İnternetin ilk tohumu nerede atıldı, Türkiye bu hikâyeye nasıl dahil oldu?

İlk web sitesinden TURNET'e, ODTÜ'den İTÜ’ye… Türkiye internetle nasıl tanıştı, dijital dönüşümde nasıl bir yol izledi? 34 yıllık serüvenin bilinmeyenleri burada!

  • Oluşturulma Tarihi : 05.08.2025 17:09
  • Güncelleme Tarihi : 05.08.2025 17:09
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İnternetin ilk tohumu nerede atıldı, Türkiye bu hikâyeye nasıl dahil oldu? haberinin görseli

İnternetin ilk kez insanlığa kapılarını aralamasının üzerinden tam 34 yıl geçti. Bugün milyarlarca insanın hayatına yön veren bu devrimsel teknolojinin başlangıç hikâyesi CERN’in laboratuvarlarında yazıldı. Türkiye ise bu dijital dönüşümde kendi rotasını çizerek akademik ve teknik birikimiyle dikkat çeken bir dijital oyuncuya dönüştü.

1990 yılının son günlerinde, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN), insanlık tarihinin belki de en büyük teknolojik atılımlarından birini duyurdu. İngiliz bilgisayar bilimcisi Tim Berners-Lee tarafından geliştirilen “World Wide Web” (www) projesiyle birlikte ilk web sitesi 20 Aralık’ta erişime açıldı. Başlangıçta yalnızca CERN çalışanlarına açık olan bu sistem, 6 Ağustos 1991’de tüm dünya için erişilebilir hale gelerek dijital çağın kıvılcımını yaktı.

Bugün sosyal medya, yapay zeka, mobil uygulamalar, bulut altyapıları ve nesnelerin interneti gibi sayısız teknolojik katmanla dönüşen internet, başlangıçta sadece bilgi paylaşımı için kullanılan bir akademik araçtı. Ancak bu araç, kısa sürede küresel etkileşim ve ekonomik kalkınmanın anahtarı haline geldi.

TÜRKİYE’NİN İNTERNETLE İLK TEMASI: AKADEMİK TEMELLERDEN ULUSAL AĞLARA

Dijital devrimin ilk sinyalleri Avrupa’dan yükselirken, Türkiye de bu dönüşüme kayıtsız kalmadı. 1986 yılında kurulan Türkiye Üniversite ve Araştırma Kurumları Ağı (TÜVAKA) ile birlikte Türkiye, ilk defa akademik tabanlı elektronik iletişim altyapısını hayata geçirdi.

1987 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) üzerinden kurulan geniş alanlı ağ (WAN) bağlantısı sayesinde, Türkiye’deki üniversiteler Avrupa ve Amerika’daki BITNET-EARN ağlarına erişmeye başladı. Bu bağlantı, Türkiye'nin dış dünyayla ilk dijital teması olarak tarihe geçti.

Bir adım sonrası, internetin Türkiye'de kurumsal anlamda gelişiminin yapı taşlarından biri olan TR-NET projesi oldu. 1991’de ODTÜ ve TÜBİTAK iş birliğiyle başlatılan proje sayesinde akademik sınırların dışına çıkan internet, kamu ve özel kurumların da erişimine açıldı.

1992'nin Eylül ayında yapılan Hollanda ile X.25 devresi üzerinden ilk uluslararası test bağlantısı, bu alanda bir dönüm noktasıydı. Ardından, 64 Kbps kapasiteli hat üzerinden ODTÜ ile ABD’deki Ulusal Bilim Vakfı Ağı (NSFNet) arasında kurulan bağlantıyla Türkiye, küresel internet ağının resmi bir parçası haline geldi.

İTÜ, DİJİTAL TÜRKİYE'NİN TEKNİK MİMARI OLDU

Türkiye'deki internet altyapısının en önemli kilometre taşlarından biri, 1994 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Bilgi İşlem Merkezi'nde kurulan ilk web sunucusuyla atıldı. Bu sunucu, dijital bilgiye erişimi üniversitelerle sınırlı kalmadan toplumun farklı kesimlerine taşımanın da kapısını araladı.

İTÜ aynı zamanda Türkiye’nin ilk UNIX tabanlı e-posta sistemleri ve ağ servislerini devreye alan kurumlardan biri oldu. Bu teknik gelişmeler, yalnızca iletişim hızını artırmakla kalmadı; aynı zamanda Türkiye'nin dijital bağımsızlığına giden yolda sağlam bir altyapı oluşturdu.

YÖK’TEN TÜBİTAK’A, TÜVAKA’DAN ULAKBİM’E: KURUMSAL GEÇİŞİN AYAK SESLERİ

1996 yılı, Türkiye internet tarihinde yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor. Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) aldığı kararla üniversitelerin ulusal ve uluslararası bağlantıları ile ilgili görevler, TÜBİTAK’a devredildi ve bu doğrultuda ULAKBİM (Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi) kuruldu.

ULAKBİM, bir yandan TR-NET'in akademik görevlerini devralırken, diğer yandan da TÜVAKA’nın fonksiyonlarını üstlendi. Boğaziçi, Ege, ODTÜ ve İTÜ gibi üniversiteler bu omurganın ilk kullanıcıları arasında yer aldı. Akademik veri paylaşımı hızlandı, uzaktan eğitim olanakları doğdu, bilimsel araştırmalar dijital veri tabanları üzerinden ortaklaşa yürütülmeye başlandı.

TURNET İLE TÜRKİYE’DE DİJİTAL TÜKETİM BAŞLADI

Akademik alanda olgunlaşan internet, artık ticari yaşamın da bir parçası olmaya hazırdı. 1996 yılının Ağustos ayında hayata geçirilen TURNET projesi, internetin halka açılmasını mümkün kılan kritik bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Bu sayede, ilk internet servis sağlayıcıları (İSS) ortaya çıktı.

1997’ye gelindiğinde Türkiye’deki İSS sayısı 80’i geçmişti. Gazeteler internet siteleriyle yayına başladı, bankalar dijital hizmetler sunmaya koyuldu ve büyük alışveriş merkezleri sanal mağazalarını devreye aldı.

34 YILDA LABORATUVARDAN CEBİMİZE: İNTERNETİN TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜ

Bugün geldiğimiz noktada internet, yalnızca bir iletişim ağı değil; ekonomik, sosyal ve kültürel hayatın ayrılmaz bir bileşeni. Milyonlarca insan için günlük yaşamın temel yapı taşı haline gelen bu ağ; mobil cihazlar, yapay zeka, bulut sistemleri ve nesnelerin interneti (IoT) gibi teknolojilerle adeta bir dijital evrene dönüştü.

Ve Türkiye… Bu evrende yalnızca izleyici değil, kendi dijital kimliğini oluşturan, teknik yetkinliği ve akademik birikimiyle bu devrimin içinde yer alan güçlü bir aktör olmayı başardı.

Kaynak : HABER MERKEZİ