Skandal talep! İkinci el platformda para iadesi için anneden 'çocuğunu tokatlama videosu' istediler

Çin'de faaliyet gösteren popüler bir ikinci el ticaret platformunda, para iadesi talep eden bir anneden, küçük kızını tokatladığı bir video istenmesi ülke gündemine bomba gibi düştü. 11 yaşındaki bir çocuğun izinsiz alışverişi sonrası ortaya çıkan bu skandal talep, platformların denetim zafiyetini ve etik sınırların aşılmasını bir kez daha tartışmaya açtı.

Çin’in hızlı büyüyen ikinci el ticaret pazarının önemli oyuncularından biri olan Qiandao platformu, son günlerde etik dışı bir skandalla sarsılıyor. Olay, 11 yaşındaki bir kız çocuğunun annesi Li Yun’dan habersizce platform üzerinden yaklaşık 500 yuan (yaklaşık 70 dolar) değerinde koleksiyon kartı satın almasıyla başladı. Anne Li Yun, durumu fark ederek satın alma işleminden yalnızca iki saat sonra para iadesi talebiyle satıcıya ulaştı. Ancak bu noktadan sonra yaşananlar, ülkenin vicdanını yaralayan bir krize dönüştü.

ŞARTNAME: KESİNTİSİZ GÖRÜNTÜ, NET TOKAT SESİ VE 1000 KARAKTERLİK ÖZÜR METNİ

Satıcının, iade talebini "değerlendirmek" için anne Li Yun’a sunduğu şartlar bütünü, insani değerlerin ne denli ayaklar altına alınabileceğini gözler önüne serdi. Satıcı tarafından hazırlanan ve “Reşit Olmayanlar İçin Geri Ödeme Bildirimi” başlığını taşıyan metin, iade için akıl almaz koşullar içeriyordu. Annenin, çocuğunu tam beş dakika boyunca aralıksız tokatladığı bir video çekmesi ve bu videonun "kesintisiz olması" ile "tokat seslerinin net bir şekilde duyulması" talep ediliyordu.

Şartlar sadece fiziksel şiddetle sınırlı değildi. Küçük kızın, ek olarak 1000 karakterlik el yazısıyla bir özür mektubu kaleme alması, anne ve çocuk tarafından imzalanıp parmak iziyle onaylanması ve son olarak bu metni kameraya okuması da zorunlu kılındı. Satıcının, bu ağır koşulları öne sürerken, anneyi "siparişi kötü niyetle iptal etmek için kendisini çocuk gibi göstermekle" suçlaması ise skandalın boyutunu derinleştirdi.

PLATFORMUN 'YAPACAK BİR ŞEYİMİZ YOK' TUTUMU TEPKİ ÇEKTİ

Olayın ardından anne Li Yun’un, platformun müşteri hizmetleriyle iletişime geçmesi de bir çözüm getirmedi. Qiandao müşteri hizmetleri, annenin yaşadığı bu zor durumda dahi, "platformun yaptırım gücü bulunmadığı" gerekçesiyle satıcıyla "doğrudan iletişim kurmasını" tavsiye ederek sorumluluktan kaçınan bir tavır sergiledi. Bu vurdumduymaz yaklaşım, e-ticaret platformlarının kullanıcı güvenliğini ve etik ticaretin sürdürülmesini ne kadar ciddiye aldığı sorusunu gündeme getirdi.

SOSYAL MEDYADA ÖFKE SELİ: "İNSANLARI AŞAĞILANACAK NESNELER GİBİ GÖRÜYORLAR"

South China Morning Post gazetesinin haberiyle duyulan bu olay, Çin’in popüler sosyal medya mecralarında büyük bir infiale neden oldu. Kullanıcılar, satıcının koşullarını "aşağılayıcı," "istismarcı" ve "akıl almaz" sözleriyle tanımlayarak öfkelerini dile getirdi.

Bir sosyal medya kullanıcısı, "Bu, herhangi bir anlaşmazlığı çözme yolu olamaz. İnsanları, tamamen aşağılanacak nesneler gibi görmek demektir," yorumunu yaparken, bir diğeri ise, "Artık hiçbir sınır kalmadı mı? Belki de bu satıcı önce kendini tokatlayarak ayılmalı," ifadeleriyle tepki gösterdi. Bu sert eleştiriler, olayın sadece bir iade anlaşmazlığı olmaktan çıkıp, toplumsal bir ahlak ve etik krizi haline geldiğini gösteriyor.

QİANDAO: "ŞAHSİ ANLAŞMAZLIK, ONAYLAMIYORUZ"

Kamuoyunun baskısı altında kalan Qiandao platformu, 20 Ekim'de yaptığı açıklamada, olayın "kullanıcılar arasındaki kişisel bir ikinci el satış anlaşmazlığından" kaynaklandığını ve söz konusu bildirimin şirket tarafından onaylanmadığını belirtti. Platform, "Uygunsuz içerik paylaşan kullanıcıları doğru davranışa yönlendirecek, nezaket çerçevesinde iletişimi teşvik ederek dostane bir ticaret ortamını güçlendireceğiz," şeklinde yuvarlak ifadelerle durumu geçiştirmeye çalışsa da, kamuoyu bu açıklamayla tatmin olmadı.

Uzmanlar, bu tür platformlardaki satıcı denetiminin yetersizliğine dikkat çekerek, özellikle reşit olmayanların yaptığı alışverişler ve genel tüketici haklarını korumak adına çok daha net ve yaptırım gücü olan yasal düzenlemelerin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu skandal, Çin’in dijital ticaret dünyasındaki denetimsizliğin ve etik boşlukların ne denli vahim sonuçlar doğurabileceğinin en çarpıcı örneklerinden biri olarak kayıtlara geçti.