Sayfa Yükleniyor...
İnternet hesapları ve bağlantılı cihazların günlük yaşantımızdaki rolü arttıkça, bir ilişki içerisindeki insanların özel hayatlarının sınırlarını belirlemesi giderek zorlaşıyor
Dijital sınırlarla belirlenen dünyada, özel hayat giderek daha da esnek bir kavram haline geliyor. İlişkiler de buna dahil. Örneğin, Türkiyede çiftlerin yüzde 82si kişisel cihazlarına erişim için kullandıkları parolalarını, PINlerini veya parmak izlerini paylaşıyor. Yüzde 21lik bir kesim ise eşinin cihazında özel ve hassas verilerini saklıyor. Bunlar arasında eşler arasındaki özel mesajlar (yüzde 8), kendilerinin samimi ve özel fotoğrafları (yüzde 9), kendilerinin ve eşlerinin samimi videoları (yüzde 10) yer alıyor. Buna ek olarak kullanıcılar eşleriyle paylaştıkları hesaplarda ve cihazlarda, finansal bilgiler (yüzde 10) veya işle ilgili bilgiler (yüzde 10) gibi kritik veriler de saklıyor.
SORUNLAR ORTAYA ÇIKIYOR
İlişki düzgün bir şekilde yürüdüğünde ve veriler güvenilir ellerde olduğunda bunların hiçbir sakıncası yok fakat ayrılık söz konusu olduğunda bazı önemli sorunlar ortaya çıkıyor. İlişki kötüye gitmeye başladığında, cihazlarda veya internet hesaplarında samimi anıların paylaşılmış olması, yakın bir ilişkinin doğal bir parçası olmaktan çıkıp potansiyel bir kabusa dönüşebiliyor.
Türkiyede ayrılık yaşayanların yüzde 11i intikam olarak eski eşlerinin özel bilgilerini paylaştığını veya paylaşmak istediğini, yüzde 11i eşinin cihazına hasar verdiğini veya vermek istediğini ve yüzde 28i ise erişebildikleri hesapları gizlice izlediğini belirtti. Türkiyedeki katılımcıların yüzde 8inin internette eski eşinin parasını harcadığı göz önünde bulundurulduğunda, tüm bunların potansiyel bir maddi etkisinin de olduğu görülüyor. HABER MERKEZİ
Haber Merkezi