekir. Ama bazen sayfamızda acil kan ihtiyaçları gibi duyuruları da yapıyoruz. Bir kitap bir insanın hayatını değiştirebilir. Köyde bir çocuğa bir kitabın gitmesi o çocuğa bir bisiklet alınması gibi bir olaydır. Ben İstanbulda bir gecekondu mahallesinde büyüdüm. Biri bana bir kitap verince o kitap benim bütün dünyam oluyordu. Ben paylaştıkça mutlu oluyorum. İnternetten girip bir kitabı bir okula bağışlayabiliyorsunuz. Biz bütün bu paylaşımları birleştirip bir duyarlılık oluşturmaya çalışıyoruz. Ben bu işi yaptıkça mutlu oluyorum hiçbir ekonomik beklentim yok diye konuştu.
Haber Merkezi