‘İnsan Hakları Elçisi’ Ersin Faikzade

Türkiye’de ismi çok duyulmamış olsa da dünyanın pek çok yerinde insanlar Uluslararası ses sanatçısı ve Yazar Ersin Faikzade’yi tanıyor ve biliyor. Küçük yaşlarda annesinin yakalandığı hastalık nedeniyle dünyaya bakışının değiştiğini ifade eden Faikzade, gazetemize bu zamana kadar yaptığı projeleri anlattı


  • Oluşturulma Tarihi : 08.11.2015 08:02
  • Güncelleme Tarihi : 08.11.2015 08:02
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
‘İnsan Hakları Elçisi’ Ersin Faikzade

EMİNE YALÇIN

Dünyada ‘Türklerin Elmas Çocuğu’ olarak tanınan Uluslararası ses sanatçısı ve Yazar Ersin Faikzade, gittiği 19 ülkede farklı projeler yaptığını bu ülkelerin 6’sından da nişan aldığını söyledi. Sesi ve sanatı ile ilgili projeler yapmayı planladığını ve kendisini hayata bağlayan tek şeyin sahne olduğunu belirten Faikzade, konserlerden elde edilen gelirler ile hastalara, yaşlılara, yardıma muhtaç insanlara umut olmaya çalıştığını vurguladı.

ANNEME DÜŞKÜN BİR ÇOCUKTUM

Uluslararası ses sanatçısı ve Yazar Ersin Faikzade, annesinin hastalığı dolayısıyla kendisini yardıma muhtaç insanların yanında bulduğunu belirterek, küçük yaşlarda hastalara ve annesine yardım edeceğine dair kendisine bir söz verdiğini söyledi. Annesinin hastalığının 25 yıl sürdüğünü o süre zarfında da yanından hiç ayrılmadığını dile getiren Faikzade, “Annem Multiple Sclerosis (MS) hastası idi. Anneme hastalığı süreci boyunca babam, ablam ve ben birlikte baktık. Annemin şefkat dolu gözleri beni çok etkiledi. Hayata ve bize sevgi dolu bakıyordu. Ben anneme düşkün bir çocuktum. Ama ne yazık ki annem geçen yıl doğum günümde vefat etti. Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanıyorum. Yaşadıklarımdan ötürü de ilginç bir hayat öykümün olduğunu düşünüyorum” dedi.

DÜNYANIN EN BÜYÜK ŞÖHRETİNİ DE VERSELER BENİ İLGİLENDİRMİYOR

İzmir’de bulunan MS Derneği’ne yardım etmekle başladığını ifade eden Faikzade, orada bulunan insanların kendisinin yaşının küçük olması sebebi ile şaşkınlık yaşadıklarını dile getirdi. Faikzade, “Şaşırmalarının sebebi ise dışarda oynaması gereken bir çocuğun ihtiyacı olan kişilere yardım etmesi oldu. Ama şu an bana dünyanın en büyük şöhretini de verseler beni ilgilendirmiyor. Benim hiçbir zaman egom ve hırsım olmadı. Ego ve hırs peşinden koşan insanlardan da hep uzak durdum. O insanların olduğu ortamlara girmek istemedim. Belki de Türkiye genelinde fazla tanınmamamın bir sebebi de budur. Çünkü kendimi hep geri çektim. Beni tanıyan insanlarda benden saygı ve sevgiyle bahsediyorlar. Ben insanlara yardım etmek için kendimi adadım. Sadece Türkiye için değil dünyanın her yeri için geçerli bu” diye konuştu.

DEVLET GÖNÜLLÜSÜ İLAN EDİLDİM

Faikzade, MS Derneği’ne gittiği zamanlarda orada olan insanların sesinin güzel olmasından dolayı şarkı söylemesini istediklerini de anlatarak, şarkı söylemekten çok yazarlık mesleğine ilgisi olduğunu ifade etti. Faikzade, “Bir gün derneğe Avni Anıl konser vermek için geldi. Ben de henüz 16 yaşındayım. Avni Anıl sesimi dinledikten sonra güçlü bir sesim olduğunu söyledi. Kendisine ait birkaç şarkı okumamı istedi. Kendi şarkılarından seslendirince opera gibi okuduğumu anladı. Bana ‘sen tenorsun biliyor muydun’ dedi. Ben de bilmediğimi söyledim. Sonra ben Avni Anıl ve Yılmaz Yüksel’den Kıbrıs Kültür Derneği’nde 5 yıla yakın eğitim aldım. Sonrasında annemin dostlarından biri beni İngiltere’ye göndermek istedi. İlk başlarda annemi bırakmamak için sonuna kadar direndim. Ancak kız kardeşim ve babam gitmemi destekledi. İngiltere’ye gittikten sonra Prenses Diana Vakfı’nda çalışmaya başladım. Londra’da bulunan merkezde kişisel farkındalık dersleri aldım. Bir engelli ile bir yatalak hasta ile nasıl yaşanılır? Bunları öğrendim. Sonrasında verdiğim konserlerin gelirlerini yardım kuruluşlarına bağışladım. Yaptığım çalışmalardan dolayı devlet gönüllüsü olarak ilan edildim. Sonrasında Avrupa Birliği’ne müracaatta bulundum. Avrupa Birliği’nin gönüllüsü oldum” şeklinde konuştu.

İNSANLARIN KAFASINI DEĞİŞTİRMELİYİZ

Avrupa’nın engellilere bakış açısının Türkiye’ye göre çok daha ilerde olduğunu da anlatan Faikzade, sokakta yürüdüğü zaman engelli bir vatandaş gibi yürüdüğünü, yürürken de karşılaştığı engellerin engelli vatandaşlar için sıkıntı oluşturabileceğini söyledi. Faikzade, “Son zamanlarda elbette ki Türkiye’de engellilere yönelik yapılan çalışmalarda ilerlemeler var. Ama ben annemi dışarda gönlümce gezdiremedim. Bir gün geçtiğim yoldan ertesi gün geçemedim. Ancak annemi dışarda gördüğü engeller değil insanların ‘vah vah’ demesi daha çok üzdü. Bence öncelikle kaldırımları yolları değiştirip düzeltmek yerine insanların kafasını değiştirmeliyiz. Bu yönlü çalışmalar yapmalıyız. Çünkü toplumda sadece sağlıklı insanlar yaşamıyor. Bunu 7’den 70’e herkesi eğitmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

AMA TÜRKİYE’DE YAYINLANMADI

Faikzade, Afrika’ya da gittiğini, orada da yardıma muhtaç olan insanlara el uzattığını ve o insanlar için birçok hizmet verdiğine de dikkat çekerek, Pakistan’a da gittiğini, birçok konser verdiğini ve orada da sosyal farkındalık yaratan çalışmalara imza attığını söyledi. Sattar ile bir düet gerçekleştirdiğini de anlatan Faikzade, “Yayınlanan klibimiz dünya genelinde çok sevildi. Orta Doğu Dostluk Düeti’ydi bu. Ama Türkiye’de yayınlanmadı. Bu durum da beni çok üzdü” dedi.

İNSANLAR ‘İNSAN HAKLARI ELÇİSİ’ OLARAK TANIYOR

Gittiği 19 ülkede farklı projeler yaptığını bu ülkelerin 6’sından nişan aldığını da vurgulayan Faikzade, İtalya’da 2009 yılında ‘İnsan Hakları Elçisi’ ilan edildiğini açıkladı. Faikzade, “İnsanlar beni daha çok insan hakları elçisi olarak tanıyor. Birleşmiş Milletler 2012 yılında ‘Türklerin Elmas Çocuğu’ unvanını verdi. Bu durum yurtdışı basınına bu şekilde yansıdı” diye konuştu.

TÜRKİYE’DE DAHA ÇOK KONSER VERMEK İSTİYORUM

Sesi ve sanatı ile ilgili projeler yapmayı planladığını ve kendisini hayata bağlayanın sahne olduğunu söyleyen Faikzade, yaratılan her şeye sonsuz bağlı olduğunu da sözlerine ekledi. Faikzade, “Verdiğim konserler bel altı fıkralar anlatarak güldüren konserlerden değil. Eğitici ve öğretici konserler veriyorum. Yeri geliyor gülüyoruz yer geliyor ağlıyoruz. Farklı dillerde şarkılar okuyorum. Değişik bir konseptim var. Ayrıca konserlerden elde edilen gelirler ile hastalara, yaşlılara, yardıma muhtaç insanlara umut olmaya çalışıyorum. Türkiye’de daha çok konser vermek istiyorum. Bu yüzden gerekli yerlere sürekli dilekçeler yazıyorum.

GERÇEK SANATÇILARA GEREKTİĞİ DEĞER VERİLMİYOR

Faikzade, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Türkiye’yi, vatanımı ve milletimi çok seviyorum. Bu sebeple ülkemde de vakit geçirmeye karar verdim. Herkesin bildiği gibi 7 Haziran seçim sonrası bir kaos yaşandı. Bizi üzen olaylara şahit olduk. Bu saatten sonra her şeyin düzeleceğini düşünüyorum. Sanatçının topluma renk katan kişi olduğunu bu yüzden de ülkemizde gerçek sanatçıya ve sanata daha değer verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama maalesef Türkiye’de şu an için gerçek sanatçılara gerektiği değer verilmiyor.”

ERSİN FAİKZADE KİMDİR?

Ersin Faikzade, uluslararası yardım gönüllüsü, ses sanatçısı ve yazar. 1982 yılında İzmir'de doğdu. İlköğretim ve lise yıllarını Türkiye’de tamamlayan Faikzade, küçük yaşlardan itibaren müziğe duyduğu ilgisini aldığı eğitimler ile pekiştirerek tenor tekniğini geliştirdi. Annesinin Multiple Sclerosis (MS) hastalığına yakalanmasından sonra kendisini hasta ve yardıma muhtaç insanlara adayan Faikzade, bu amaçla çeşitli hayır kurumları ve dernekler için Türkiye’de ve Avrupa da pek çok ücretsiz konser verdi. Katıldığı uluslararası insanlık projeleri ile özellikle Down Sendrom, Multiple Sclerosis, Lepra, Kanser ile mücadele eden insanlara yardım etmeyi hedefledi.

Haber Merkezi