İzmir'de çocuğunu tehdit aracı yapan baba hakkında görevsizlik kararı

Sanık Ş.A., duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada taraf avukatları da hazır bulundu.

Cumhuriyet savcısı, sanığın küçük yaştaki çocuğunun boynuna bıçak dayayıp görüntülü şekilde eşini tehdit etmesini "kasten öldürmeye teşebbüs" suçu kapsamında değerlendirdi. Bu gerekçeyle dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesini ve sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti.

Savunmasında suçlamaları kabul etmeyen sanık Ş.A., "Herkes bana cani gözüyle bakıyor. Eşimle 10 yıllık evliliğimiz var. Bu noktaya gelmemizin sebebi beni aldatması. Kaçtığı adam tarafından tehdit edildim," ifadelerini kullandı.

Mahkeme, olayın ağır ceza mahkemesinin görev alanına girdiğine hükmederek görevsizlik kararı aldı.

Çocuklarına bu yaşına kadar kendisinin baktığını savunan Ş.A, şunları söyledi:

"Hem babalık hem annelik yaptım. Eşimin 1 gram hakkı yok çocukların üstünde. Ama bana cani gözüyle bakıyorlar. Bu olay yaşandığında evde kimse yoktu, çok şükür kimseye zarar gelmedi. O kadın benden de çocuklarımdan da uzak dursun. Ben yeni hayatıma devam etmek istiyorum. Eşim hakkımda açmış olduğu davasını da geri çeksin. Ben olayda oğlumun boynuna bıçak dayamadım. Diğer oğlum o gün evde değildi."

Hakim, sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğunu belirterek tutukluluk halinin devamına hükmedip görevsizlik kararı verdi ve dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderdi.

NE OLMUŞTU?

Burdur'da bulunan F.A. (26), İzmir'de yaşayan ve boşanma aşamasında olduğu kocası Ş.A'nın (32) kendisini görüntülü arayıp tehdit etmek için çocuğunun boğazına bıçak dayadığı şikayetiyle savcılığa başvurmuş, şikayet üzerine 18 Kasım 2024'te polis ekiplerinin gözaltına aldığı Ş.A. tutuklanmıştı.

Babanın yanında bulunan çocukların Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünce koruma altına alındığı açıklanmıştı.

Ş.A. hakkında çocuğu B.A'ya yönelik "kasten yaralama" ve "silahla tehdit" suçundan 6,5 yıl, eşi F.A'ya karşı ise "silahla tehdit" suçundan 2 yıla kadar olmak üzere toplam 8,5 yıl hapis cezası istemiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame kabul edilmişti.

İlk duruşmada tahliye edilen sanık, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca tahliye kararına itiraz edilerek yeniden tutuklanmıştı.