- Eğitim
- 27.10.2025 17:05
Ege Üniversitesi’nde Postmortem Toksikoloji etkinliği
Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü’nden akademisyen ve öğrenciler, postmortem toksikoloji alanındaki kritik analiz ve yöntemleri tartışmak üzere bir araya geldi. Etkinlikte ölüm sonrası biyokimyasal değişiklikler ve örneklerin doğru taşınmasının önemi vurgulandı.
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : BÜLTEN
Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü, Prof. Dr. Serap Anette Akgür koordinasyonunda “Postmortem Toksikoloji” etkinliğine ev sahipliği yaptı. Hibrit olarak gerçekleşen etkinlikte, Manisa Adli Tıp Kurumu’ndan Uzm. Dr. Gökçe Karaman, ölüm sonrası toksikolojik analizlerin doğru yorumlanması, karşılaşılan zorluklar ve kritik noktalar hakkında detaylı bilgiler verdi. Akademisyenler ve öğrencilerin katıldığı etkinlikte, örneklerin uygun koşullarda taşınmasının ve doğru analiz yöntemlerinin önemi özellikle vurgulandı.
POSTMORTEM TOKSİKOLOJİ NEDİR?
Postmortem Toksikolojinin tanımını yapan Uzm. Dr. Gökçe Karaman, “Postmortem adli toksikoloji, ölen bireyin vücudundaki toksik maddeleri ve bulguları mahkemelerde kanıt olarak sunan adli toksikolojinin özel bir dalıdır. Özellikle ölüm sonrası gelişen biyokimyasal değişiklikler, bu alandaki en önemli zorluklardan biridir. Ölümden sonra bakteriler vücutta aktif hale geliyor ve bu da etanol miktarında artışa neden olabiliyor. Fermantasyon sonucu alkol oluşabiliyor. Bu noktada, cesette tespit edilen alkolün kişinin kendisi tarafından mı alındığı yoksa bakteriyel üretim sonucu mu ortaya çıktığı sorusu gündeme geliyor. Alkol analizlerinde göz içi sıvısı artık standart bir örnek haline geldi. Bu sıvı, diğer dokulara göre daha az bozulmaya uğradığı için güvenilir sonuçlar elde etmemizi sağlıyor” dedi.
ÖRNEKLERİN UYGUN KOŞULLARDA TAŞINMASI KRİTİK
Otopsi sürecinin zamanlamasının ve örneklerin uygun şekilde alınmasının kritik önemine dikkat çeken Uzm. Dr. Karaman, “Ölümden sonra otopsi ne kadar gecikirse, bakteriyel aktivite de o kadar artıyor. Özellikle kış aylarında karbonmonoksit zehirlenmesi vakalarıyla sık karşılaşıyoruz. Bu tür olgularda karboksihemoglobin düzeyi belirleyici oluyor. Örnekler uygun tüplere alınmalı, doğru şekilde korunmalı ve laboratuvara dikkatle ulaştırılmalı. Çünkü taşınma süresi, sıcaklık koşulları bile analiz sonuçlarını etkileyebiliyor” dedi.
Kaynak : BÜLTEN